CanonTURK Foruma Hoş Geldiniz.
Toplam 62 adet sonuctan sayfa basi 1 ile 20 arasi kadar sonuc gösteriliyor
Like Tree71Likes

Konu: Bu nasıl eğitim sistemi?

Hybrid View

  1. #1
    mustafanazif
    Guest

    Standart

    ben zaten o yüzden yazmamıştım dostum... değişik bir bakış açısı sunma kaynaklı yazmıştım.
    bir kitap okudum hayatım değişti diyen çok kişiyle tanıştım,
    bazen bir cümle, bazen bir fotoğraf bazen bir sanat eseri, bazen bir şair, bazen bir şiir vesair liste uzar gider.
    ama ne yazık ki toplum bunları alamayacak ve bunların farkına varamayacak kadar kendisinden uzaklaştı.

    popüler kültür'de varolan ya da geçmiş değerlern bir önemi yoktur.
    eskiden tv'nin bir ahlakı vardı, şimdi o da yok. popüler kültür dediğimiz şey insanları gttikçe kendisinden uzaklaştırdı.
    birbirine yabancı ve duyarsız toplumlar yetiştirdi...
    bu insanlar edebiyat, sanat görse elbette ki faydası olur. fakat temelden almak gerekiyor...
    fakat şu da var ki; bu saydığımız unsurlar, bir çok insan için ne yazık ki gereksiz unsurlar.
    yani hayatta olmasa da olur. bir şekilde nasılsa yaşayıp gidiyoruz; önemil olan insanın ihtiyaçlarını gidermesidir. diyen insanlar var.

    insanların okumaması, sanata edebiyata karşı duyarsız ya da bunları gereksiz kabul etmesinin sosyolojik sebepleri de elbette ki var.
    bunda devletin de insanlar üzerindeki etkisi tartışılmaz.
    ben asgari ücretle çalışan bırak para biriktirmeyi kemer sıkmaktan bitap düşen bir adama da niye okumuyorsun diyemem.
    goethe'den, abdülhak hamitten, orhan veliden, cahit sıtkıdan cemal süreya'dan elbette ki bahsedemem...
    ama hayatın bütün zorlukları karşısında, bütün bunlara karşı ilgi duyan ve özümseyen insanları da göz ardı edemem.
    insanlar öncelik sırasına koyabilen canlılardır, yeri geldiği zaman da önemsizleştirebilir.
    dolayısıyla yapılan bu tercihler sebebiyle bu bahsettiğimiz olgular ya sümenaltı edilir, ya baştacı...

    bozuk olan bir neslin düzelmesi en az üç nesil sonraya kayıyor ne yazık ki
    bu yüzden işimiz çok zor...

    Cocteau şiir hakkında, “ne masayı anlatacağım diye masa sözcüğünü kullanacaksınız, ne kuşu anlatacağım diye kuş sözcüğünü; ne de aşkı anlatacağım diye aşk sözcüğünü.” der fakat artık öyle bir duruma geldik ki, bırakın masayı anlatmak için "masa" demeyi, kulağından tutup insanları, masanın önüne kadar getirip, bak bu masa diyecek hale geliyorsun... ne yazık ki devir çok değişti ve yıldızlara merdiven atmak iyice zorlaştı. bugün türkiye'de en bilinen şairlerin bile şiir kitabının kaç bastığını biliyor musun dostum? 1000 adet... o da satılırsa, şanslıysa... edebiyat dergileri zaten okunmuyor, şairler ve editörler kend imikanlarını zorlayarak bir şeyler yapmaya çalışıyor ve edebiyat dergileri de ne yazık ki çok uzun ömürlü olmuyor.











  • #2
    med
    CanonTURK Üyesi

    Status
    Offline
    İsim
    Mustafa Dereci
    Makina:
    600D 18-55 55-250
    Üyelik tarihi
    20.July.2012
    Nereden
    İstanbul
    Yaş
    34
    Mesajlar
    227

    Standart

    Alıntı mustafanazif Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    ben zaten o yüzden yazmamıştım dostum... değişik bir bakış açısı sunma kaynaklı yazmıştım.
    bir kitap okudum hayatım değişti diyen çok kişiyle tanıştım,
    bazen bir cümle, bazen bir fotoğraf bazen bir sanat eseri, bazen bir şair, bazen bir şiir vesair liste uzar gider.
    ama ne yazık ki toplum bunları alamayacak ve bunların farkına varamayacak kadar kendisinden uzaklaştı.

    popüler kültür'de varolan ya da geçmiş değerlern bir önemi yoktur.
    eskiden tv'nin bir ahlakı vardı, şimdi o da yok. popüler kültür dediğimiz şey insanları gttikçe kendisinden uzaklaştırdı.
    birbirine yabancı ve duyarsız toplumlar yetiştirdi...
    bu insanlar edebiyat, sanat görse elbette ki faydası olur. fakat temelden almak gerekiyor...
    fakat şu da var ki; bu saydığımız unsurlar, bir çok insan için ne yazık ki gereksiz unsurlar.
    yani hayatta olmasa da olur. bir şekilde nasılsa yaşayıp gidiyoruz; önemil olan insanın ihtiyaçlarını gidermesidir. diyen insanlar var.

    insanların okumaması, sanata edebiyata karşı duyarsız ya da bunları gereksiz kabul etmesinin sosyolojik sebepleri de elbette ki var.
    bunda devletin de insanlar üzerindeki etkisi tartışılmaz.
    ben asgari ücretle çalışan bırak para biriktirmeyi kemer sıkmaktan bitap düşen bir adama da niye okumuyorsun diyemem.
    goethe'den, abdülhak hamitten, orhan veliden, cahit sıtkıdan cemal süreya'dan elbette ki bahsedemem...
    ama hayatın bütün zorlukları karşısında, bütün bunlara karşı ilgi duyan ve özümseyen insanları da göz ardı edemem.





    insanlar öncelik sırasına koyabilen canlılardır, yeri geldiği zaman da önemsizleştirebilir.
    dolayısıyla yapılan bu tercihler sebebiyle bu bahsettiğimiz olgular ya sümenaltı edilir, ya baştacı...

    bozuk olan bir neslin düzelmesi en az üç nesil sonraya kayıyor ne yazık ki
    bu yüzden işimiz çok zor...

    Cocteau şiir hakkında, “ne masayı anlatacağım diye masa sözcüğünü kullanacaksınız, ne kuşu anlatacağım diye kuş sözcüğünü; ne de aşkı anlatacağım diye aşk sözcüğünü.” der fakat artık öyle bir duruma geldik ki, bırakın masayı anlatmak için "masa" demeyi, kulağından tutup insanları, masanın önüne kadar getirip, bak bu masa diyecek hale geliyorsun... ne yazık ki devir çok değişti ve yıldızlara merdiven atmak iyice zorlaştı. bugün türkiye'de en bilinen şairlerin bile şiir kitabının kaç bastığını biliyor musun dostum? 1000 adet... o da satılırsa, şanslıysa... edebiyat dergileri zaten okunmuyor, şairler ve editörler kend imikanlarını zorlayarak bir şeyler yapmaya çalışıyor ve edebiyat dergileri de ne yazık ki çok uzun ömürlü olmuyor.

    Mustafa Abi işi özetlemiş aslında..

    İlavaten benimde görüşlerim düşüncelerim şunlar,Türkiyede eğitim sistemi yokki herkes kendı cıkarları ıcın birşeyler yapıyor bana göre işine nasıl gelıyorsa öyle yapıyorlar sistemi,öss korkutma sınavlarla korkutma daha 11 yaşında başlayan sınav stresi,vs vs gidiyor çocuk daha o yaşta kafaya vurmaya başlıyor haliyle aileside baskıyla çocuk evden dışarı çıkamaz hale gelip iyice asosyal asosyala bağlı olarak çekinme duygusu vs diye gider,çok saçma şeyler ben biryandan kendimi şanslı hissediyorum küçükken dayım Elektrik-Elektronik Mühendisiydi eve gelirdi birşeyler kurcalardı bende öyle vs baka baka aşinası oldum,lakin dedemde ilkokul mezunu ama herbulduğu gazeteyi okurdu banada okuturdu keşke kendim açıp okusaydım ama şuan faydasını görüyorum dedem yanımda okudugu zamanlarda beynıme yer ettıgı ıcın sevıyorum heves oluyor aslında ailelerde böyle olmalı birçocugun yanında kıtap okuyun çok daha farklı olabılıyor..Herneyse Türkiyede eğitim sistemini özeti şudur liseden bir hocam vardı geçenlerde yanına gittim kendisi 35 yıllık öğretmen bana aynen şunu dedi devlet öğrenciyi önemsemiyor öğretmeni önemsemiyor öğrenci öğrenmiş öğretmen öğretmiş ...
    Tamam kişi kendini geliştiricek ama teşvikde yapılmalı bugün tv vs hepsi gençliğe nasıl örnek görmekteyiz..ilkokula giden çocuk sigara içmeyi marifet sayıp arkadaşına sen süt iç oğlum diyorsa ağlamamız gerekir..











  • Yetkileriniz

    • Konu Acma Yetkiniz Yok
    • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
    • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
    • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
    •