DSLR makine alan kişi sayısı çoğaldıkça, herkesin boynunda bir DSLR makine sokaklarda dolaştıkça iş fotoğraf sanatı dışına çıkınca bu tür olayların olması gayet normal. Bir zamandan sonra kişisel hayata saldırı boyutuna geçtiğini düşünüyorum olayın.

Biraz kendimize doğru yontarsak eğer; arkadaşımız, bildiğimiz tanıdığımız kişi dışında biri, eğer iznimiz olmadan bizi yada biz ait herhangi bir şeyi fotoğrafladığında bundan rahatsız olmaz mıyız?

Tabi bu başka sonuçlar da doğurmuyor değil. Ortaköy Camii ni bahçesinden fotoğraflarken güvenlik görevlisi gelip "müftüden izin almanız gerek kardeşim" demişti. Müftü de artık karışıyorsa bu işe eyvah diyorum. Bir keresinde de Üsküdar'da tekel binasına giderken eski bir bina vardır hepimiz görmüşüzdür. Sadece duvarları olan taştan bir yapı. Arkadaşımla fotoğraf çekerken biri gelip muhtemelen bir avanta kopartır mıyım niyeti ile "bu bina bizim buranın fotoğrafını çekemezsin, polis çağırırım" diyerek telefonuna "155" yazarak "bak çeviriyorum" diye tehdit etmişti bizi

Gülhanede fotoğraf çekerken beni şipşakçı sananlar mı dersiniz, makro çalışırken "ne çekiyo lan bu adam" diye bana yaklaşıp ben biraz uzaklaşınca çektiğim yere bakarak, "aha mala bak sinek vamış onu çekiyor" diyenler mi, Köpeğini gezdirirken "çeksene abi köpeğimle beni" diyenler mi...

İlker'in dediği gibi kavga gürülü ile de olay çözülmüyor. Çantada 3-5 bin TL'lik ekipmanla geziyoruz biri bana dalsa hadi neyse de ekipmana zarar verirse....

Neticede fotoğrafçı özgür değil Türkiye'de