Konu: Şehirlerimizin Üzerine Kabus Gibi Çöken Ziraat Bankası Reklamları

Bunun eleştirilmesi ilginç.
Reklam'ın sanatsal değil daha çok ticari bir kaygı taşır. Mevzu fotoğraflar eğer konuyu iyi bir şekilde yansıtıyorsa "yok çenesinden kesilmiş, yok saçlar yarım, yok 3de1 yok" v.b. eleştiriler bence mesnetsiz ve anlamsız.
Konuyu iyi bir şekilde aktarılıyor mu ? Bakan kişi ne hissediyor ? Bunlar önemli.
Bir de şöyle bir şeye dikkat ettim. Bu bir kazanç mı kayıp mı bilmiyorum ama fotoğraf sanatından az buçuk anlamak suretiyle her görsel imajı bu sanatın kurallarına göre eleştirmek çok enteresan.
Mevzu reklam sadece fotoğraf sanatından anlayan kişileri konu alsa hak verebilirdim ama böyle de değil.
Son olarak da aynı fotoğrafları Steve Mccurry çekse harika falan derdik eminim

Aslında fotoğraflardaki ifadelerden çok fotoğrafların işleniş şekli o rahatsız edici duruma sebep olmuş gibi geliyor bana. PS'de farkında olmadan bazı ayarlara fazla mı abandılar yoksa başından beri amaçları bir tür "noir" tadı almak mıydı bilemiyorum ancak sonuçta ortaya çıkan bence biraz karamsar bir atmosfer olmuş. İşin ilginci portrelerin hemen hepsinde neşeli, güleryüzlü ifadeler olmasına rağmen bu etkinin oluşması. Bunun dışında reklamların kullanıldığı ortamlarda, portrelerin reklam alanında bu denli geniş yer kaplıyor olması ve alışmış olduğumuz portre ölçeğinin baya bir üzerine çıkılmış olması da rahatsız edici bir başka etken sanırım.

Ziraat Bankası afişlerindeki portrelerin renkleriyle o kadar oynanmış ki insan rahatsız oluyor cidden kötü.

Hasan Naci Nickli Üyeden Alıntı

Bunun eleştirilmesi ilginç.
Reklam'ın sanatsal değil daha çok ticari bir kaygı taşır. Mevzu fotoğraflar eğer konuyu iyi bir şekilde yansıtıyorsa "yok çenesinden kesilmiş, yok saçlar yarım, yok 3de1 yok" v.b. eleştiriler bence mesnetsiz ve anlamsız.
Konuyu iyi bir şekilde aktarılıyor mu ? Bakan kişi ne hissediyor ? Bunlar önemli.
Bir de şöyle bir şeye dikkat ettim. Bu bir kazanç mı kayıp mı bilmiyorum ama fotoğraf sanatından az buçuk anlamak suretiyle her görsel imajı bu sanatın kurallarına göre eleştirmek çok enteresan.
Mevzu reklam sadece fotoğraf sanatından anlayan kişileri konu alsa hak verebilirdim ama böyle de değil.
Son olarak da aynı fotoğrafları Steve Mccurry çekse harika falan derdik eminim

Kim çekerse çeksin...
McCurry çekse neden harika diyelim ki? Belki de o çekmiştir! Çekeni tanımıyoruz ki...
Ayrıca eleştirim kısır 3'te 1 kuralından falan ibaret değil. Bir devlet bankasının bu kadar çok "çirkin" görüntüyü her reklam panosuna doldurması.
Bakan kişinin ne hissettiğine gelince ben ve başlıkta yazan birçok kişinin söylediği gibi iyi şeyler hissetmediğimiz gerçeği var.
Her gün her yerde (reklam panoları ve mağazalarda) sayısız fotoğraf görüyoruz.
Onlar da reklam fotoğrafından anlayanları hedef kitle yapmış olmuyor ama bilgili gözle bile bakıldığında fotoğrafın hakkını daha çok vereceğimiz görsel sunumlara dönüşmüş oluyor.
Bu bağlamda itirazınızı tam olarak anlayamadım...

promete Nickli Üyeden Alıntı

Sevgili Ahmet, bu gördüğün, muhtemelen de görmeye bir süre daha devam edeceğimiz "yeni estetik" arayışları, batı sanatı ve estetiği ile yoğrulmuş, normlarını oluşturmuş kuşak için rahatsızlık vermeye devam edecek.
Cumhurbaşkanı Genel Sekreterliğinden bir edebiyat profesörünün değindiği konuya;
Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri, Edebiyat Profesörü, Mustafa İsen, "Muhafazakâr kesimin nasıl bir demokrasi anlayışı varsa, muhafazakâr demokrasi diye bir şeyden bahsedebiliyorsak, o zaman 'muhafazakâr estetik' ve 'muhafazakâr sanat' diye bir şeyden de bahsetmek, bunun normlarını ve yapısını oluşturmak gibi bir yükümlülük içindeyiz" demiş.
İki farklı bakış açısını sunmak istedim:
Birincisi, iktidarın altyapı meşguliyetini mazeret gösteriyor ve ancak zamanının geldiğine işaret ediyor.
Muhafazakâr Düşünce ve “Estetik” | Medeniyet ve Kültür Araştırmaları Merkezi
Diğeri ise konuya sol dan bakmaya çalışıyor.
“Muhafazakar Sanat” tartışması üzerine ilk notlar - Ergin Yıldızoğlu | soL Haber Portalı
Ergin Yıldızoğlu'nun oldukça soldan baktığı konu üç aşağı beş yukarı şu aşamada ve estetik kaygısı, hatta iddiası olan bizlerin de katılması gereken bir konu diye düşünüyorum:
Genel sekreterin ve sağcı yazarların, “muhafazakar sanat” tartışmasını gündeme getirmiş olmaları, yukarıda değindiğim adımlar bağlamında bir kültürel meydan okuma anlamına geliyor, daha önce görülmeyen bir öz güveni yansıtıyor.
Bu meydan okuma liberal demokrasiye ve komünist harekete büyük bir tehdit oluşturuyor. Ama bu meydan okuma, aynı zaman da büyük bir olanak açıyor diye düşünüyorum. Bu bağlamda, hem muhafazakar görüşlerle polemik yapmak, hem gelmekte olan “estetik rejimin” burjuva – liberal özgürlükleri bile hedef alan büyük bir saldırı anlamına geldiğini göstermek, bu alanda (!) geniş bir entelektüel muhalefet ve direniş inşa etmek olanağı doğuyor.
Ek olarak, hem “sanat” değince özgürlükleri kısıtlayan her şeye eleştiri ve muhalefet anladığımızı, bu işlevi yerine getirmeyen estetik ürünlerinin sanat değil, propaganda, meta, nihayet Kitscholduğunu vurgulama, sanatla, özgürlük mücadelesinin, kapitalizmin karşıtlığının ilişkisini yeniden ortaya koymak şansımız olacak. Hem de bu kültürel meydan okumayı kabul ederek “boyumuzun ölçüsünü” de almış, bu mücadeleyi taşımaya devam edip edemeyeceğimizi, eksiklerimizi güçlü yanlarımızı görmüş olacağız. Ben bu meydan okumayı heyecanla kabul ediyorum. Kendi hesabına tartışmaya başlıyorum, hem de en başından...

Atalay Bey merhaba,
katkılarınız için teşekkür ederim.
Muhafazakar sanat bir banka reklamı içerisine yerleşecekse bunda boyumuzun ölçüsünü alacak bizler olmayacağız.
Zira, faizin haram olduğu bir ideolojide burjuva gereçleriyle abartılı bir şekilde işlenen bir "sanat" zaten en başından kaybetmeye de mahkum gibime geliyor.

Saygılarımla...

sahibinden.com adresine girmez oldum bu aptalca reklam yüzünden...
çekilecek gibi değil...

Bu arada Ziraat'in reklamı bana biraz da Lars von Trier'in son filmine ait afişleri hatırlattı, o da benzer bir şekilde farklı karakterlerin portreleri üzerine kurulu bir çalışma ama kesinlikle çok daha çarpıcı ve etkileyici. Oldukça bel altı bir konuyu alışılmadık bel üstü portrelerle çok iyi vurgulamışlar

Beni tüm banka reklamları rahatsız ediyor:-)
Özellikle duygusal hikayeler paylaşıp,ülkeyi milleti ve insanları sevme teması işlemiyolarmı illet oluyorum

Severek izliyoruz

Ahmet Yeşil Nickli Üyeden Alıntı

Kim çekerse çeksin...
McCurry çekse neden harika diyelim ki? Belki de o çekmiştir! Çekeni tanımıyoruz ki...
Ayrıca eleştirim kısır 3'te 1 kuralından falan ibaret değil. Bir devlet bankasının bu kadar çok "çirkin" görüntüyü her reklam panosuna doldurması.
Bakan kişinin ne hissettiğine gelince ben ve başlıkta yazan birçok kişinin söylediği gibi iyi şeyler hissetmediğimiz gerçeği var.
Her gün her yerde (reklam panoları ve mağazalarda) sayısız fotoğraf görüyoruz.
Onlar da reklam fotoğrafından anlayanları hedef kitle yapmış olmuyor ama bilgili gözle bile bakıldığında fotoğrafın hakkını daha çok vereceğimiz görsel sunumlara dönüşmüş oluyor.
Bu bağlamda itirazınızı tam olarak anlayamadım...

Çirkin kime göre çirkin ? Neye göre çirkin ?
Mesela bana çirkin gelmedi. Üstte dediğim gibi fotoğrafçı gözüyle bakıyorsunuz. Reklamın öyle bir amacı yok. O ticari bir kaygı taşıyor ve bunu gayet iyi anlatabiliyor.
Ben o imajları gördüğümde "halkın her kesiminin yanında olan ve onları mutlu eden bir banka" imajına rastlıyorum. Yola çıkıp ankette yapsak pek çok kişi benim söylediklerime yakın şeyler derler.
Siz konuyu fotoğrafın ağırlıklı olarak konuşulduğu bir forumda açtınız. Ve doğal olarak fotoğraf sanatı üzerinden eleştiler geliyor bu sebeple beğenilmiyor. Üstelik olumsuzluk bildiren bir üslupla açtınız. Yani "Ziraat bankasının yeni afişleri nasıl sizce?" gibi bir soru cümlesiyle değil.
Fotoğraf sanatını bir kenara bırakırsınız bu fotoğraflar reklamcılık anlamında başarılılar gayet. Konuyu iyi bir şekilde ortaya koyuyorlar.
Yüzleri çok karanlık olmuş, çok kontrastlı falan. Bunları bildiğimiz için söylüyoruz.

Hasan Naci üstadımın söylediği gibi;

Fotoğraf babında bakınca evet çirkin, kötü bir görüntü.

Ancak dünya Kate Upton lardan, DiCaprio lardan oluşmuyor. Siz öyle bir yerde yaşıyorsanız söyleyin bende geleyim.

Hepinizin çevresinde bir Ayşe teyze veya Süleyman abi vardır böyle çirkin bişey. Hiç gidip yanına sen ne pis bir insansın, hiç aynada yüzüne baktınmı falan dedin mi?
Ancak fotoğrafa pis, kaka bu demek kolay heleki internet ortamında demek oooo en kolay iş

Zaten dediğim gibi, reklamın amacını bilmiyoruz, ne hedeflenmiş onu bilmiyoruz, kim çekmiş, neyle çekmiş, nasıl çekmiş hiç bişey bilmiyoruz.
Hiç birşeyi bilmek zorunda da değiliz, keza devlet bankasının da bunları belirtmek zorunda değil.

Sadede gelecek olursak, boş konuşuyoruz

@Hasan Naci; Hasan Bey, söz konusu fotoğraflara baktığınızda halkın her kesimini kapsayan bir çalışma mı görüyorsunuz gerçekten? Ben baktığımda halkın sadece bir kesimini kapsayan portreler görmekteyim örneğin.

@Sebastian; Gökhan Bey, bu reklamın ne kadar farklı biçimlerde algılanabileceğine iyi bir örnek olmuş sözleriniz (ya da reklamcıların başından beri amaçları buydu belki de, bilemeyiz). Sizce etrafımızdaki sıradan insanlarımız ya da sizin deyiminizle Ayşe Teyze ve Süleyman Abi'yi reklamda vurgulamak için onların (sözde) "çirkinliğini" kullanmak ne kadar doğru? Tamam elbette hepimiz birer Brad Pitt ya da Angelina Jolie değiliz ama bence çirkin de değiliz. Burada asıl eleştirilen nokta insanlarımızın çirkinliği değil, onları olduklarından daha çirkin gösterme girişimi. Hatta reklama baktığımda insanların biliçaltında oluşan insanımız hakkındaki belli bir önyargıya gönderme amacı görüyorum. Keşke bu tür girişimler yerine portreleri biraz daha geniş açıyla çekselermiş de hedef kitlelerini fiziksel özellikleri yerine örneğin giyim kuşam vb özellikleriyle vurgulasalarmış, köylü amcamızı keşke kasketiyle görseydik karartılmış yüz hatları ve neredeyse sephia'laştırılmış ten renkleri yerine.

Giresunlu Nickli Üyeden Alıntı

@Hasan Naci; Hasan Bey, söz konusu fotoğraflara baktığınızda halkın her kesimini kapsayan bir çalışma mı görüyorsunuz gerçekten? Ben baktığımda halkın sadece bir kesimini kapsayan portreler görmekteyim örneğin.

"Halkın her kesiminin kapsanması" fotoğraflara getirdiğimiz bir eleştiri olamaz. Bu reklamın anlam bakımından ne kadar başarılı olduğu yönüyle eleştirebileceğimiz bir konu.
Ben halkın her kesimini kapsadığını düşünüyorum. Mesela halkın hangi kesimi dışarıda bırakılmış anlam bakımından. Bir de "bir kesimden" kastınız neydi ?
Tarımla uğraşanı var, çocuğu var, genç bir erkek, genç bir kız, madenci, başıkapalısı... Yani bunlara daha ne eklenebilir diye düşündüğüm de belki bir kobi veya ticarethane sahibi olabilirdi diye düşündüm.
Ama fotoğraflar sadece "yüz" bölgesinden çekildiği için takım elbisesi belli olmazdı. Bir de bireysel bankacılığa dair bir reklam yapılmış belli ki. Ticariye ait başka bir PR çalışması yapacak olabilirler.

@Hasan Naci; Zaten "halkın her kesiminin kapsanması" eleştirisini bankaya değil size getirmiştim ancak banka için de geçerlidir, bugün bu ülkede bir devlet bankası olarak hizmet veriyorsanız halkın her kesimini kapsayacak bir iş anlayışınız olmalı. Halkın belli bir kesimi derken reklamdaki fotoğraflar örneğin üniversite mezunu bir çalışan göremiyorum. Oysa ülkemizde doktoru da var, mühendisi de, mimarından tutun avukatına kadar türlü meslek grupları mevcut. Şimdi reklamdaki fotoğraflardaki şahıslardan bazıları doktor da olabilir, avukat da ya da başka bir meslek mensubu olabilir ama anlaşılamıyor çünkü bu vurgulanmamış.

doğru. bu reklamda tartışılan konu, reklamın iticiliği, insanlarımızın çirkinleştirilmiş hali ile bir çalışma ortaya çıkarılmış olması ve bazılarımızın da hiç hoşuna gitmemiş olmasıdır. eniştem yabancıdır ve ona bu reklamı sorduğumda verdiği yanıt, niçin insanları çirkinleştirmişler oldu. aklın yolu birdir. üstelik o, Türk vatandaşı değildir. bu reklamı yapanların da bizden çok eksantrik düşünceye sahip olduklarını düşünmeyelim. reklamın amacına ulaşıp ulaşmadığını, vermek istediği mesajda isabet durumunu vs irdelemek ayrı konu. çirkin bir reklam olmuş işte...

Giresunlu Nickli Üyeden Alıntı

@Hasan Naci; Zaten "halkın her kesiminin kapsanması" eleştirisini bankaya değil size getirmiştim ancak banka için de geçerlidir, bugün bu ülkede bir devlet bankası olarak hizmet veriyorsanız halkın her kesimini kapsayacak bir iş anlayışınız olmalı. Halkın belli bir kesimi derken reklamdaki fotoğraflar örneğin üniversite mezunu bir çalışan göremiyorum. Oysa ülkemizde doktoru da var, mühendisi de, mimarından tutun avukatına kadar türlü meslek grupları mevcut. Şimdi reklamdaki fotoğraflardaki şahıslardan bazıları doktor da olabilir, avukat da ya da başka bir meslek mensubu olabilir ama anlaşılamıyor çünkü bu vurgulanmamış.

Sizin mantığınıza göre her meslek gurubuna ait fotoğraf çekilmeliydi. Doktor, mühendis, hemşire, iş veren, işçi, mimar, memur.... böyle sürer gider.
Halkın her kesimini kapsayan bir reklam her kesime ait bir adet fotoğraf ile mi elde edilmeli ? Yoksa her kesimin kendisine ait bir şeyler bulabileceği fotoğraf ile mi elde edilmeli ?
Genç bayan, doktorda olabilir, öğretmende, memurda.
Genç adam, doktor, mimar, mühendis, memur, öğretmen vs vs vs.
Reklamcılık anlayışı olarak her konuyu özele indirmek yerine genel yaklaşmak daha faydalı olacaktı. Bence bu anlamda gayet başarılı. Yani halkın tüm kesimini kapsayalım derken sizce özele inmek bir çarpık durmuyor mu ?
Dediğim gibi ben kendi fikrimi söyledim esasen. Reklam ajansı bu reklamı hazırlarken tam olarak neyi düşündü veya neyi ön planda tuttu bir fikrim yok.
Bir de Türkiye Ziraat Bankası son 2 yıldır devlet bankasından daha ziyade tıpkı özel bankalar gibi kar oranlarını artırma yoluna gittiler. Bizzat içinde olduğum için biliyorum.

@Hasan Naci; Hasan Bey, belli meslek gruplarından örnek verdim ama asıl bahsetmek istediğim belli bir gelir grubu idi zira reklamdaki fotoğraflardan benim algıladığım düşük/orta gelir seviyesine yönelik bir kampanya olduğudur. Herkese yönelik olmamış derken biraz da bu yönünü kastediyordum. Yoksa siz de sektörde olduğunuz için iyi bilirsiniz bankacılıkta gelir seviyesini geçtim, meslek ayrımı bile maalesef son derece normal şeyler günümüzde. Örneğin aylık geliriniz isterse 100.000TL olsun bazı bankaların Platinum, vb kartlarını sırf avukat ya da doktor olmadığınız için alamıyorsunuz.

Hasan Naci Nickli Üyeden Alıntı

Çirkin kime göre çirkin ? Neye göre çirkin ?
Mesela bana çirkin gelmedi. Üstte dediğim gibi fotoğrafçı gözüyle bakıyorsunuz. Reklamın öyle bir amacı yok. O ticari bir kaygı taşıyor ve bunu gayet iyi anlatabiliyor.
Ben o imajları gördüğümde "halkın her kesiminin yanında olan ve onları mutlu eden bir banka" imajına rastlıyorum. Yola çıkıp ankette yapsak pek çok kişi benim söylediklerime yakın şeyler derler.
Siz konuyu fotoğrafın ağırlıklı olarak konuşulduğu bir forumda açtınız. Ve doğal olarak fotoğraf sanatı üzerinden eleştiler geliyor bu sebeple beğenilmiyor. Üstelik olumsuzluk bildiren bir üslupla açtınız. Yani "Ziraat bankasının yeni afişleri nasıl sizce?" gibi bir soru cümlesiyle değil.
Fotoğraf sanatını bir kenara bırakırsınız bu fotoğraflar reklamcılık anlamında başarılılar gayet. Konuyu iyi bir şekilde ortaya koyuyorlar.
Yüzleri çok karanlık olmuş, çok kontrastlı falan. Bunları bildiğimiz için söylüyoruz.

Benim genel olarak reklam fotograflarini fotografci gozuyle degerlendirmek gibi bir adetim yok.
Yuzbinlerce fotograf goruyoruz magazalarda ve ses etmiyoruz.
Ama bunda genel bir cirkinlik var.
Arladaslarimizin bir cogu da bunda hemfikir.
Ayrica sadece fotografik acidan bile bakilmasinda bir sakinca tam olarak yok.
Bu gorsellerde gorunen sey bir fotograf cunku.
Kisacasi burada bir reklam fotografciligi soz konusu.
Salt fotograf olarak elestirilmesi de normal olabilirdi.
Yine bu reklamlar bir basari ise her gun gordugumuz yuzbinlerce fotografi nereye koyacagiz.
Acaba onlarda sorun var da bir tek bu banka fotograflarinda mi dogrusu yapilmis bilmiyorum.
Zaman gazetesi de uzun yillar once buna benzer fotografli reklamlar yapmisti ama oradaki insanlarin fotograflara yansimasi gayet insani cezbediyordu.
Sevmedigim bir gazete olmasina ragmen o gorsellerin yapilmasina saygi duymustum.

Sebastian Nickli Üyeden Alıntı

Sadede gelecek olursak, boş konuşuyoruz

Gokhan bey, ikidir bu cumleyle bitiriyorsunuz yorumunuzu.
İzninizle konusup yazabilelim, oyle degil mi?
Siz bos olmayan yorum ve goruslerinizle aydinlatirsiniz bizleri.

Ahmet Yeşil Nickli Üyeden Alıntı

Gokhan bey, ikidir bu cumleyle bitiriyorsunuz yorumunuzu.
İzninizle konusup yazabilelim, oyle degil mi?
Siz bos olmayan yorum ve goruslerinizle aydinlatirsiniz bizleri.

Ahmet bey benden büyüksünüz. Uzun süredir site üyelerindensiniz... Yanımda bu kadar kendinizi ufaltmanıza gerek yok, rahat yani bende sizin gibi bu Cumhuriyetin bir evladıyım sizden bir ayrıcalığım yok.

Ben boş olmayan yorumumu yapmıştım, gözünüzden kaçmış;

Zaten dediğim gibi, reklamın amacını bilmiyoruz, ne hedeflenmiş onu bilmiyoruz, kim çekmiş, neyle çekmiş, nasıl çekmiş hiç bişey bilmiyoruz.

Adam kurgulamış, çekmiş, yapmış, yayınlamış... 2 sayfadır yazı yazanların hepsinin yapılan/yapılmak istenen iş hakkında zerre miktar bilgisi yok 2 sayfadır yazıyoruz.
Bu boş konuşma da nedğildir hadi söyleyin bana.