klasik bir deyim vardır. "sanat kimsenin tekelinde değildir." herkesin kendi sanat kriteri vardır. bu zaten yukarıda defalarca yazılmış. bu kriterler ve sonuçları ne kadar insanları etkiliyorsa o derece başarılı sayılır. toplumun sanat adamı diye kabul ettiği çerkes karadağ fotoğraf sanatı için şunu ifade eder. "herkesin gördüğünü ,çekmek başarı olarak görülmemelidir." bu bağlamda ,illa bir felsefe aranıyorsa bu da bir felsefedir.
uzun pozlamalar insan algısının dışındadır. dolayısıyla sürrealdir. ve buda soyutlama yoluyla bir ifade biçimidir. bana göre sanat eseridir. zamanın akışının ,kontrol altına almaya çalıştığımız doğa karşısında insanın çaresizliğini anlatır bana hep.
bana göre insan gözünün göremediği ,gördüğü veya fark edemediği görüntüleri yaşam karelerini fotoğrafa dönüştürerek (teknik gereksinimlerini karşılaması gerek) buna kendi yorumuna eklerse sanat mertebesine ulaşır. bunun eşsiz ,benzersiz ve tekrarlanamaz olması onu zirveye taşır. bu macroda olur , manzarada olur, astroda olur.
deklanşöre her bastığımızda görüntüler elde ederiz. bunlardan bazıları teknik gereksinimleri karşılıyorsa bunlara fotoğraf diye bilirizr. bu fotoğraflarda yorum,ifade,kendi tarzımız varsa işte o zaman benzersiz olur. bu noktada sanattan bahsedebiliriz belki.