emperyalizm burada yazılan görüşler itibariyle şu savunular içerisinde:

+ emperyalizm, kapitalizm ilişkisi
+ emperyalizm, maddi ve kültürel sömürü

(yanılıyorsam düzeltin)

konuya girerken, bazı başlıkları gözden geçirdim tekrar:

osmanlı devleti'nin gelir kaynakları:
1. halktan alınan vergiler
2. gümrük, maden, orman ve tuzla gelirleri!
3. savaşlardan elde edilen ganimetler!
4. bağlı beyliklerden ve yabancı devletlerden alınan vergi ve hediyeler(!)
(küçük kalemleri saymıyorum)

osmanlı devleti'nin hüküm sürdüğü ülkelere bir göz atalım:

Avrupa
1.Türkiye (Anadolu)
2.Bulgaristan (545 yıl)
3.Yunanistan (400 yıl)
4.Sırbistan (539 yıl)
5.Karadağ (539 yıl)
6.Bosna-Hersek (539 yıl)
7.Hırvatistan (539 yıl)
8.Makedonya (539 yıl)
9.Slovenya (250 yıl)
10.Romanya (490 yıl)
11.Slovakya (20 yıl) Osmanlı adı:Uyvar
12.Macaristan (160 yıl)
13.Moldova (490 yıl)
14.Ukrayna (308 yıl)
15.Azerbaycan (25 yıl)
16.Gürcistan (400 yıl)
17.Ermenistan (20 yıl)
18.Güney Kıbrıs (293 yıl)
19.Kuzey Kıbrıs (293 yıl)
20.Rusya'nın güney toprakları (291 yıl)
21.Polonya (25 yıl)-himaye- Osmanlı adı: Lehistan
22.İtalya'nın güneydoğu kıyıları (20 yıl)
23.Arnavutluk (435 yıl)
24.Belarus (25 yıl) -himaye-
25.Litvanya (25 yıl)-himaye-
26.Letonya (25 yıl) -himaye-
27.Kosova (539 yıl)
28.Voyvodina (166 yıl) Osmanlı adı: Banat
Asya
29.Irak (402 yıl)
30.Suriye (402 yıl)
31.İsrail (402 yıl)
32.Filistin (402 yıl)
33.Ürdün (402 yıl)
34.Suudi Arabistan (399 yıl)
35.Yemen (401 yıl)
36.Umman (400 yıl)
37.Birleşik Arap Emirlikleri (400 yıl)
38.Katar (400 yıl)
39.Bahreyn (400 yıl)
40.Kuveyt (381 yıl)
41.İranın batı toprakları (30 yıl)
42.Lübnan (402 yıl)

Afrika43.Mısır (397 yıl)
44.Libya (394 yıl) Osmanlı adı:Trablusgarp
45.Tunus (308 yıl)
46.Cezayir (313 yıl)
47.Sudan (397 yıl) Osmanlı adı: Nübye
48.Eritre (350 yıl) Osmanlı adı: Habeş
49.Cibuti (350 yıl)
50.Somali (350 yıl) Osmanlı adı: Zeyla
51.Kenya sahilleri (350 yıl)
52.Tanzanya sahilleri (250 yıl)
53.Çad'ın kuzey bölgeleri (313 yıl) Osmanlı adı: Reşade
54.Nijer'in bir kısmı (300 yıl) Osmanlı adı: Kavar
55.Mozambik' in kuzey toprakları (150 yıl)
56.Fas (50 yıl) -himaye-
57.Batı Sahra (50 yıl) -himaye-
58.Moritanya (50 yıl) -himaye-
59.Mali (300 yıl) Osmanlı adı: Gat kazası
60.Senegal (300 yıl)
61.Gambiya (300 yıl)
62.Gine Bissau (300 yıl)
63.Gine (300 yıl)
64.Etiyopya' nın bir kısmı (350 yıl) Osmanlı adı: Habeş
Halifeye Bağlı Olan Ülkeler
65.Hindistan Müslümanları -Pakistan
66.Doğu Hindistan Müslümanları -Bangladeş
67.Singapur
68.Malezya
69.Endonezya
70.Türkistan Hanlıkları
71.Nijerya
72.Kamerun
Osmanlı Donanması'nın
Değişik Sürelerde Bulunduğu Ülkeler

73.Fransa
74.İspanya
75.İngiltere
76.Monako
77.Hollanda
78.Norveç
79.İzlanda
80.İrlanda
81.Cebelitarık
82.Danimarka
83.İskoçya
84.Myanmar
85.Japonya

Osmanlı Ordusunun
Değişik Sürelerde Bulunduğu Ülkeler
86.Almanya
87.Liechtenstein
88.San Marino
Ay Yıldızlı Sancağın
Dalgalandığı Ülkeler


Osmanlı Macaristan'ı
Osmanlı Suriye'si
Osmanlı Rodos'u
Osmanlı Cezayir'i
Osmanlı Tunus'u
Osmanlı Mısır'ı
Osmanlı Diraç'ı
Osmanlı Kudüs'ü
Osmanlı İnebahtı'sı
Osmanlı İskenderiye'si
Osmanlı Şam'ı
Osmanlı Velona'sı
Osmanlı Koron'u
Osmanlı İstanbul'u
Osmanlı Yemen'i
Osmanlı Mehdiye'si
Osmanlı Monemvasya'sı
Osmanlı Hırvatistan'ı
Osmanlı Makedonya'sı
Osmanlı Mekke'si
Osmanlı Atina'sı (Yunanistan)
Osmanlı Selanik'i (Yunanistan)
Osmanlı Yenişehir'i (Larissa-Yunanistan)
Osmanlı Kalamata'sı (Yunanistan)
Osmanlı Belgrat'ı
Osmanlı Mora'sı
Osmanlı Navarin'i
Osmanlı Akka'sı
Osmanlı Tripoli'si
Osmanlı Girit'i
Osmanlı Beyrut'u (Lübnan)
Osmanlı Mısır'ı
Osmanlı Batum'u (Gürcistan)
Osmanlı Halep'i
Osmanlı Bozcaada'sı
Osmanlı Trabzon'u
Osmanlı Sakız'ı
Osmanlı Split'i


emperyal tanımına bir kez daha göz atalım:

Bir ülkenin topraklarını genişletmesi
Bir ulusun veya toplumun başka bir ulusu veya toplumu vergiye bağlaması
Bir ulusun veya toplumun başka bir ulus veya toplumun topraklarındaki kaynaklarından yararlanması
Bir ülkenin veya toplumun başka bir bölgeye kendi kültürünü yayması ve oranın halkını köle olarak kullanması

bu maddelerden birinin eksik olması, o ülkeyi emperyal olma statüsünden çıkarmaz.
yukarıda yazılan delvetlerin hepsinden osmanlı'nın vergi aldığını düşünürseniz (ki kimse arkadaş canım sıkıldı gel sana vergi vereyim de demiyor)
osmanlı emperyal'dir...
aytmatov "biz sizi oraya çekik gözlü yollamıştık" demişti; zaten bizim olmayan, kılıç zoruyla aldığımız topraklar üzerinde emperyal devlet miyiz konuşmasını yapıyoruz
şahsen bu bana garip geliyor

bunların büyük kısmının osmanlı vilayeti sayıldığını, vali atandığını ve bir kısmının da beyliklere bağlandığını düşünürsek,
osmanlı savaş ya da tehdit unsurlarıyla elde ettiği ülkelerden vergilerini alıyor. yani ekonomisinin büyük kısmını bu vergiler oluşturuyor.
(osmanlı sömürmemiştir tezine farklı bir yaklaşım)
gerileme sebepleri sayılırken, osmanlı devletinin toprak kaybetmesi, elde edilen gelirlerin düşmesi de maddeler arasında sayılıyor.

osmanlı, kültürel anlamda insanların etnik kimliklerini kılıç zoruyla değiştirmemiş olabilir.
değiştirmemiş olması osmanlı'nın egemen güç, emperyal bir güç olmadığını göstermez.
hatta sırf bu teze karşı çıkmak için, osmanlı imparatorluk değildi tezini geliştirenler de var, yok değil.

osmanlı kuruluşundan itibaren, çevresindeki beylikleri bir bir yok ederek tabiri caizse "top" olma yolunda adım adım ilerlemiştir.
ve ilerlerken yine birilerinin damarına basacak söz söyleyeceğim ama; bunun için kural da tanımamıştır.
her ne kadar osmanlı şer'i bir devlet gibi görünse de, almış olduğu bir çok kararda aslında şer'i de değildir.

osmanlı'nın esasen "din götürme" gibi bir kaygısı da yoktu.
osmanlı bunu yapmadı.
eğer bunu yapmış olsaydı, 600 yıl egemen olması çok daha zorlaşacaktı. (osmanlı zekidir, en azından belli bir dönem zekiydi)
akdeniz osmanlı elinde olduğu halde, akdenizde cirit atan gemiler, diğer ülkelerin gemilerini esir alıyordu, hatta gemilere el koyuyordu
(amerika örneğini verdim burada, fransa, almanya da buna dahildir)
el koymasının karşılığında, hümayun, yani koruyuculuk yapma adına, yıllık vergi alıyordu!
zaten gemilere el koyan kim, koruyan kim? ikisi de aynı yönetim biçimi değil miydi peki?
(artı bir not: kapitülasyonların yürürlüğe girmesiyle birlikte vergilerin büyük oranda azaldığını tarihçiler not düşer,
bu da osmanlı ekonomisine ciddi bir darbe vurur)

osmanlı hazinesinin en geniş olduğu dönem yavuz zamanına rastlar fetihlerin o zamana kadar en yoğun olduğu dönemler.
hazine fazlasıyla doluydu. yavuz ferman yayınlar, benden sonra her kim gelip bu hazineyi bundan fazla doldurursa, kendi mührünü koya! der.
osmanlı hanedanlığı bitene kadar hazine yavuz'un mührü ile açılıp kapanmıştır. çünkü bir daha o kadar asla zengin olmamıştır.
zengin olamamasının en büyük sebebi de osmanlı'nın topraklarını bir bir kaybetmiş olmasıdır, bunun karşılığında da vergi alamamış olmasıdır.

başka bir sav'da, osmanlı'nın kimliklerini değiştirdiği, yaşam şeklini değiştirdiği bir yer göster! savı...
ben istanbul'da yaşıyorum...
anadolu'nun diğer vilayetlerinde de yaşadım.
bugün istanbul size bir bizans gibi geliyor mu?
istanbul'da hangi dil konuşuluyor?
anadolu'da zamanında osmanlı'da hüküm sürmüş diğer milletlerin esamesi okunuyor mu?
osmanlı içten dışa genişleyen bir yapıya sahipti ve çok akılcı hareket ediyordu
gücünü zayıflatacak her türlü hareketten kaçınıyordu.
insanların dinlerini milletlerini değiştirmemek de bunun içine giriyordu. buna karışmıyordu.
fakat şu da var ki; osmanlı döneminde çıkan isyanların büyük kısmı da, "vergi yüzünden çıkmıştı"
yani emperyalizm ve kapitalizm ilişkisi artık daha çok netleşiyor
yukarıda uzun bir liste halinde yazılan ülkelerden alınan, hediyeler! vergiler ve bunun yanında ağır vergiler!

artı bir not olarak da şunu söylemek istiyorum ki;
osmanlı tarihi boyunca 60 küsur yapı (en azından benim sayabildiğim -istanbul'da-) kilise'den cami'ye çevrilmiştir.
(rakamsal olarak yüzdesini çıkartmadım ama yaklaşık olarak varolan kiliselerin 20%'si yapıyor).
zamanında osmanlı mülkü olan ama sonradan osmanlı mülkü'nden çıkan ve o mülkler içerisinde,
cami'den kilisey çevrilen yapı, yine osmanlı tarihi boyunca sadece 3'tür.
ben osmanlı'nın hoşgörü toplumu olmasından daha ziyade, bir "korku devleti" olduğunu daha çok savunuyorum şahsen.
bu da benim tarihe öznel bir yaklaşımımdır.
öldürülme korkusuyla akli dengesini yitiren padişahlar olduğunu düşünürseniz hiç da haksız bir sav sayılmaz bu...

tarih; çok yumuşak ağızla yazılıyor ama tarih dediğiniz şey aslında o kadar yumuşak değil.
ben şahsen kendi tarihime öznel ve eleştirel yaklaşmayı daha uygun buluyorum.

örneğin yavuz hakkında liselerde okutulan tarih kitaplarında çok güzel şeyler okuyabilirsiniz.
şairdi, güzel sanatlara düşkündür vesair çok şey yazılabilir. hatta yumuşak huylu diye de yazılıyor!
ama lise kitaplarına, tahta çıkarken, babasını öldürdüğünü, 8 öz kardeşini öldürdüğünü, bunları öldürmekle kalmayıp,
onların eş ve çocuklarını dahi öldürdüğünü yazmaz. yani bütün sülaleyi kuruttuğunu...
iran seferinden önce tek tek sayımını yaptırdığı sünni ve şiir çoluk, çocuk, kadın insan demeden 40.000 insanı öldürdüğünü de yazmaz.
yine emperor devlet olma yolunda anadolu'da 40.000 türkmen'in öldürüldüğünü yazmaz tarih kitabı...
fatih'in iki yaşındaki iki kardeşini tahta çıkarken öldürdüğünü, karamanoğlu beyliğini hal ederken binlerce türkü kılıçtan geçirdiğini yazmaz tarih...
ve bu yazacaklarıma 20 sayfa daha ekleyebilirim;
bütün bu yazdıklarım ve yazacaklarım osmanlı'nın emperyal ve emperyal devlet olma yolunda oldukça da acımasız olduğunu gösterir...
osmanlı hoşgörü devleti miydi? bence hayır...
(tabi, biliyorum ne yazacağınızı: devletin bekası, değil mi dostlar? bkz. tarih ve vicdanınız)

lütfen bana tarihi tarih içinde yargılayın demeyin.
eğer bunu derseniz, söyleyecek hiç bir sözünüz olmaz, olmamalı.

tarihin vicdan muhasebesini yapmalıyız
tabii, bazıları için gerçeklerle yüzleşmek çok zordur.