Sanat ortamında kurallar bozmak, yıkılmak ve kırılmak için konur.
Ama bilmeden bozamaya kalkarsanız da hiç olmaz.
Gelişim, değişim, evrim, beslenme, çağdaşlık, yenilik sanatın en çok kullandığı deyimlerdir.
Ben filan kişinin fikirlerini, deyimlerini beğeniyorum, bana yetiyor demek sizi mürit kılmaktan,
bu serüvende yerinizde saymaktan ve egonuzla kavga etmekten öte bir şey kazandırmaz.
. . .
Yetmişli yıllarda başlayan fotoğraf serüvenimizin ilk on yılı karanlık odalarda, siyah beyaz fotoğraf basmakla geçti.
Sonra, renkli DİA-SAYDAM dönemi başladı.
(Diğer yazılarımızı gözden geçirirseniz bu konuda size yararlı olacağına inanıyorum)
Bu iki binli yıllarda,
dijital dönem başlayıncaya kadar sürdü ve biz analokçular bu sürede en aktif dönemimizi yaşadık.
Sonra da dijital dönem geldi.
İnanın; dijital dönemde fotoğraf serüveninden kopmamak için çok uğraş verdik.
Benim ve bu kavgayı veren bir avuç dostumun dışında birçok fotoğrafçı bu döneme geçemedi.
İstanbul gibi bir yerde hem ailenize bakacaksınız,
hem iki oğlan çocuğu büyütüp okutacaksınız, hem de sanatsal bir uğraşınız olacak, onu sürdüreceksiniz.
Üstelik yayın yok, eğitim verecek kurum ve kurumlar yok, dost yok, usta yok,
sözün kısası yokluklar içinde sürdürülen bir süreç...
eç...