Adobe Photoshop CS6 - Oleg Dou & Photoshop CS6 - YouTube
Baştan sona izlemenizi tavsiye ederim.
Adobe'nin sitesinde Türkçe alt yazılı olarak da var.
Sürrealist portreler yapıyor.
İNTERNETİME DOKUNMA!
Photoshoptan göreceli olarak uzaklaşabiliriz.
Yani mesela bir model çekimi öncesi bu daha çok hazırlık yapmayı gerektirir. Daha yoğun bir makyaj(ve sadece yüze değil) ile photoshop uygulamayı büyük ölçüde aşağı indirir.
Bu bir tercih ve imkan meselesi olduğunu düşünüyorum.
Model çekimi yapsaydım eğer imkanım varsa bende PSi minimum kullanacak şekilde çalışmak isterdim ama ortam-model-vs.... pek çok değişken şart buna uygunda olmayabilir.
Dinamik aralık diye bir lanet var özellikle iç mekan fotoğraflarında PS kullanılmadan iyi ve kaliteli fotoğraf elde etmek zor. (Sadece model fotoğraflarında değil bu dediğim)
Ancak bunun dışında manzara v.b. doğa ve doğallık taşıması gereken fotoğraflarda ne kadar az kullanılırsa fotoğraf o kadar güzel olduğu kanısıdayım.
Bu birazda kullanılan lens ve ekipman ile ilgili.
Eski bir pentax kullanıcısı olarak pentaxın renklerine hayrandım. Şimdi ancak PS kullanarak aynı renk tonlarını elde edebiliyorum. Ki göreceli olarak gerçekleşebiliyor bu da.
Dediğim gibi tercih ve ihtiyaçlar doğrultusunda verilen bir karar bu.
To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.
Amatör olarak başlanan bu yolda bir çok arkadaşımız fotoğrafın temelini (diyafram ıso enstantane ) öğrendikten sonra, fotoğraflarının neden internette gördükleri gibi olmadıklarını araştırmaya başlayacak ve bunların post process yoluyla yapılacağını öğrenecektir. Kendimden biliyorum, ilk makinemle çektiğim siyah beyaz fotoğraflar internette gördüklerim gibi değildi. Sonradan araştıra araştıra nasıl yapıldığını ve inceliklerini öğrendim. Bu kişinin kendi tercihi aslında. Kimisi photoshop düşmanı , kimisi photoshopta günü kurtarır. Kimisi de benim gibi detaycıdır. Fotoğrafının kendi standartlarında kusursuz olmasını ister. Bana göre kusursuz olan fotoğraf başkasına kusurlu gelebilir. Bunun en iyi örneği aşağıdaki before after çalışmamdır.
Yukarıdaki grafikte fazla bir photoshop yokmuş gibi gözüküyor fakat yansımalar otomobil fotoğraflarının en büyük sıkıntısıdır , benimde sevmediğim bir durumdur. O yüzden bu fotoğraf üzerinde ciddi zaman ayırıp, uygun oranlarda aracı boyadım. Bunu filtreyle yapamaz mıydım? Belki yapabilirdim fakat bunun için vaktim yoktu ve filtrem yanımda değildi. Benim için photoshop olmazsa olmazdır.
Çok klasik olacak ama filmli makinede banyo neyse, dijitalde ise photoshop vs gibi programlar odur.
Tabi sınırları bilmek lazım. HDR tekniği diye bi teknikle her amatör fotoğrafçı elbet bir gün tanışacaktır ve ilk denemeleri genellikle "gümüş" fotoğraflar olacaktır. Fotoğraf izleyerek ve göz zevkini geliştirerek bunları aşma zamanı hızlanacak ya da yavaşlayacaktır. Hele belli bir "şakşakcı" grubunuz varsa gelişmeniz durabilir ve bütün fotoğraflarınız gümüşten yapılmış olabilir. Kısa olan 4 senelik fotoğraf mazimde nelerle karşılaşmadım ki
To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.
To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.
To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.
Geçen ay 25-30 yıllık bir National Geographic belgeseli izledim. İsmi "Fotoğrafçılar"dı. Dünyanın en iyi fotoğrafçıları bile fotoğraflarını bilgisayarda düzenliyor ya da düzenletiyor. Adamlar 25-30 sene önce o kocaman bilgisayarlarla fotoğrafları temizliyorlar, renk düzenlemesi yapıyorlar, fotoğraftaki istenmeyen nesneleri çıkarıyor, üzerlerine gerekli eklemeleri yapıyorlardı. National Geographic kapaklarının ya da dergi içindeki fotoğrafların ilk fotoğrafların arasında oldukça fark vardı. Ki o zaman digital fotoğraf makineleri kullanmıyorlardı adamlar.
Konuyla alakası yok, ancak aynı belgeselde en iyi fotoğrafçıların ağzından "Bazen tek fotoğraf için onlarca, yüzlerce kutu film harcadığım olurdu, bin tane fotoğraf çekerdim, belki sadece bir tane iyi fotoğraf elde ederdim, ancak o da mükemmel olurdu" cümlelerini de duydum.
Dünyanın en iyi fotoğrafçıları, genellikle Photoshop başta olmak üzere çeşitli düzenleme programlarıyla fotoğraflarını düzenliyorlar. Bunun için özel birimleri bile var.
Türkiye'de tartışma düzeyi "resim mi, fotoğraf mı" geyiğinden öteye gidemiyor, adamlar almış başını gitmiş, color correction üzerine, edit (düzenleme) üzerine mükemmelleşmiş, bizler halen olduğu gibi çekip bırakmalı mıyız diye konuşuyoruz.
Profesyonel fotoğrafçılıkta adam en iyi fotoğrafı ortaya çıkarmak için her türlü imkanı kullanıp, elinden ne geliyorsa onu uyguluyor.
Gerçek fotoğrafçının anı kaçırma lüksü yoktur. Savaş fotoğrafçısının, doğa fotoğrafçısının, sokak fotoğrafçısının bunun gibi beklenmedik anlarla karşılaşan fotoğrafçıların ışığı eliyle kurma şansı yoktur, ya da insanlara, nesnelere, hayvanlara poz verdirme şansı da...
Fotoğrafçılık önceden hayal edilen kareleri, elinle oluşturarak çekmekten öte bir şey.
Burada sürekli aynı tartışmalar dönüp dolaşıyor. İyi fotoğrafçı shutter (film) harcamazmış, iyi fotoğrafçı fotoğrafına bilgisayarla müdahale etmezmiş...
Yok öyle bir şey.
Bu biraz da yapamayanın mazereti gibi geliyor bana. 1x ya da 500px'deki hayran olunan tüm fotoğraflar bilgisayarda düzenlenmiş fotoğraflar. Türkiye'de de Photoshop'u çözmüş az adam var maalesef ve genelde de o düzeyde pek fotoğraf çıkmıyor. Öğrenmek yerine bunları tartıştığımız için olsa gerek...
Tabii ki herkes düşüncesinde özgürdür, ancak genel bir "şunu yapmalı, bunu yapmamalı" dayatması da güzel durmuyor. İsteyen istediğini yapıp, eserini sunar.
Hobi olarak fotoğraf çeken birisi olarak görüşüm budur.
@Mert sonucta ne diyorsun bu fotografi daha dogrusu imaji fotograftan yola cikarak yaptim. zaten bunu dedigin noktada bir sakinca yok. Zaten suradaki ayrimi yapabilmek gerekir. Nasil karanlik oda olmadan filmi sonuclandiramiyorsak dijital ortam olmadan da dijital fotografi sonlandiramiyoruz. Ancak son olarak elimize aldigimiz imajin fotografmi , grafik mi, ilisturasyon mu, esim mi oldugu konusunda once kendimize karsi durust davranmamiz gerekir. Kaldi ki bu alanlarin hic biri digerinden daha onemsiz degildir.
Edit: Ayrica Belgesel fotografta savas fotografinda manupilasyon yuzunden isinden olan odulunu kaybeen fotografcilar var. Yapilacak ve yapilmayacak seyler urunu fotograf olarak sunarken dokunulabilecek ve dokunulmayacak seyler bellidir. Siz gercegi mi degistiriyorsunuz dokunarak o zaman yaptiginiz (diikkat edin yaptiginiz) fotograf degildir. bahsettigim manipulasyonlar kadrajlamaktan, renk duzeltmesinden falan cok ote. Dergiye baskiya giren fotograflar tabiiki dijital duzenlemeden gecmek zorunda. Renk ayari yapilmak zorunda yoksa fotografcinin gordugunu siz o dergiye bakarken goremezsiniz. Ama fotografci fotograf daha guzel olsun diye olmayan yere deniz koyup bunuda belgesel fotograf diye sunmaz.
Abartmamak karrinda kullanmak fotografin gercekliginden uzaklasmamak gerekir o urune fotograf diyebilmek icin.
Konu tunapala tarafından (29.November.2012 Saat 00:28 ) değiştirilmiştir.
To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.
To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.
Yazdiklarim tecrubelerime dayanir. Siz ayni tecrubeyi paylasmak zorunda degilsiniz.
Herkesin profesyonelleştiği alanlar var abi. İnternette ne before after'lar görüyoruz. Adam hem yaratıcı hemde öyle iyi yapıyor ki işini sadece saygı duyuyorsun. Keşke bende o derece kusursuz işler çıkarabilsem.
Zaten bu photoshop olsun olmasın davası anca amatör kullancıların tartışacağı bir durumdur. (Amatör'den kasıt çekimlerden para almayıp tamamen hobi olarak yapılan çekimler) en basit bir çekimde bile müşterinin istediğini yerine getiremezsen müşteri bir daha sizle çalışmayıp, photoshop'tan ya da manipülasyondan anlayan biriyle çalışacaktır. Adam parasını verip çekimi yaptırıyorsa, istediğini alana kadar uğraşacaktır.
To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.
To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.
To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.
Fotografta Ps makyajdir, grafik tasarim ise estetik ameliyat!
Sapla samani karistirmayalim lutfen
iPhone'dan gonderildi, harf hatalari olabilir.
Dijital ortamda veriler "1"ler ve "sıfır"ların sayısız farklı dizilimiyle, görüntüyü oluşturuyor. Işığın miktarı, renklerin dalga boyları vs. "fizik" ilminin konusu nesneler; film yüzeyine değil algılayıcıya tespit edilirken "kimya" ilminin değil aslında "matematik" değerlerin elektronik enstürmanlarla işlenmesiyle elimizdeki elektronik-mekanik bileşenli cihazlarla görüntüye dönüşüyor dijital fotoğrafçılıkta..
Bu görüntülere dair verilerin bilgisayar programları vasıtasıyla matematik verilerini değiştirmek "fotoğraf işlemek" dediğimiz şey. Elbette arı bal yapıyor ama balı tarif edemiyor. Çok fazla emek ve zeka isteyen kollektif çalışmalarla yazılmış bulunan programlar sayesinde her bir müdahalemizle farklı sonuçlara ulaşmamızı sağlıyorlar..
Şimdi eski zamanda söylendiği gibi karanlık odada çalışanlar, elle film yahut dia üzerinde gözleri kör olurcasına çalışanlar kimyasal proseslerle yahut doğrudan fiziki yüzeyde işlemle "daha hoş görüntülere" ulaşmaya çalışıyordu. İnsanoğlunun o günkü teknolojisinde elden gelen buydu. Yoksa en ilkel fotoğraf makinesi de bir teknoloji ürünü, günümüzde saniyenin sekizbinde birinde çeken aletler de..
"Analog döneminin teknolojisi, herkesin şahsen yapamadığı müdahalesizliği iyidir. Günümüz imkanlarıyla fotoğraf işlemek doğallığı öldürür" yaklaşımı bence pek isabetli değil. Biz mümkün mertebe teknolojiye vakıf olalım da doğallık ölçütünü ne derecede muhafaza edip ne derecede edemeyeceğimiz zaten elimizde olsun. Genel geçerli efekt manyağı, full manüple fotoğraflar yerine "doğal", "aslına uygun" kriteri koyarak sadece istemediğimiz nahoşlukları gidererek işin özünü kendimizce bozmadan fotoğraf oluşturmada böylesi programları kullanmak tamamen kendimize bağlı..
Yoksa bilgi ve teknoloji çağında, 2013 arefesinde "PS fotoğrafı bitirdi abi" skolastik bir yaklaşım olur.. Fotoğrafın kendisi ne ki abi? İnsanoğlunun sonradan icat ettiği bir sanat. Şiir gibi, şarkı söylemek gibi teknoloji olmadan icra edilebilir bir şey olmadı bu sanat zaten hiç bir zaman..
"Öğrenmek Benim Mutluluğumdur.." (Orhan Hançerlioğlu)
merak ettim, belgesel fotoğraftan ne anlıyorsunuz?
kimse zaten şunu yapmamalı demiyor... yapılmalı tabii ki...
ama bunların mesleki olarak adları var:
fotoğraf
grafik - tasarım
illustrasyon
vs
vs
vs
sapla samanı karıştırmamak gerekiyor...
yıllar önce national geographic eğitim cd'si geçmişti elime...
bir bakayım dedim neler anlatıyor acaba diye göz attım...
bir kelebeği bir fotoğrafın üzerine montajlamayı anlatıyordu....
aldım ve çöpe attım...
budur....
yukarıdaki videoyuizledin mi bilmiyorum:
vatandaş şunu diyor: "bazıları bana fotoğrafçı diyor, ben fotoğrafçı değilim, sanatçıyım"...
bu bilinçli bir sanatkarın sözleri...
bunlar da bir dayatma değil, sizin gibi fikirlerini söylüyor insanlar...
ben de bu işleri meslek olarak yapan birisi olarak amatör değil profesyonel görüşümü söylüyorum.
Bir zamanlar (dijital yok iken) bu iş, benim bildiğim kadarıyla, resim yapmak gibi yeniden düzenleme şeklinde ufak dokunuşlar iken şu anda 3 boyutlu bir nesneye dokunurcasına değil pixellerle oynayarak oluyor.
düşünüyorum da o yüzden eskiler bu şeye resim biz ise fotoğraf demekte diretiyoruz.
Tartışma, eleştirme kısmı benim için gerekliliğini yitirmiş durumda ama yeni başlayan arkadaşlar konuşmalardan kendi çıkarımlarını yapmaları lazım.
benim için neden gerekliliğini yitirdi, çünkü PS kullanıyorum. Mümkün olduğunca gözüm ne görüyorsa çektiğim anda onu fotoğrafa yansıtmaya çalışıyorum. Portrede farklı şeyler denemek hoşuma gidiyor ve rötuşluyorum(Eskilerin yaptığı vesikalık rötuşlarını gördüm de benim ki kimi yerde halt yemiş ve yapmamışım gibi kalabiliyor) Adamlar çektiğini yeniden resmetmiş sanki.
PS ya da diğer düzenleme programları birçok şeyi hayatımıza soktu zaten. Üstüste fotoğraf bindirmeler, rötuşlar, renk düzenlemeleri, efektler, yeniden oluşturmalar, manipülasyon vs derken iş çığırından çıkıp grafik yönüne doğru ilerledi.
Bu benim için çok büyük sorun değil çünkü gözüm kendisine güzel gelen şeyin fotoğraf ya da resim ya da grafik olmasına aldırmıyor. Aynı her tür müziği özellikle kulağıma hoş geliyorsa dinlemem gibi.
Ayrıca PS ya da düzenleme programlarını fotoğraftan çıkarmak gibi bir olasılık şu an için sıfır gibi. Çünkü bir iki sene içerisinde artık bu şeyler fotoğraf makinelerinin içine işlemeye çoktan başladı bile. ML idi efektler idi gözümüze sokuyorlar.
PS istemeyen varsa alsın kaliteli bir filmli girsin karanlık odasına. Onun da zevki ayrı ama uğraşmak isteyene. PS işleri bu kadar kolaylaştırmışken biraz zor unutmamız.
To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.
Zannaat ile cikartilan isleri ayrica dusunmek lazim.
Isin icerisine para girdiginde, ve siz musterinin istegine gore cektiginiz fotografi duzenleyip verdiginizde musteri sizden bir imaj alir. Musteri sizden o imaji almak icin fotografci ve grafiker parasi odemektedir. Siz musterinize hem fotografci hemde foto editleyen biri olarak hizmet vermektesiniz o anda. Oysa dunayada bir cok profesyonel iste fotografci ve edit ayridir. hatta okullarda temel fotograf egitimi su ekip uzerinden verilir. Fotografci, Asistan ve Dijital. Dijital denile fotografi musterinin istegine gore editleyen kisidir. Fotografcinin fotografi cekmekten baska bir sorumlulugu yoktur.
Dolayisi ile musteri sizden fotograf degil istegine gore duzenlenis bir imaj verirsiniz. Bu imajin fotografami yakin oldugu yoksa grafige mi yakin oldugu musteriyi ilgilendirmez. Musteri istedigi goruntuyu almistir. Ancak bunun nasil adlandirilacagi konusunda bilgili ve donanimli olan zanaatkar veya sanatkar veya emekci ne olarak adlandirirsaniz adlandirin kisi once kendisi icin yapitigi isin ismini dogru koyabilecek oz guvene sahip olmalidir.
To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.
To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.
Yazdiklarim tecrubelerime dayanir. Siz ayni tecrubeyi paylasmak zorunda degilsiniz.
Abi peki bu profesyonel ortamlarda dijital müdahale yapan asistan kendi kafasına göre mi yoksa fotoğrafçının istediği doğrultusunda mı işlem yapıyor ? Fotoğrafçı setup'ı ışık asistanına, reflektörü çekim asistanına dijital müdahaleyi dijital işlem asistanına mı yaptırıyor kendisi sadece deklanşöre mi basıyor ? Hiç sanmıyorum çünkü konsepti oluşturan ortamı hayal eden ve çeken fotoğrafçı iken bu işlerin bu kadar dışında kalamaz. Afişleri ya da insert gibi reklama yönelik baskı ya da dijital sunumların bütün aşamalarında mutlaka fotoğrafçı onayı oluyordur. Ürün çekimi isteyip o işi alıp başka bir reklamcıya veren müşteriyi tenzih ederim.
To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.
To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.
Serhan ortami olusturan hayal eden, konsepti belirleyen de sanat yonetmeni var.
Fotografci genelde sadece bir kagit imzaliyoralan kisi istedigi gibi editleyebilri bana gostermek zorunda degildir diyerek. bunada photographer release diyoruz.
To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.
To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.
Yazdiklarim tecrubelerime dayanir. Siz ayni tecrubeyi paylasmak zorunda degilsiniz.
To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.
To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.
sevgili serhan, profesyonel olarak girmek zorunda...
konuyu daha çok açma adına, örnekleri daha somutlaştırabiliriz:
editör: yazı üzerinde değişiklik yapmaya etkin ve yetkin kişi...
bir yazar - şair dergiye yazı yolladığı zaman edit yapma hakkına "editör" teknik ve yasal olarak haizdir.
yazar anlaşmalarında bu özellikle belirtilir.
fotoğarfçı için de durum farklı değildir.
işim gereği çok iyi biliyorum ki: çoğu fotoğrafçı post prodüksiyon aşamalarına hakim değildir.
hatta çoğu bilmez bile...
zannederler ki, fotoğrafları olduğu gibi kullanılacaktır. ama işin teknik boyutu öyle değildir.
ajans ve dergilerde, fotoğrafçı ve yazarlarla bu tip sözleşmeleri muhakkak imzalardık, sonradan bir sorun çıkmaması adına...
editörün görevi ne ise, art direktörün de görevi odur.
editör yazıya şekil verir, genel koordinasyonu sağlar, art director (sanat yönetmeni ya da creative director) de görsel unsurlara istediği gibi müdahale edebilir...
çünkü fotoğraf çoğu zaman tek başına bir bütün değildir:
fotoğraf kullanılacak materyale göre şekilden şekile girebilir. çünkü yazıyla desteklenen unsurlar da vardır, sağ sayfa sol sayfa çeyrek sayfa yarım sayfa, bir sürü kullanım şekilleri var...
gerektiği yerde de dekupe de söz konusu olabilir....
anlayacağın dostum, bu dünyada her şey mümkün: )
Tuna ve Serhan arasındaki konuşmaya itafen şunları şöylemek istiyorum.Evet çok profesyonel işlerde çekim konsepti belirlenir kıyafetler makyaj ısık hersey ayarlıdır.Fotoğrafcı sadece kareye basar.Bizzat yaşadım bu olayı.Herşey hazırlandı adam geldi bastı ve gitti.Bakın modelin duruşuna kadar herşey hazır halde idi.Çekimden sonraki düzenlemeler ise firmanın kendi elemanları tarafından yapıldı.
Diğer bir husus ise ben ps kullanıyorum kullanmak hoşuma gidiyor.Kullanmakta zorundayım yaptığım işlerden dolayı.
To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.
To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.
To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.
To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.
To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.
yurtdışında işler nasıl yürür bilemem ama Serhan tam da dediğin gibi oluyor.
Bazen deklanşöre bile gerek kalmıyor. Enter yapıp geçiyorlar. Moda çekimlerinde ise modeli yönlendirmek ve makine ayarlarını yapmak dışında bir iş yapmayabiliyorlar.
Tabi arka planda asistan aldığı üç kuruş ve öğrenemediği birçok şey yüzünden sövüyor, fotoşop(photoshop) çusu ayrı bir sövüyor arka planda çıkan şeyler yüzünden, renkçisi ayrı bir sövüyor doğru renk ayarlarını önceden yapmadığı için, dekorcusu ayrı bir sövüyor imkansızı yapmalarını istediği için, vs.vs.
Az sövmedim zamanında. Öğrendiğim nadir bir şey vardı. Fotoğrafçı 5-10 bin tl arası alıp deklanşöre basmakla yetinebilir ama asistan 500-1000tl arası alır ve sürekli söver.
bir de şu var. o asistan eğer sınıf atlayıp fotoğrafçı olabilmişse bir işletmede demeyin haline. Biz böyle gördük demeye bir başlar o stüdyonun kuruluşuna gider.
Bu işin hakkı ise PS başındaki adama çok iş bırakmamaktır.
Örn. moda çekiminde gidipte pürüzsüz bir surat istiyorsa müşteri gider adam akıllı bir model seçersin. En çilli ve kepçe kulaklısını 100 lira ucuz diye seçmezsin, Makyöz ve saç için adam akıllı birini bulursun ve doğru makyaj ve saç yapar PS başındaki adamı dertten krtarırı, doğru ışık ve doğru renkleri yakalamaya çalışırsın, asistanı yönlendirirsin(o da bir şey öğrensin garibanım). Stilist vsler de iyi çalışır adam akıllı ürünü göstermeye çalışır, dekorcuyu da yormaz kafandaki adam akıllı yapmak istediğin şeyi bir defa söylersin. Onlarca kez değiştirmez.
böyle sayarım da bu iş sarpa sarar.
To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.
Profesyonel hayatımda fotoğrafçılık yapmıyorum yani benim bu hobim açıkçası. Bu işten emek yiyen kişilerin ; ajanslarda , dergiler için yapılan çalışmalarda ya da benzer ortamlarda yaşadıkları gerçek tecrübeleri yazıp işin doğrusunu bana ve forumda ki diğer fotoğraf sever amatörlere aktarması çok güzel. Benim doğru bildiğim yanlışlar mutlaka vardır. Her işte olduğu gibi bu mecra da adıyla para kazanan ya da para kazanabilmek için kendi ürettiği objenin sadece para getirmesi için kendi ürettiği formun dışına çıkmasını kabul edenler vardır. Demem o ki ben fotoğrafımı veriyorsam ve onun sayfaya yerleşimi, dizgisi ya da manüple edilmeden düzenlenmesi beni üzmez ama benim ürettiğim şey manüple ediliyorsa bu beni şahsen üzer ve benim olmaktan çıkar.
Konu Serhan Seçen tarafından (29.November.2012 Saat 01:46 ) değiştirilmiştir.
To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.
To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.