Teknolojinin insanları tembelleştirdiği ve aptallaştırdığı tartışılmayan bir gerçek. Öte yandan, Stefan Hawking'in "insanlık için en büyük tehlike" dediği yapay zeka üzerinde de sürekli yeni gelişmeler kaydediyoruz. İnsanlar aptallaşırken, yapay zekaya sahip ve zekalarını otomatik olarak geliştirebilen robotlar, bir gün bilim-kurgu filmlerini gerçeğe dönüştürüp bizi teslim alacaklar.
Ama, tehlike ne olursa olsun, teknolojiyi kullanmamak elde değil. Aksi halde toplumdan dışlanırız. Yakın zamanda okul arkadaşlarımdan biri aradı, iş istedi. "Autocad kullanıyorsun değil mi?", diye sordum, hayır dedi. "Peki word, excel, MS Project?" diye sordum, "hiç bilgisayar kullanmadım" dedi. Artık şantiyelerde, her iş bilgisayarla yapılıyor, elle yapılan bir şey kalmadı. Autocad ile çizim yapıyoruz, sahaya koordinat veriyoruz, metraj çıkartıyoruz; excel'de günlük haftalık rapor çıkartıyor hakediş hazırlıyoruz; word'de yazışmalarımızı yapıyoruz; MS Project'te iş programlarımızı hazırlıyoruz vs vs. 70'li yıllarda okurken, ne bilgisayar vardı ne Autocad. Ama çağa ayak uydurmak gerekirdi. Bugün ilkokul mezunu kalfa bile bilgisayarda puantaj hazırlayabiliyor.
Ben kendimi hangi sınıfa dahil etmeliyim bilmiyorum. İnternet ve web siteleri yaygınlaşır yaygınlaşmaz html öğrendim. 1996 yılında, tamamen notepad kullanarak kendi kişisel web sayfamı oluşturdum. 1990 yılından beri, ta DOS zamanından, Autocad kullanmaya çalışıyorum. Daha excel yokken Quattro Pro kullanıyordum. Aslında, her şeyin başlangıcını gören ve yaşayanlara dijital yerli, teknolojinin içine tepeden inme dalan yeni nesile de dijital göçmen denmesi sanki daha doğru olurdu.
Çağa ayak uydurmak derken, çılgıncasına ayak uydurmayı kastetmiyorum. Onlara ben de karşıyım. İnsanlar, özellikle gençler, gerçekten zamanlarının büyük kısmını teknolojik yaşam adı altında ziyan ediyorlar.