@tunalapa
deklanşöre basmak lafı elbette "iradesi olan bir zeka düzeyi" için kullanılmıştır. yoksa martı bilinçsizce (muhtemelen yiyecek olarak) taşımıştır kamerayı. burada incelik o düzeneği kuran zekaya aittir.
6 yaşında motosiklet yarışçısı olan çocuklarla f1 de yarışan pilotlar arasında ne fark var ise 3 yaşında fotoğraf çeken çocuklarla bu işten ekmek kazanan fotoğrafçılar arasında en fazla o kadar fark vardır. kimse beğenmeyebilir ancak onun estetiğine, ilgisine, mutluluğuna hizmet ediyorsa olay bitmiştir.
bu arada fotoğrafçılığın sanat olup olmadığı tartışılır. resim gibi heykel gibi çok fazla kreatif nitelik gerektirmez. (bu sebeple aynı kadraj milyonlarca kez çekilir ve yine de haz verir. besteci değil de yorumcu olmak gibi) iki kişi yolda aynı olayı görüp "muhtemelen" aynı şekilde fotoğraflayabilir. ama aynı olay karşısındaki duyguları ve duygularını yansıttıkları hikaye, şiir, röportaj kesinlikle aynı olamayacaktır.
bir de genel kanı için ufak bir sözüm var.
genç delikanlılar arabalara pati çektirip, sağda solda yarışacağına (yada birbirlerini itip kakacağına) ellerine hava atmak için birer makina alıp ben fotoğrafçıyım deseler çok daha iyi olur. belki estetiği yakalama şansları olurne dersin?
selamlar...