Ben Magnum fotoğrafçılarını takip ederim ve bu konuda örnek alınacak insanlardır. Adamların giyimleri bile hep olabildiğince sıradan ve dikkat çekmeyecek cinsten oluyor. İçlerinde Bruce Gilden gibi sokakta agresif biçimde milletin yüzüne flaş patlatan da var, sessiz sakin ve farkedilmeden işini gören de. Bresson 'un kitabını okursanız, sokaklarda dikkat çekmeden nasıl çekim yaptığını ve daha birçok şeyi anlatır. Bu adamlar genelde kafalarında bir proje ile bir yere gidiyor ya da sokağa çıkıyorlar. Sokağa çıkayım da rastgele dolaşırken birşeyler çekerim dediğinizde, yani kendi adıma, hem fotoğrafları çok beğenemiyorum hem de konsantre olamıyorum. Halbuki bu adamlar gibi kafada bir fikirle çıkınca, inanın size kim bakmış kim bakmamış çok ilgilenmezsiniz, birileri gelip bulaşmadığı sürece. Örneğin bugün çıkıp eski dükkanları çekeceğim derseniz, ya da bunun gibi birkaç fikirle çıkarsanız inanın herşey kolaylaşır, konsantreniz o yönde olur. Çok şeye takılmazsınız. Ayrıca sokaklar Bresson 'un ya da Ara Güler 'in zamanındaki gibi değil. Çok fazla uyaran ve dikkat çekici konu arasında kaybolmak mümkün.

İnsan çekecekseniz de, insanlara anlamsız ya da sert bakmamak lazım bence. Konuşma olmasa bile bakış ve vücut dili ile samimiyet kurmak ve güven vermek çok önemli. Sokakta görüyorum bazı fotoğrafçı tipler aşırı ve dikkat çekici bir tavır içine girerek ve zorla kendilerine baktırarak ve rahatsız ederek, hatta herkes ona kolaylık sağlamalıymış gibi davranıyorlar. Bunlar fotoğrafçılığın "havalı" kısmındakiler.

Aşırı bir örnek olsa da, James Nachtwey 'i anlatan Savaş Fotoğrafçısı belgeselinde, o ortamda bile insanlara nasıl yaklaşmak gerektiğini bence çok iyi anlıyoruz. Ben mesala o adamdan çok şey yakaladığımı düşünüyorum ve o belgeseli izledikten sonra sokakta ya da başka yerde insanlara karşı biraz daha rahatım.

Tüm bunların dışında, zaten zamanla da alışacağınız ve kendi kendine ortadan kaybolacak bir mesele bu. Bir de son olarak, insanlara bakarsanız onların size baktıklarını görürsünüz. Bu şekilde dolaşırken aslında boynunuzda makine olmasa da insanlar bakışır. Ama boynunuzda makine varken, istemsiz bir şekilde siz de insanlara bakarsınız, bakılıyor mu diye. Dağınık anlatım için kusura bakmayın.