Arkadaşlar, zaten benim ifade etmeye çalıştığım noktalardan biri de bu...
Böyle bir sosyal oluşumda, herkesin aynı sosyal yapıya yada düşünce grubuna ait olması beklenemez..
Hatta, karşıt görüş bir kenara, düşman gruplardan arkadaşlarımız dahi olabilir...
Ancak önemli olan, iletişimin netliği ve niteliğidir...
Pek çok düşünce doğru anlatılamadığı için reddedilir yada toplumdan dışlanır..
"Beni anlamadılar..." yada "Anlatamadım galiba..." kritik anlarda en çok sarf ettiğimiz cümlelerdendir..
O nedenle amaç bir noktaya varmak yada ortak paydada buluşabilmek ise, ki birlikte yaşayabilmenin şartı budur; bunun en temel unsuru iletişim araçlarıdır...
Burada beden dili, tonlama, vurgu gibi araçlara sahip olmadığımız için geriye bir tek kelimelerin doğru seçimi, sıralanışı ve kurgulanması kalıyor...
Çünkü unutmayalım ki kelime ve cümlelerin de kimlikleri ve geçmişleri vardır...
Bazı kelimeler veya cümleler geçmiş kullanımlarından yada anlamlarından, bazı hassasiyetler taşıyabilir...
Örnek vermek gerekirse; ÇAPULCU kelimesi, son gelişmeler ile, politik ve sosyal bir kimlik kazandı.. Artık bu kelimeyi gelişi güzel kullanmayız.. Cümle içinde duyan kişiler birbirlerinden çok farklı anlamlar yükleyebilirler..
O sebeple, EVET dil yaşayan bir olgudur..
Her canlıya özen gösterdiğimiz gibi, dile de özen göstermek gerekir...