fiyat politikası belliydi gittin aldın, ürün çeşidi belliydi gittin aldın, ki kaldı ki bu çeşitlilik artmaya devam ediyor halihazırda. sony'e geçin veya geçmeyin demenin ötesinde "ben gittim bile bile bu ürünü aldım, şu yanlarını seviyorum şu yanlarını sevmiyorum, şu iş için kullanışlı buluyorum, bu iş için bulmuyorum, almayı düşünen varsa eksisini artısını sizinle paylaşmak isterim" diye bi başlık açmış olsan kimse senin bu ergen tutumunla uğraşmayacaktı. sanırım başlığa girip de seni eleştirenlerin hemen hepsi neyin peşinde olduğunu anlamaya çalışıyor.
all is one, one is all
Güzel kardeşim ben şu camiada hatta şu ülkedeki bildiğin klasik insanlardan değilim. Öncelikle kendimi çok sık ti'ye alırım, sıkça eleştiririm; hatta hiç beğenmem bile. "vay insanlar keriz olduğumu anlayacaklar karizmayı çizdireceğim" deyip de hatalarımı sessizce kabullenmem.
Hiç birimiz anamızın karnından ordinaryüs profesör doğmadık. Önemli olan hataları tekrarlamamak. Biz çocukken annelerimiz "aman yabancılardan uzak dur onlarla bir yere gitme" dediğinde, bu her yabancıyı sapık mı yapıyor. Ya da annelerimizi haksız mı yapıyor. Sevdiğini korumak için verilen içgüdüsel bir tepki sadece. Ben de sizi seviyorum.
Benden şu refleksi mi bekliyordunuz? "Geçtik bir kere Sony'ye, yedik bir halt. Bunu kabullenmekten başka çarem yok" Bu bir eşya. Aynı tartışmayı, benzer yaklaşımı düdüklü tencere, teflon tava için de gösterebilirdim.
Sony meselesine dönecek olursak, özellikle sosyal medyada, youtube'da müthiş bir "inceleme" çılgınlığı hüküm sürmekte. İnsanlar bu tip ortamlardaki sözleri "senet" gibi algılayabiliyorlar. Sony, Canon, Nikon, Fuji, Olympus gibi firmalar yüksek hit alan kanal sahiplerine "ücretsiz" cihaz gönderiyor, bu tip cihazlar edinen kanal sahipleri "zevkten dört köşe" olup cihazları acımasızca eleştirmeden, yalnızca olumlu taraflarını dikkate alarak incelemelerini yapıyor.
Ben cihazın yalnızca "ufak" olmasına tav oldum. Gövdeyi teknik açıdan incelediğimde 5dM3'ten aşağı kalır bir yanı yoktu (lütfen şimdi de vay efendim 5dm3 daha iyi diye başlamayın). Önce de belirttiğim gibi 35mm 2.8 takınca müthiş bir kombo oluyor.
Ancak işin içine girince, hele de bu ay başında yeni duyurulan 2.8 ve 1.4 lenslerin fiyatlarını duyunca sinirlendim. Hem yüksek fiyatlar, hem de Tamron ve Sigma gibi firmaların FF E-mount lens yapmaya yanaşmaması beni çileden çıkardı.
Tamron yakın gelecekte FF e-mount lens üretmeyeceğini açıkladı. Sigma planlarımız arasında dedi ancak geçtiğimiz hafta mc11 adaptör çıkararak (bu da gösteriyor ki Sigma adaptörle idare edin işte yaklaşımında) beni ve diğer FF sony kullanıcılarını Sony'nin kucağına bıraktı.
Yani öyle bir sisteme sahibim ki, hiçbir lens üreticisi oto fokus lens yapmaya yanaşmıyor.
İşin aksesuar kısmına daha önce değinmiştim tekrar girmiyorum.
Elimdeki sisteme 70-200 2.8 eklemeyi düşünürsem 10000 lira bütçe ayırmayı gerektiriyor. Oysa daha geçen gün Canon 70-200 2.8 ilk versiyonun 1500 liraya ikinci el satıldığına şahit oldum.
Bu durumda "Aman durun Sony'ye geçmeyin" derim be arkadaş. Çünkü yukarıda saydığım pek çok husus (yeni lenslerin bu ay açıklanması, Sigma ve Tamron'un Sony FF politikalarını açıklaması) ben A7 II satın aldıktan sonra gerçekleşti.
Umarım bu açıklamam herkesi tatmin eder. Cımbızla sözlerimi incelemeyi bırakırsınız. Vay efendim önceden araştırsaydın diyenleri bir üst satırı tekrar okumaya davet ediyorum.
Bu işe uzun vadeli baktığımda a-mount lens sahiplerinin başına gelen terk edilmişlik ile karşılaşacağımı düşünüyorum. Düşünsenize yarın Canon veya Nikon kendi lensleri ile uyumlu FF aynasız çıkarsa kim setini satıp da Sony'ye geçer.