Alıntı DustyBrain Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
2.5 milyar rakamını, herkesin üzerinde uzlaştığı bir yöntem olan metamatikle sınayalım;

- Bu 10 yılda, her yıl 250 milyon ağaç dikilmiş demek,
- günde ~685.000 ağaç eder.
- (bir gün = 10 saat mantiği ile) saatte 68.500 ağaç,
- toprağın, zeminin hazırlığının, peyzajlamanın falan önden yapıldığını varsayalım,
- (bir ağaç dikimi = 5 dakika desek -ki bu bile çok iddialı) 1 kişi, 1 saatte 12 ağaç dikebilir.
10 yılda 2.5 milyar ağaç dikebilmek icin 5700 kişilik bir ekibin 10 yıl boyunca, yılda 365 gün, durmaksızın, nefes almadan aağaç dikmiş olması lazım.
Buna kullanılacak iş makinelerini, ulaşım için ayrılan süreyi, haftasonlarını, hastalığı, izni vs. katmadık.


Buyrun, buna gerçeklere yakın rakam diyorsunuz. 1 sıfır, 2 sıfır, 3 sıfır, ne kadar yakın?

Kim yalancı, ne diyelim yalancıya, ne yapalım?
Uğur Bey, matematiğine, Oarman Bakanlığı, İl ve İlçe Belediye çalışanları ve sivil toplum kuruluşlarını eklersen tutarlı bir rakam çıkar mı..?
Artı ağaç dikimi artık sadece kazma kürek ile değil özel teçhizat ile de yapılıyor...

Ancak konunun bu olmadığını hatırlatırım...

Mesele, çok farklı..
Alıntı Giresunlu Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Vefa Bey, zaten sorunun bir ayağı da bu nokta. Projeler maalesef artık bağımsız kurumların onayından geçmiyor. Bu tür projeler için eskiden çeşitli meslek odalarının onayından geçme zorunluluğu vardı ancak yapılan birçok düzenlemeyle tüm bu işlemler kaldırıldı. Zaten medeni ülkelerdeki gibi projeler gerekli kurumların onayına sunulsaydı bugünkü manzarayla hiçbir şekilde karşılaşılmazdı. Hatta herşeyi geçtim söz konusu Gezi Parkı 1993 yılında "Kentsel Sit Alanı" ilan edilmiş bir bölgedir, buna rağmen bu parkla ilgili farklı kullanım amaçları içeren bir projenin uygulanması için yıkım, vb amaçla müdahalede bulunmaya kalkışmak zaten başlıbaşına kanunlara karşı gelmektir. Tabi kanunsuzluk bununla da kalmıyor, bakın olayla ilgili yayınlanan bir haberden alıntı yapmak istiyorum (Gezi Parkı'ndaki nöbete biber gazı - Genel Bakış- ntvmsnbc.com) :
"Önder'in polise 'yıkım için Koruma Kurulu'nun raporu'nu sorması üzerine ruhsatı olmayan yıkım ekibi çalışmaya son verdi."
Daha fazla söze gerek var mı?
Umut Bey maalesef çok haklısınız....
Ama bu maalesef benim ifade etmeye çalıştığım, sivil tepkilerin plansızlığı sebebi ile başarısızlığa mahkum oldukları tezimi değiştirmiyor...

Yoksa buradaki herkes ile aynı konuya aynı nihai amaç ile bakıyorum....

Sadece bir proje yönetimi eğitimcisi gözü ile olaya daha sistematik yaklaşılması gerektiğini anlatmaya çalışıyorum...

Haksız isem haksızsın deyin lütfen..