Dün cevahir AVM de sinemada izleyebildim.

Baþta Cinebonus'un Allah bin belasýný versin diyorum.
Para ödeyerek girdiðimiz 15:00 seasýnda tam 15:28 e kadar reklam seyrettirdiler.
Bu kadar reklam seyretmek isteseydim bedavaya TV de seyrederdim.
Seans saati saat 15:00 da ise o saatte film baþlar reklamlar deðil.

Bu konu ile alakalý Cinebonus'a ayrýca yazacaðým bakalým ne olacak.

Gelelim filme.

Evet, kabul, fazlasý ile arak sahne dolu idi.
Filme AÞK konulmasý da kesinlikle gereksiz olmuþ.
TRUVA filminde bile ana konu AÞK (Helen) meselesi olmasýna raðmen bu kadar uzun iþlenmiyor.

Karakterlerin üzerinde zaman harcanmamýþ.
iðneyi kendimize cuvaldýzý baþkasýna batýralým durumu yok.
Profesörlerin danýþmanlýðýný almýþ olabilirler ama onlar karakter yaratmaz.

Aþýrý bir Osmanlý/Türk gazý var. Bu yönü ile gazý veren Amerikan filmlerinden bir farký kalmamýþ.
Karþý tarafýn karakterlerine gram kafa yorulmamýþ. Sanki imkan bulsalar hiç filme sokmayacaklarmýþ gibi.

Dönemin en güçlü savunma hattýnýn arkasýndaki kiþiler bütün gün roma hamamý yapan tipler olarak çizilmiþ.
Þu hali ile bakýnca "Ulan karþýmda bu salatalar olsa ben de alýrým Ýstanbul'u". havasý oluþmuþ.

(Bakýn bir "Cennetin Krallýðý" na her iki tarafa da verilen önemi görün)

Final sahnesi ise böyle bir film için çok basit kalmýþ.
Arkadaþlarým gibi ben de o rahibin öne atýlarak "Buyurun, kellem sizin, ama halkýmýza zeval vermeyin."
demesini beklerdim.

Genel olarak benim þahsým için umut verici bir film idi.
Zira yýllar öncesinden fetih ile alakalý bir proje var kafamda. Henüz onu kimsenin yapamamýþ/düþünememiþ olmasý benim için umut kaynaðý