Türk halkı, genel olarak toplu yaşamaya uygun bir halk değil. Topluluk olmayı becerememişiz. İki taraf da kendince haklı ve diğer tarafı saygısız olarak yaftalıyor.

Aslında mevzu telefonla konuşmak, konuşmamak, yer vermek, apartmanda yaşamak demek değil. Öyle ilginç bir millet olduk ki, ağabey, kardeşini evinin manzarasını kapatacak şekilde ev yaptı diye elinde bıçakla 100 metre kovalayıp, defalarca sırtına bıçak vurarak öldürüyor. Aslında refahız diyoruz ama, toplumsal bir cinnet içindeyiz. Aldığımız iphone'lar, bilgisayarlar, fotoğraf makinaları, evcil hayvanlar, televizyonlar... Bu saydıklarımın hepsini dertlerimizden, sıkıntılarımızdan bir nebze olsun uzaklaşmak için satın alıyoruz. Bu cümlemin özellikle üzerinde durmak istiyorum, çünkü tüm bu sorunlarımızın altında bu sebep yatıyor, sorunlarımızı çözmek adına değil, onlardan kaçmak adına yapıyoruz bunu. Tıptan pek anlamam, hani semptomatik tedavi diyorlar sanırım adına, grip olduğumuzda ağrı kesici, ateş düşürücü ve vitamin verilip vücudumuzun bize hissettirmeden grip virüsüyle savaşmasını ve bu savaşı kazanmasını bekliyorlar.

İçinde bulunduğumuz durum semptomatik tedaviyle geçirilebilecek bir grip değil, spesifik tedavi gerektiren bir kanser olmuş durumda. Ve malesef bu bir tümörün sökülüp alınması, tamamen etrafının temizlenmesinden bile zor.

Otobüste telefonla konuşulmalı mı konuşulmamalı mı konusunu tartışmadan önce, tartışmak ne demek onu anlamamız gerekiyor. Bu şekilde polemiklere dönüştürmeden, şahıslara yüklenmeden, kısacası ağrıtan yeri uyuşturmaya çalışmadan halletmemiz gerekiyor.

Şu an bulunduğumuz internet sitesinde hepimiz belirli bir kültür düzeyinin üzerindeyiz, hepimizin en azından bir üniversite diploması var veya kendimizi yetiştirmişiz.

Tartışmayı birbirimizi üzmeden, incitmeden, konu hakkında fikirlerimizi etraflıca, net olarak açıklayarak devam ettirirsek çok sevinirim.

Teşekkürler...