Forumun Edebi Dilinin, Doğru İletişim İçin, Gelişmesi Lazım....

Abi bu konuda sonuna kadar haklısın, fakat sırf eleştiri geldi diye tepki göstermediğime emin olabilirsin. Açtığın konuya katılıyorum fakat burada garisediğim nokta yukarda da söylediğim üzere, başlığa yorum yazılmamış olmasına sitem etmenizdi. Sıkı bir CT takipçisi olarak bunu tahmin edebilirdin =) Bu forumda başlığın hit yapması için, ya konu spora dönücek ya da siyasete birde CanonTURK'u eleştirecek bir durum olursa özellikle yönetimi eleştirmek için bekleyen bir ekip var Onun dışında herkes sus pus =)

Zamanında ve halen yapmış olduğun kaliteli incelemelerle CT'ye verdiğin değeri zaten yeterli kadar anlayabiliyorum. Tekrardan o incelemeler için teşekkürler..

İstanbul'da çalıştığım yıllarda Sırrı Er hoca ile beraber aynı okulda çalışıyorduk. (kendisi diksiyon hocasıdır, sunucu ve radyo programcısıdır.) O kadar düzgün ve etkileyici konuşuyordu ki, ben karşısında ister istemez düzgün konuşmaya zorluyordum kendimi.
Bu durum bence burası için de geçerlidir, kişi kendi yazdıklarına dikkat ettiği zaman karşısındakiler de bir süre sonra dikkat etmeye başlayacaklardır. Buna eminim.

Alıntı:

---

Mert Gundogdu Nickli Üyeden Alıntı

Abi bu konuda sonuna kadar haklısın, fakat sırf eleştiri geldi diye tepki göstermediğime emin olabilirsin. Açtığın konuya katılıyorum fakat burada garisediğim nokta yukarda da söylediğim üzere, başlığa yorum yazılmamış olmasına sitem etmenizdi. Sıkı bir CT takipçisi olarak bunu tahmin edebilirdin =) Bu forumda başlığın hit yapması için, ya konu spora dönücek ya da siyasete birde CanonTURK'u eleştirecek bir durum olursa özellikle yönetimi eleştirmek için bekleyen bir ekip var Onun dışında herkes sus pus =)

Zamanında ve halen yapmış olduğun kaliteli incelemelerle CT'ye verdiğin değeri zaten yeterli kadar anlayabiliyorum. Tekrardan o incelemeler için teşekkürler..

---

Yaşasın pop kültürü!

Alıntı:

---

boyabadanaci Nickli Üyeden Alıntı

Sevgili Ceren,
Mesleğim ve yan girişimlerim nedeni ile yazışma ve iletişimin sık olduğu bir konumdayım..
Eğer bu sorun erken yaşta çözülmez ise emin ol ileriki yaşlarda başka problemler ile kişilerin kariyerlerine mâl olabiliyor..
O sebeple ciddiyetine erken varmak gerektiğini düşünüyorum..
En azından burada başlansa, belki de farklı bir kapı açılır...

---

Çok haklısın Vefa Abi. Yazımda bahsettiğim arkadaşım şu an harıl harıl bu durumu değiştirme çabasında. Ne kadar sürede aşar kendisi bilmiyorum ama malum üniversiteden mezun olmanın arifesinde biri olarak değiştirmeye çalışıyor. Bu sene tanıştığım bir İngilizce öğretmeni bana şunu söylemişti. "Biz Türkçe'yi düzgün konuşamıyoruz ki İngilizce'yi konuşabilelim"

Dilimizin kıymetini ne zaman bileceğiz! Türkçemizi yuvarlaya yuvarlaya değil dosdoğru, gerçekten hakkını vererek.. ecdadın kemiklerini sızlatmadan konuşabilmek ve yazabilmek ne kadar güzel olurdu. Bence sevgili arkadaşlar, okumak çözüm evet ama okurken de seçici olmak, her şeyi okumamak lazım, unutmayalım. Üslubu, dili güzel olmayan bir eser size bir şeyler katmaz, aksine sizden bir şeyler götürür.

Alıntı:

---

Mert Gundogdu Nickli Üyeden Alıntı

Abi bu konuda sonuna kadar haklısın, fakat sırf eleştiri geldi diye tepki göstermediğime emin olabilirsin. Açtığın konuya katılıyorum fakat burada garisediğim nokta yukarda da söylediğim üzere, başlığa yorum yazılmamış olmasına sitem etmenizdi. Sıkı bir CT takipçisi olarak bunu tahmin edebilirdin =) Bu forumda başlığın hit yapması için, ya konu spora dönücek ya da siyasete birde CanonTURK'u eleştirecek bir durum olursa özellikle yönetimi eleştirmek için bekleyen bir ekip var Onun dışında herkes sus pus =)

---

Kehh kehh....
Mert bahsettiğin o mesaj bir PR çalışması idi... Tam bir agresif pazarlama (bunun Türkçe'de tam bir karşılığı yok) denemesi idi...
Ve tuttu da.. :drinks:

Şimdiden 300 HIT, 21 BID oldu....:drinks:

Sen o ekibi boş verME....
Bazen en gerizekalı ifadelerden (anti-yönetim grubunu bu ifadenin dışında tutuyorum) bile müthiş sonuçlar çıkar...
Foruma yarar getirebilecek her türlü fikir dikkate alınmalıdır..

Uzun yıllar önce toplulukları idare gibi işlerden uzaklaştım..
O sebeple Allah yardımcınız olsun...

Ama emin ol bu işi çözmenin en kolay üç yolu:
- Demokratik olmamak
- Kurallar ile yönetmek
- İletişimi sağlam kurmak

Bu üç kural bir süre sonra sosyal yaşamı mümkün kılmaya, insanları birlikte yaşamayı kabullenmeye alışmalarına sebep oluyor..
O kültür oturduktan sonra, ilk madde yumuşamaya başlıyor..



Onun dışında bu ortamı sevdiğim için buradayım...
Kimse için değil....


Sırf Kaan ÇITAK kardeşimiz için bir yürek olan 76 muhteşem insan bile bunun için bir sebeptir..

Realist bir insan olarak söyleyebilirimki hem internet hemde internet dışı hayat için güzel ama ütopik bir yaklaşım var sanki. Genel olarak yazılanlara baktığımda(bazı yerlerde), düzgün yazı yazamayan birisine bence çok ağır göndermeler var gibi geldi.


Bence kelimelerin edebi ve güzel kullanılması bir tercih, yetenek yada merak la ilintilidir, daha fazla anlam yüklemek anadolumun içindeki geneli güzel ruhlu köylüme haksızlık olur(onlar en güzeli konuşuyorlar gibi yorum gelmez umarım, biraz rasyonel ve gerçekçi olursak).

Canontürk kapsamında siyaset,spor gibi konular haricinde özellikle teknik konuları baz alarak şunları söyliyim bende.

Kişi ;
Başkasına saygısızlık etmediği sürece ve derdini anlatıp, başkasının derdini anlayabildiği sürece dilediği gibi iletişim kurmakta özgür olması lazım.
Başkası tarafından ağır şekilde yargılanma korkusu olmadan yazması lazım.
Bilmediği şeyi utanmadan sıkılmadan soracak kadar cesaretli yazması lazım.
Bildiği şeyleri karşıyı incitmeden yazması lazım.
Kelimeler bozuk bile olsa yazdığı metnin içerdiği anlam olabildiğince düzgün olması lazım.


Edit: Vefa beyin uyarısı ile 4. maddede düzeltme yaptım. Teşekkürler.

Alıntı:

---

boyabadanaci Nickli Üyeden Alıntı

Sırf Kaan ÇITAK kardeşimiz için bir yürek olan 76 muhteşem insan bile bunun için bir sebeptir..

---

Aile ortamının kaybolduğunu düşünmeye başladığım zamanda beni şaşırtan 76 muhteşem insan...

Alper Bey elbette insanlar özgürce ifade edebilir düşüncelerini ancak bunu yaparken gene de dilin kurallarına uyarak yapabilir ki bu daha da güzelleştirir ifadelerini. Hem burada köylü ya da kentli gibi bir ayrıma da gerek yok, ben de genelde yöresel konuşurum ortamına göre ama farklı ortamlarda buna dikkat ederiz. Hem biliyorsunuz ki bir ülkede birden fazla "ağız" olur bu zenginliktir güzelliktir, ama bir ülkede bir tane yazı dili olur ve herkes de buna göre yazar. Bu da son derece normaldir.

Alıntı:

---

Electro Nickli Üyeden Alıntı

Realist bir insan olarak söyleyebilirimki hem internet hemde internet dışı hayat için güzel ama ütopik bir yaklaşım var sanki. Genel olarak yazılanlara baktığımda(bazı yerlerde), düzgün yazı yazamayan birisine bence çok ağır göndermeler var gibi geldi.


Bence kelimelerin edebi ve güzel kullanılması bir tercih, yetenek yada merak la ilintilidir, daha fazla anlam yüklemek anadolumun içindeki geneli güzel ruhlu köylüme haksızlık olur(onlar en güzeli konuşuyorlar gibi yorum gelmez umarım, biraz rasyonel ve gerçekçi olursak).

Canontürk kapsamında siyaset,spor gibi konular haricinde özellikle teknik konuları baz alarak şunları söyliyim bende.

Kişi ;
i - Başkasına saygısızlık etmediği sürece ve derdini anlatıp, başkasının derdini anlayabildiği sürece dilediği gibi iletişim kurmakta özgür olması lazım.
ii - Başkası tarafından ağır şekilde yargılanma korkusu olmadan yazması lazım.
iii - Bilmediği şeyi utanmadan sıkılmadan soracak kadar cesaretli yazması lazım.
iv - Bildiği şeyleri karşıyı incitmeden yazmaması lazım.
v - Kelimeler bozuk bile olsa yazdığı metnin içerdiği anlam olabildiğince düzgün olması lazım.

---

Sayın Demir,
Amacım kesinlikle şahsınıza yönelik bir cevap değil, daha çok genel düşünce kalıbına olacak..
Türkçe, ülkemizin neresinde ne şekilde, hangi ağız veya şive ile konuşulursa konuşulsun, "aynı yazılır"..
Dolayısıyla ortak iletişim alanlarında fikirleriniz ve ifadeleriniz sadece size değil, artık o topluluğa aittir..
Bu nedenle o topluluğu bağlı olma tercihi kişileri bağlar... Kişiler bunu umursar yada umursamaz, o ayrı bir mesele..

İfadelerinize de değinmek gerekir ise:

i - İletişim ve fikir özgürlüğü sizin de ifade ettiğinizin ötesinde "anayasal" bir haktır..
ii - Kişi ifade etme özgürlüğünü kullandığı anda, karşı tarafa eleştirebilme özgürlüğünü de kendi elleri ile sunar.. Aynı şuan karşılıklı yaptığımız gibi..
iii - "Bilmemek değil öğrenmemek ayıptır", atasözü de tam bu ifadenizi haklı çıkarıyor.
iv - "Sanırım burada bir ifade eksikliğiniz yada dikkatsizliğiniz olmuş" yoksa kişi inciterek mi yazmalıdır??
v - İfade düzgün olmadığı sürece "ben aslında şöyle demek istemiştim" için bazen çok geç kalınmış olabilir.. O sebeple tam tersine anlam kötü dahi olsa ifade düzgün olmalıdır; ki ne dediği veya neyi savunduğu anlaşılabilsin...

Cihad Bey ben dediklerinizin tamamına katılıyorum. Benim kastetiğim "yaklaşım tarzı zorunluluk olmamalı". Siz, ve sizin gibi bu başlık altında bol miktarda güzel yazılarını gördüğümüz kişilerin örnek ve öğretici yaklaşımları ile olması gerektiğidir. Şu yaşıma geldim mecburiyetten dolayı yaptırılan hiç bir işin sonucunda yeterli verim alındığını görmedim. "resim değil fotoğraf", "arada i harfi yok lütfen güzel yazalım" gibi yaklaşımlar pek işe yaramıyor.

İnsanlar imrendiği insanları örnek alıyor genelde. Eğer imrenilen ve saygı duyulan bir kişi ise her sözü ve hareketi dikkate alınıyor(ki normal zaten bu). Burdan yola çıkarsak güzel insan, güzel yazı yazıyorsa zaten istese de istemese de çevresi güzel yazmaya çalışan insanlarla dolacaktır. Tabiki bu konuda bir çaba olmalı, denizyıldızı misali 1 tane kişi bile etkilense kardır.

Elbette Alper Bey, bir insanı etkilemek için ondan daha güçlü olmanız gerekir ki, karşınızdakinde bir etki, bir iz bırakabilesiniz. Aslında iş gene kendimize dayanıyor, değişime önce kendimizden başlayacağız ki çevremizi de etkileyebilelim. Balı yiyip de yeme diyenlerden değil, balı yemeden yeme diyenlerden olmak lazımdır efendim.

Vefa Bey

Yazıda da hata yapmışım düzelttim kelimeyi teşekkürler. Senelerin verdiği forum tecrübesi ve yorgunluk birleşince bahsettiğiniz 5. maddedeki "ben aslında şöyle demek istemiştim" cümlesi ile başlamak istemiyorum :)
Neyse bu konuda Türkçe'yi gerektiği gibi kullanamayan biri olarak dahil olmak istemiştim ama bana biraz ağır geldi. :) Ben ufaktan bu konudan kaçayım.

Vefa abi baştan sona okumadım kusuruma bakma. Sadece başlığa binaen konuşacağım birkaç kelime.
Forumun Edebi dilini bilmem ama Doğru iletişim için doğru adam gerekir. Bunu sen benden daha iyi bilirsin. karşındaki adam konuşmasını bilmiyorsa konuşmaya değmez. Boşa nefes tüketirsin. Yanlışsam düzelt beni.

Benim sözüm şudur ki Forumun edebi dilinin düzeltilmesinden önce forumdaki edepsizleri -ayrık otlarını- bir kenara ayırmak gerek. Laf anlamayacak adama laf anlatmak deveye hendek atlatmaktan değil fili zıplatmaktan daha zor.

Kitabın, gazetenin çok az okunduğu, en popüler internet sitelerinin dilsel açıdan içler acısı halde olduğu bir memlekete yaşıyoruz.

Aileden, okullardaki temel eğitimden dilin önemini öğrenememiş bireylerden oluşan bu toplumda yoğrulduk. Üstelik asırlar boyunca "yazılı" değil "şifahi" edebiyat geçerli olmuş, matbaayı asırlarca ıskalamışız, çok uzun süre kullandığımız alfabemizi görece yakın zamanda terk etmişiz.

Vefa gibi bir akademisyen, yaşamını kitaplardan kazanan aydın bir üyemiz elbette dilin önemini vurgulamak isterken, aramızdaki iletişimin kalitesini yükseltmeyi umarken haklı. Fakat her bir üyemizin şahsen biraz daha dikkatli olmasını ummak dışında bence "dil denetimi" yahut şu anda aklıma gelmeyen başka bir önlemle çözülemez bu sorun. Kanaatimce her toplumsal konuda olduğu gibi bu sorunun da kökeni yüzlerce yıl geriye ve içinde bulunduğumuz genel şartlara gider.

Kendi adıma daha özenli yazmaya gayret göstereceğim bu duyarlılıktan sonra arkadaşlar...

"Zarftan" ziyade "mazruf" önemli bir de. "Ne" söylediğimiz kadar "nasıl", hangi üslupla söylediğimiz de önemli. Damı çardağı yıkmayalım, birbirimizi germeyelim, üzmeyelim, beyefendiliğimizi - hanımefenediliğimizi muhafaza edelim, kardeşçe bir paylaşım geçerli olsun. Varsın noktalama işaretlerini, ayrı/bitişik yazılması gereken sözcükleri karıştıralım.

Herkese selamlar..

Alıntı:

---

Halil Ibrahim Duran Nickli Üyeden Alıntı

Aile ortamının kaybolduğunu düşünmeye başladığım zamanda beni şaşırtan 76 muhteşem insan...

---

Aile ortamı kaybolmadı merak etme abi , sadece kendini o ailenin içinde görüp görememek. önemli olan o ;)

Alıntı:

---

Mert Gundogdu Nickli Üyeden Alıntı

Aile ortamı kaybolmadı merak etme abi , sadece kendini o ailenin içinde görüp görememek. önemli olan o ;)

---

Mert'cim,

Son zamanlarda maalesef forumda bu samimiyeti goremiyorduk. Belki kısa bir cumle kurarak kendimi ifade edemedim.

Ben bu forumu benimsemesem veya sevmesem zaten burada durmam. Sonucta, burası gonulluluk esasına dayalı.

Buradaki samimiyetin, saygının ve sevginin, yardımlasmasının devamlı olmasını herkesten cok istiyorum.


Tapatalktan gonderdim Turkce karakter varsa "tepetaklak" olmus olabilir

Forum ülkemizin bir parçası. Her siyasi yapıdan, ruh halinden üyelerimiz var.

Ülkemizde tansiyon yükselirken (Siyasi-sosyal olaylarda) elbette herkesin duyarlılığı artıyor ve kendisine yakın düşünce/duygu yapısından üyeleri daha da yakın hissedip düne kadar çok samimi gördüğü arkadaşlarına farkında bile olmadan mesafe koyabiliyor. İnsan hem sosyal hem emotional-motor (duygusal hareket eden) bir varlık.

Galatasaray-Fener vs. bazı hararetli tartışmaların olduğu dönemlerde bile tansiyon artıp üyeler olarak birbirimizi kırabiliyor, normalde çok yakın olduğumuz arkadaşıklarımıza soğuk hava basabiliyoruz.

Nasıl ki memleketimiz bugünlerin üstesinden gelecek, sükun ortamı sağlanacaksa forumda da ben kesinlikle kamplaşma, gruplaşma söz konusu olmayacaktır su akıp yatağına oturacaktır diye umuyorum. Zira geçmişte de çeşitli klikleşmeler forumun genel yapısını, dayanışmasını, aile gibi olan yapısını bozamadı.

Aksaklıklar elbette olur. Fakat bu kadar üretken, aklı başında, iyi günde - kötü günde birbirine destek olan, geçmişten bugüne çok sağlam dostluklar kuran üyeler olarak buluttan nem kapmayıp fotoğrafa, gezilerimize, öğrenmeye ve paylaşmaya devam edeceğiz diye temenni ediyorum..

(Vefacığım kusura bakma abi, bu güzel başlık epey bir konudan saptı)

Arkadaşlar, zaten benim ifade etmeye çalıştığım noktalardan biri de bu...

Böyle bir sosyal oluşumda, herkesin aynı sosyal yapıya yada düşünce grubuna ait olması beklenemez..
Hatta, karşıt görüş bir kenara, düşman gruplardan arkadaşlarımız dahi olabilir...

Ancak önemli olan, iletişimin netliği ve niteliğidir...

Pek çok düşünce doğru anlatılamadığı için reddedilir yada toplumdan dışlanır..
"Beni anlamadılar..." yada "Anlatamadım galiba..." kritik anlarda en çok sarf ettiğimiz cümlelerdendir..

O nedenle amaç bir noktaya varmak yada ortak paydada buluşabilmek ise, ki birlikte yaşayabilmenin şartı budur; bunun en temel unsuru iletişim araçlarıdır...
Burada beden dili, tonlama, vurgu gibi araçlara sahip olmadığımız için geriye bir tek kelimelerin doğru seçimi, sıralanışı ve kurgulanması kalıyor...

Çünkü unutmayalım ki kelime ve cümlelerin de kimlikleri ve geçmişleri vardır...
Bazı kelimeler veya cümleler geçmiş kullanımlarından yada anlamlarından, bazı hassasiyetler taşıyabilir...

Örnek vermek gerekirse; ÇAPULCU kelimesi, son gelişmeler ile, politik ve sosyal bir kimlik kazandı.. Artık bu kelimeyi gelişi güzel kullanmayız.. Cümle içinde duyan kişiler birbirlerinden çok farklı anlamlar yükleyebilirler..


O sebeple, EVET dil yaşayan bir olgudur..
Her canlıya özen gösterdiğimiz gibi, dile de özen göstermek gerekir...

Bir bilgiyi daha paylaşayım, daha önce nasıl unuttum bilemiyorum..

Karşılıklı iletişimde mesajın; 55%'i beden dili, 38%'i sesin tonu-düzeyi-tonlaması-perdesi-hızı ile verilirken, sadece 7%'si kelimeler ile iletilir....

Dolayısıyla, ifade etmeye çalıştığımız mesajın sadece 7%'sini kelimelere dökebiliyorken, onu da kırparsak geriye ne kalır..?