benim fikrime göre, filmli makinaların kullanımı büyük bir ustalık gerektiriyor. bunun sebebi şudur ki, yine not olarak eklemek istediğim, benim bildiğime göre filmler 5.500 , 3.200 kelvin olarak üretiliyor. bu da şu demek. filmli kamera ile çekim yaptığınızda doğal renklere ulaşmak için ortamda bulunun renk ısısıda bu kelvin değerlerinde olmak zorunda. bu da şunu ifade ediyor. Filmli kameralarda kelvin değerlerini eşlemek için bir çok filtre kullanılır. bu filtrelerin belli başlı numaraları vardır. kelvini yükseltmek için mavi tonda olan filtre kullanılır, düşürmek içinse amber dediğimiz renkte filtre. küçük sapmalar içinde bu renk tonlarında bulunan onlarca filtre var. ve bunu uygulamak içinse bildiğin toplama çarpma işlemleri yapılır. özellikle günün belli saatlerinde çekim yaparken havanın kararması veya aydınlanması esnasında bu değerler çok fazla oynar. müthiş bir titizlik gerektiren bir iştir. bu bilgilerle çalışan şu anda çok az kişi olsa gerek. dijital makinalarda direk bir beyaz ayarıyla hepsi eşitlenir. ki çoğu makinalar otomatik beyaz ayarında çalıştırılıyor. tabii bu sorulan sorunun cevabı değil, neden tercih edilip edilmediği ile alakalı olan kısmı. asıl soruya gelirsek, görüntü kalitesi olarak şu anda en üst düzey makineler bile filmli makinelerin kalitesine ulaşmış değil diye biliyorum. filmlerin renk aralığı ve kontrast oranları dijitale göre çok yüksek. fakat işin kolaylığı, çabukluğu ve maddiyat açısından dijital makinelar çok revaçta. bundan sonra da böyle olacaktır.