"Tarihi, sosyal, ekonomik şartların zarureti" gereği Mehmetler, ayyıldızlı tabutlarla dönsünler köylerine o zaman Vefa..

Kavanozda falan yetişmedik kardeşim elhamdülillah. O çok akademik, çok bilimsel, çok stratejist büyüklerimizin evlatları testis kanseri raporuyla askerden yırttığı sene düğünle dernekle everilmesin. Benle beraber askere gitsin, gebermeye hazırım. Evlatlarımla helalleşip cepheye giderim vatan için.

NATO'nun esrarkeş lejyonerleriyle birlikte savaştığımız düşmana karşı cihad mı edeceğiz? Ölürsek cennete mi gideceğiz? Coniler de şehid olacak mı Vefa?

"Birileri yazar, birileri oynar" dendi tarih boyunca. Ama tarih boyunca bir kısım insan böylesi dayatmalara karşı da durdu. İnsanlık onurunu savundu. "Efendilerimiz karar verdiyse, gençlerimiz ölebilir hem ilim de bu sayede ilerliyor" mantığı halkın, mazlumların yararına bir mantık değildir.

İlimi, irfanı üretim için, insanlık için ilerletmeyen insanoğluna yazıklar olsun. Ölüm makinesi icadı yahut önlemi için falanca buluşlar varsın yapılmasın. Benim böyle bir Polyannacılığa karnım tok. Evet aynen belki senin gibi düşünenler sayesinde gene güçlülerin dediği olacak ve gene öleceğiz. Ağlayacağız..

Ama müsadenle en insani tepkimizi, bu işin yanlışlığını dahi dile getirebilelim. NATO'su, Pentagon'u, Brüksel'i, aşiret reisleri, devlet yapıları, dinsel teşkilatlar, ötesi, berisi umrumda değil şahsen. Burnumuzun dibinde ve hiç bir yerde politikacılar istedi diye insanlar ölmesin. Böyle temenni ediyoruz diye gene de ölünecek olması bu durumları ve tarihi süreci haklı yapmaz.

Kaynaklarını insan gibi bölüşemeyen, menfaat için türdeşini katleden insanoğluna yazıklar olsun. Şuursuz bir kemmiyetin dayattığı keyfiyeti de şaşmaz doğrular/hakikatler olarak algılayanlar ne yazarsa/söylerse insanlığa fersiz bir iz dahi bırakamaz.

Yurtta sulh, cihanda sulh..