Konu: Biz Böyle Bir Millet miyiz?

Yok yok bende siyasi birşey belirtmek istemiyorum sadece olaylara, durumlara bakış açımızı vermek için örnek verdim.

Ne yazık ki böyle durumlar... Kısaca her konuda eğitim şart

Konunun kitlenme zamanını bildiriyorum;

Tunapala online olduktan sonraki 30 dakika içerisinde bu konu kilitlenecektir

İnsanların getirildiği durum

Türkler

Evet biz böyle bir milletiz malesef...

Allah kahretsin böyle insanları cehennemim yedi kat dibinde yanarlar umarım BUNU BİR CİNAYETTEN FARKI NEDİR?

bende uzungölü hep ilk okul orta okul kitaplarında gördüğüm gibi bilirdim, ama gittim gördüm anladım ki o fotoğrafları gören devlet erkanı güzellikten prim yapmış ve kullanmış.
karadeniz yeşilin her tonuna sahip ama bu güzelliği güzellik olarak görmeyip illa içinde yaşamak isteyen vatandaş kolaylıkla toprak sahibi olmuş.
bodrumda denize dolgu yapıp otel yaparlar, turizm bakanlığı ses çıkarmaz ne kadar paran var o kadar iznin var demek
çektiğimiz fotoğraflardaki güzellikler umalımda bizden sonra oraya gidenler tarafından da görülebilsin...

Arkadaşlar sadece Uzungöl değil şu anda tüm Türkiye'de devam eden HES inşaatlarını da yakından takip edin. Sadece 30-40 yıl ömrü olan barajlar için neler katlediliyor bir görseniz. Türkiye'nin her tarafında şu anda yapılıyor bunlar. Gerçekten HES projesinin ne olduğunu araştırdığınızda sonuç eminim ki dehşete düşürecektir sizi. Atlas dergisinin yoğun bir kampanyası var konuda. Bazı yerlerde köylüler nöbet tutuyor ve gelen inşaat araçlarına karşı koyuyorlar. Akarsuların işletim hakkı özelleştikten sonra neredeyse akan her suya baraj kuruluyor. Bunlar kısa vadeli projeler. Aynı zamanda son raporlarda barajların doğa dostu olmadığı bilimsel olarak da kanıtlandı. Amerika Birleşik Devletleri bazı barajlarını yıkma kararı aldı. Bizde ise tam tersi durum söz konusu. Ben enerji üretimine karşı değilim ama bunları yaparken de bilimsel raporlar göz önüne alınmalı. Doğayı katlederek 30 yıllık ömürleri olan barajlar yapılmamalı.



Trkiye Su Meclisi - Ana Sayfa

Ne yani Tüpgaz da mı Kullanmayalım...
(Bu konu kapanır hacı...)

S5902 Nickli Üyeden Alıntı

Ne yani Tüpgaz da mı Kullanmayalım...
(Bu konu kapanır hacı...)

Eğer bana ise yorumunuz sanırım yanlış anlaşıldım. Öyle demek istemedim ama olsun. Artık nasıl değerlendirirseniz. Saygı duyuyorum.
Uzungöl için kötü durum. Mayıs'ta gidip görecektim ancak hep eski fotoğrafları hayal ediyorum. Gitmeden önce bu yeni hali görmek biraz olsun hayal kırıklığımı azaltacaktır.

Bizler bişeyin kıymetini elimizden gittikten sonra anlayan bir toplumuz...

Bekarlık nükleer santraldan daha tehlikelidir.

zihniyetleri bu olanların söyledikleri, ben evlenmeye gidiyom.
şimdi dağılabiliriz.

yazık olmuş ..Küçükken sürekli gittiğimiz lokantanın birinde posterini görürdüm ne kadar güzel bir yer derdim betonla mahvetmişler..Çok üzüldüm keşke şaka olsa

Aynı şey Abant'ta da oldu

bi Trabzonlu olarak gerçekten çok üzülüyorum çocukluğumda ki uzungölden gerçekten çok farklılaştı...

Maalesef daha kötü ve daha da kötü olacak ama bu yalnızca bir örnek. Önceleri karadeniz sahilinde denize dik inen hangi yola girersen gir bir doğa harikası içinde ya bir şelale ya bir göl yada enfes bir manzara görürdünüz... Şimdi ise betonların arasında ne bulursanız. Samsun'dan piknik yapabilmek için 45 dakika araba kullanmaya başladığımdan beridir içim acıyor

nevmeram Nickli Üyeden Alıntı

Eğer bana ise yorumunuz sanırım yanlış anlaşıldım. Öyle demek istemedim ama olsun. Artık nasıl değerlendirirseniz. Saygı duyuyorum.
Uzungöl için kötü durum. Mayıs'ta gidip görecektim ancak hep eski fotoğrafları hayal ediyorum. Gitmeden önce bu yeni hali görmek biraz olsun hayal kırıklığımı azaltacaktır.

Yok yanlış anlamışsınız, ben size yapmadım yorumu.

Genel olarak;
Bütün Dünyanın ve dünya liderlerinin tartışmaya açtığı hatta çalışmakta olan nükleer santralleri kapattıkları bir dönemde, hükümetimizin konuya bakış açısı tüp gaz ile özetleniyor ise,

Uzun gölün beton göl olmasında bir sakınca yok demek istemiştim...

Türkiye Cumhuriyetinin ileri seviyede en önemli ihtiyaçlarından biri elektrik Hes'lere kızıyorsunuz, Nükleer yapımına kızıyorsunuz elektrik için dışarıdan doğal gaz alıp burada elektrik üretiyoruz ne yazık yenilenebilir enerji santralleri kurmakta büyük meblağlara sebep oluyor yapamaz mıyız yaparız ama bu Türkiyenin elektrik ihtiyacını öyle kolay kolay karşılamıyor ne yazıkki HES yapalım diyorlar doğayı tahrip etmeyelim diyoruz, nükleer santral yapalım diyorlar ya patlarsa diye korkuyoruz ne yapacağız.

Ben soruyorum ne yapmamız lazım?

Daha önce dediğim gibi Uzungöle karşıyım oradaki İl özel idaresina hesap sormak lazım diye düşünüyorum.

Bu noktada yatırım maliyeti pahalı olsada Temiz Enerji üretimine ağırlık vermek en azından Türkiyenin geleceğine yön veren siyasi partilerin bir anlık kararları yerine gelecek düşünelerek ortak kabul görmüş planları olması lazım...

Enerji, Eğitim, Tarım vb. konularda genel bir ülke bilinci oluşmalı. Bu bilinç siyasi partinin iktidarına göre sil baştan yapılmamalı.

Yoksa görmemeye, korkmaya, ilgilenmemeye, sırtımızı dönmeye vb. devam ederiz. Ortak akıl bazı konularda şarttır.

Ülkenin çıkarlarını ilgilendiren konularda ben yaptım oldu denilemez...

Şimdi geçen gün İDO özelleştirildi. Tekel durumunda olan bir kuruluş ve senede net 100 milyon dolar kar eden bir kuruluşu 862 milyon dolara neden özelleştirirsiniz... (Tabi bunları basında açıklananlara göre söylüyorum) Aynı şey Tekelde oldu 350 ye özelleştirildi bir sene dolmadan 850 milyon dolara satıldı.

Tabiki özelleştirme olacak, tabiki teknolojiyi kullanacağız ama bunu yaparken ben yaptım ile olmamalı ülkemizin geleceği düşünülmeli.

Neyse ciddi konular...

HES lere değil yapım şekilllerine karşıyım.

Karadeniz eğer basit bir coğrafya dersi alınmışsa bu işin son yapılacağı yerlerden. Karadenizde yapılan Heslerin ömürleri kısadır. 50-100 yıl arası. Türkİyenin bu tarz şeyleri hızlı tükettiği düşünülürse bunu yarı yarıya indirebilirsiniz. Zira önce baraj yapan zihniyet sonrasında suyu kaynağından yok ediyor. Vahim hem de çok vahim.

Nükleer enerji; Eğer ilk 10 a girmek istiyorsanız ŞART.
Yenilenebilir Enerrji: Gerekli ama yetersiz. %10'dan az hatta %5'den az karşılanıyor. Evimde on tane lamba varsa birini de yakmayıveririm buna gerek kalmaz.
İnsanlar: bilinçlenmeli ve hangisinin gerekli olduğuna karar verebilmeli. Nükleer mi yoksa ormanları ve tarihi mahvetmek mi.
Petrol: Enerjinin her dakika artan parasal karşılığı.
Bor: ülkemizde var ama kullanım olanağı sıfıra yakın. Geliştirilmeli.
Madeni kaynaklar: Çıkacağı kadar çıktı zaten. En verimli yerindeydik ama herbir şeyi tükettik.

Müneccim ya da Kahin değilim. Zaten bunları bilmek için kahin olmak gerekmez; ama yakın zamanda (10 yıl)Nükleer hayatımıza girecek.
Yenilenebilir enerji de yüzde olarak aynı seviyede kalsa da üretim olarak artacak. Yapılan bu HES lerin de 20-30 yıl kadar sonra önemi sadece suyu depolamak gibi görülecek. Emin olun bu süre zarfında içilebilir su ÇOK BÜYÜK önem kazanacak. Şimdiden değerini bilelim bazı şeylerin. İğneyi önce kendimize batıralım. Dünyanın başlatmış olduğu tüketim çılgınlığına uymayalım. Ne olursa olsun.

Türkiye Cumhuriyetinin ileri seviyede en önemli ihtiyaçlarından biri elektrik Hes'lere kızıyorsunuz, Nükleer yapımına kızıyorsunuz elektrik için dışarıdan doğal gaz alıp burada elektrik üretiyoruz ne yazık yenilenebilir enerji santralleri kurmakta büyük meblağlara sebep oluyor yapamaz mıyız yaparız ama bu Türkiyenin elektrik ihtiyacını öyle kolay kolay karşılamıyor ne yazıkki HES yapalım diyorlar doğayı tahrip etmeyelim diyoruz, nükleer santral yapalım diyorlar ya patlarsa diye korkuyoruz ne yapacağız.

Ben soruyorum ne yapmamız lazım?

Daha önce dediğim gibi Uzungöle karşıyım oradaki İl özel idaresina hesap sormak lazım diye düşünüyorum.

Size cevabımın bir kısmını Taner Ünlü vermiş zaten. Ben HES'lerin yol açtığı tahribata dikkat çektim. Suyu kaynağından son noktasına kadar borulardan akıtarak geçirmenin o çevreye zararını sanırım biraz düşününce bulabiliriz. Nükleer Santral konusunda ise biraz kararsızım. Açıkçası gerçekten uygun koşullarda ve güvenlik önlemleri ile yapılırsa sorun yok gibi. Sonuçta ülkenin ihtiyacı var. Ancak Japonya'da olanlar ise bu görüşüme biraz gölge düşürdü benim açımdan. Bir çok ülkede de santrallerin kapatılması ve başka alternatiflere gidilmesi, nükleeri sorgulatıyor.
Fakat Taner Bey'in dediği gibi önce halk bilinçlenmeli.