CanonTURK Foruma Hoş Geldiniz.
Sayfa 4 Toplam 4 Sayfadan BirinciBirinci ... 234
Toplam 78 adet sonuctan sayfa basi 61 ile 78 arasi kadar sonuc gösteriliyor
  1. #61
    ermanatasoy - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    CanonTURK İstanbul Avrupa Yakası Üyesi

    Status
    Offline
    İsim
    Erman Atasoy
    Makina:
    Canon 7D
    Üyelik tarihi
    29.April.2010
    Nereden
    İstanbul
    Mesajlar
    1,469

    Standart

    Alıntı duha Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Taner bey Erman bey katılıyorum göüşlerinize. yararlı konu deil ama ama ti ye alınarak yazma gerektiren bir konu ti ye alınmış bir yazıya ciddi yazı yazılmasıda hoş deil ti ya alınan konuda toparlayıcı yazı yazıldıgında ti ye alanın yazısı cahilce akılcı olan budur manası cıkıyor bende ne yazsak olmuyo kapatalım bari diyerek vurguladım cümle sert gibi ama ben degilim birde uzun yazı yazma alişkanlıgım yok demek istedigimi bir cümlede yazmak istiyorum ee o zaman anlatmak istedigim yarım kalıyor.Erman bey konuyu baştan takip ediyorum konu her duruma acık gırgır şamata ciddi nasıl bakarsan öle .

    Anlıyorum.. Ama zaten burayı güzel kılan da bizler gibi farklı düşünse bile bunu güzelce kırmadan iyi niyetle bildirenlerin sayısının fazla olması..

    Alaycı yaklaşan da oluyor arada ama genel itibariyle düzeyli güzel bir dostluk ortamı burası.. İddiali birşey söylüyorum.. Bu tür bize pek birşey katmayacak sonu, ucu, bucağı olmayan konular bizlere yarardan çok zarar veriyor.. İşin içine internet ortamındaki duygu, mizaç eksikliği giriyor öyle böyle bir şekilde birileri birilerini kırıyor çok normal birşeymiş gibi..

    Böyle konuları açmamak lazım dicem yanlış anlaşılacak yine

    Maksat bu bütünlüğü birliği kaybetmemek bence..

    Yoksa birileri çıkmış bir açıklama yapmış falan filan.. Şahıs CT'dekiler dememiş birşey dememiş.. Lafa gelince birçoğumuz ben kendime fotoğrafçı demiyorum diyor, sonra da cevapda bu adam nasıl böyle der diyoruz buna ben de dahilim..

    İnanın delinin kuyuya attığı taşı arayacağımıza her geçen gün üzerine birşeyler eklenen her türlü durumda birbirine destek olup sürekli büyüyüp fotoğraf sanatı adına da amatör,profesyonel tüm fotoğrafçılara yarar sağlayan site olma yolunda emin adımlarla ilerlesek.. Neyse duygusala bağlamadan susayım...

    Saygılar herkese...











  2. #62
    tanerunlu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    CT İstanbul

    Status
    Offline
    İsim
    Taner Ünlü
    Makina:
    Canon EOS 50D Fujifilm X-E2
    Üyelik tarihi
    01.January.2010
    Nereden
    İstanbul
    Yaş
    39
    Mesajlar
    2,711

    Standart

    Valla Hüseyin bey ilk yazdığınızdan nasıl çıkarım yapıldığını ve bizlerin ne anladığını anlamışsınızdır. Heni sizi daha iyi tanısak bunu esgeçerdik ve gülerdik. O yüzden burada bunları konuşacağımıza Çarşamba günkü gezide gelenlerle konuşulsa hem muhabbetin kralını hem de eğlencenin alasını yaparsınız. üstüne bir de bayram neşesi eklenince daha bir hoş olur.

    Sizin yazdığınızı da anladım açıkladıktan sonra. Tabi bu net ortamındaki eksik duyguları da iyi anlamak lazım. Bizim niyet kötü değil. Herkes daha iyi birşeyler yapabilsini söylüyoruz. Bende varsa buyur al kullan ya da bir bilgimizi paylaşıyoruz. Ama insanların yüzlerini görmeden yapılan her konuşma insanı insanlıktan çıkarıyor.
    Elimde şu an için dslr yok mesela. Ama arkadaşım bana makinesini verdi ve bunu yaparken tek bir saniye bile düşünmedi. Rahatsız olan bendim bu durumdan çünkü utanıyor insan. Hani bu ortamın daha içine girin daha fazlasını görün emin olun bu başlıktaki eğlence ortamını kaale alıp tek kelime yazmayacaksınız. Biz hep ciddi insanlar değiliz ki.

    Ailede de tartışma olur. Bizimki de böyle bir şey işte. Bir geniş aile toplantı yapıyor hergün. Birkaç kişi akıl verirken birkaçı akıl danışıyor, başkalarının değil buradaki tanıdıklarımızın başarısını görünce mutlu oluyoruz, üzüntüsünü paylaşıyoruz.

    İşin özü biz net ortamında nadir rastlanabilecek ve diğerlerine göre sırıtan ve garip bir siteyiz, aslında kocaman bir aileyiz de işte adını ilk önce herkesin kendine söylemesi lazım bu oluşumun.

    off çok konuştum yine.











    To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.

  3. #63
    CT İstanbul Avrupa Yakası Üyesi

    Status
    Offline
    İsim
    Hüseyin Duha Ayan
    Makina:
    canon 5 dmark III
    Üyelik tarihi
    17.March.2011
    Nereden
    istanbul
    Yaş
    50
    Mesajlar
    620

    Standart

    Erman bey ve taner bey bu güzel yazınız için cok teşekkür ederim tamda bu yazdıgınız dogru cümlelerden ötürü bu siteye üye oldugumdan beri pc acınca facebook gmail canontürk 3 sekme acarım ortalama 3 saat takip ederim.deger verdigim bir forumda kırıcı veya nahoş yazmak aklıma bile gelmez saygılar.










    Nikon D800E

  4. #64
    Canonturk Üyesi

    Status
    Offline
    İsim
    Akın Can Akülker
    Makina:
    Pentax Spotmatic Zenit-E
    Üyelik tarihi
    05.July.2010
    Nereden
    İstanbul
    Mesajlar
    247

    Standart

    geçenlerde 12.İstanbul Bienal'ine gittim. hakikaten içeride sanat olan şeyler var, ama öyle şeyler var ki, o adam nasıl o antrepoda kendine yer bulmuş dedirtebiliyor.
    belki bilen vardır, epey dalgası geçmiştir, 2€ ile 1TL'nin şekilleri birbirinin tıpatıp aynısı, 2€ ile çalışan makinelere 1 TL atılabiliyor diyeyim siz anlayın.
    Ufak bir cam kutunun içerisine 2€ ile 1TL'yi koyup, "eser"inin ismine de "2 büyük aşk" -yanlış hatırlamıyorsam- dedikten sonra, buna antrepoda yaklaşık 10 m2'lik bir oda bulabiliyor ki, bu da sanatçıya özgüven gelmesine yeterli oluyor sanırım.
    Yani hata her türlü bizde, o adamın orada bir odaya öyle yer ayrılıyorsa, o adam sanatçıysa, hata bizdedir.
    Bırakın unvanları, yeni profesör olmuşların derste kükremesi gibi bir şey olsa gerek bu, o yüzden pek içi dolu tartışmalar değil bunlar, öyle fotoğraf yayınlamakla da fotoğrafçı olunuyorsa, -ki bu tamamen tercih meselesidir- bırakayım ben satayım elimdeki avucumdakini.

    Düzenleme: "eser"in ismi mükemmel aşıklar, başka bir eserin taklidi misali -inanın bana gönderme değil-.
    12. İSTANBUL BİENALİ
    sayfada 2 euro diye aratırsanız, sanırım rahatlıkla neden Türkiye'de sanat kavramının hala gelişmemiş olduğunu anlarsınız.










    Konu akncn tarafından (08.November.2011 Saat 00:54 ) değiştirilmiştir.

  5. #65
    tunapala - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Fotografci vs...

    Status
    Offline
    İsim
    Aydin Tuna Palabiyikoglu
    Makina:
    Elde avucta kalmadi ne bulursam onu artik...
    Üyelik tarihi
    07.July.2010
    Nereden
    Los Angeles, CA
    Mesajlar
    4,591

    Standart

    Asagi yukari bir bucuk ay evvel asagiadki yaziyi yazmisim. Fiktrim hala ayni. Ancak son yazilanlar isiginda Fotograf etigi hakkinda konusmak, kesin dogrulara varilamasa bile bu konuda begin cimnastigi yapmak, Herkesin kendi dogrularini dinleyip buna olumlu bakarak biraz ders cikartmak yada bugun okudugumuzu uzun vadede sindirecek olmamiz acisindan bu kadar farkli kisinin deneyimine ulasmak bence fotograf cekmek, fotograf izlemek, fotograf paylasmak kadar onemlidir.


    Herkes fotograf cekebilir, herkes denklansore basabilir. Ancak her yazi yazan yazar, her tuvelette sarki soyleyen sarkici degilse, her fotograf cekende fotografci degildir.

    Bunda alinacak yada gucenecek bir durum yoktur. Bu tanimlama yanlis da degildir. Ben arabamin tekerini degistirebiliyorum diye tamirci olamam. Buda boyle bir durumdur.

    Fotograf sahibi olmak, fotograf ceken biri olmak ile fotografci olmak, gunluk sahibi olmak, gunluk yazan biri olmak ve biyografi yazari olmak gibi farkli kavramlardir.

    Ayrica fotografciyi sadece fotograf cekmek fotografci yapmaz, sanat akimlari, sanat tarihi, Sosyal bilgisi, psikoloji bilgisi, kuramlar uzerinde yaptigi calismalar da fotografci olmak icin ama az ama cok gerekliliktir. Simgelerin ne anlattigini bilmeyen bir fotograf ceken kadrajinin ne anlattigini aciklayamaz.

    EDIT: Her isteyen fotograf cekebilir buna karismak dogru olmaz o ayri bir konudur. Her isteyen sarkida soyleyebilir. Farketmez.
    Saygilar











    To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.

    To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.

    Yazdiklarim tecrubelerime dayanir. Siz ayni tecrubeyi paylasmak zorunda degilsiniz.

  6. #66
    Ahmet Yeşil - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    CanonTURK Üyesi

    Status
    Offline
    İsim
    ... ...
    Makina:
    Hasselblad 501cm, Leica M6 TTL, Canon 5D Mark II
    Üyelik tarihi
    03.July.2010
    Nereden
    Ankara
    Yaş
    44
    Mesajlar
    2,987

    Standart

    Alıntı akncn Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    geçenlerde 12.İstanbul Bienal'ine gittim. hakikaten içeride sanat olan şeyler var, ama öyle şeyler var ki, o adam nasıl o antrepoda kendine yer bulmuş dedirtebiliyor.
    belki bilen vardır, epey dalgası geçmiştir, 2€ ile 1TL'nin şekilleri birbirinin tıpatıp aynısı, 2€ ile çalışan makinelere 1 TL atılabiliyor diyeyim siz anlayın.
    Ufak bir cam kutunun içerisine 2€ ile 1TL'yi koyup, "eser"inin ismine de "2 büyük aşk" -yanlış hatırlamıyorsam- dedikten sonra, buna antrepoda yaklaşık 10 m2'lik bir oda bulabiliyor ki, bu da sanatçıya özgüven gelmesine yeterli oluyor sanırım.
    Yani hata her türlü bizde, o adamın orada bir odaya öyle yer ayrılıyorsa, o adam sanatçıysa, hata bizdedir.
    Bırakın unvanları, yeni profesör olmuşların derste kükremesi gibi bir şey olsa gerek bu, o yüzden pek içi dolu tartışmalar değil bunlar, öyle fotoğraf yayınlamakla da fotoğrafçı olunuyorsa, -ki bu tamamen tercih meselesidir- bırakayım ben satayım elimdeki avucumdakini.

    Düzenleme: "eser"in ismi mükemmel aşıklar, başka bir eserin taklidi misali -inanın bana gönderme değil-.
    12. İSTANBUL BİENALİ
    sayfada 2 euro diye aratırsanız, sanırım rahatlıkla neden Türkiye'de sanat kavramının hala gelişmemiş olduğunu anlarsınız.
    Bienal sanat için midir yoksa toplum mu yumurtadan çıkar? | | tedirgentedirgen










    İNTERNETİME DOKUNMA!

  7. #67
    Canonturk Üyesi

    Status
    Offline
    İsim
    Akın Can Akülker
    Makina:
    Pentax Spotmatic Zenit-E
    Üyelik tarihi
    05.July.2010
    Nereden
    İstanbul
    Mesajlar
    247

    Smile

    bundan daha iyi bir eleştiri yazısı okuduğumu hatırlamıyorum doğrusu, biraz fazla okudum hatta ama bundan daha iyisini duyduğumu gördüğümü hatırlamıyorum, kompleks cümlelerden kurulmuş olmasına rağmen rahatlıkla okunabilir tipten sanki, güldürürken düşündürdü, teşekkürler
    bu arada sanat tablosu bizim konuyu da özetliyor











  8. #68
    CT İstanbul Anadolu Yakası Üyesi

    Status
    Offline
    İsim
    Selim eser
    Makina:
    Nikon D300 + 50mm 1.8D
    Üyelik tarihi
    11.May.2010
    Nereden
    İstanbul
    Mesajlar
    723

    Standart

    Alıntı evirgen2008 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Abi usta falan yok yav. Piyasada bir çok fotoğrafçı gördüm bugüne kadar. Ürün çekimi yapan, gelin-damat çekimi yapan, moda fotoğrafı çeken... Kaan(saduman) ile YKMnin ürün fotolarını çeken adamla muhabbet ettik 40D +17-85 var yeter dedi.SOnra Göksuda GD çekimi yapanların hep yanına gider bakarım pardon pardon diye.. Adam saat akşam 8de ki hava kararmıştı artık! Flaşsız çekim yapıyor... Ters ışık bile değil ne F kullanımı ne SS ayarı... Almışler bi tane reflektör tut baba yapıştır! Adam 18-135 ile çekime geliyor. Ben bi kez GD çekimi yaptım Mark II reflektör iki flaş softbox tetikleyici tripot 85mm 50mm 24-105 70-200 100mm gittim çekime ve çok aşırı derece de pür dikkat çekime yoğunlaştım. Gördüklerime bakıyorum ama. Adam da ne kadraj ne kompozisyon! Bu adamlar bu işten para kazanan sözde "profesyonel" fotoğrafçılar.

    Kimse kusura bakmasın ama onlar pro ise ben master'ım! Ben master olmadığıma göre ciddi bir sorun var demektir
    Çok iyiydi


    Alıntı mustafanazif Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    elindeki makina nikon D3X hiç bir şey bilmiyorsan auto moda al çek, yine grensiz çekersin, sen bu makinayla bu kadar gren yapma başarısını gösterdiysen bırak git artık, kendine de fotoğrafçı deme,
    Buda çok iyi % 40 Auto modda çekerim baya güzel işler çıkar










    Konu siyahi28 tarafından (08.November.2011 Saat 09:19 ) değiştirilmiştir.

  9. #69
    Halil Ibrahim Duran
    Guest

    Standart

    sanat sanat içindir gerisini bilmem ile ben kendimi tatmin ederim gerisine karışmam ile bir de ben kazandığım paraya bakarım gerisi umrumda olmaz tartışması olmuş bu,

    konfüçyüsündü herhalde güzel bir sözü var, hatırladığım kadarı ile yazıyorum

    bildiğini bilen adamı izle
    bilmediğini bilen adama öğret
    bildiğini bilmeyen adama hatırlat
    bilmediğini bilmeyen adamdan kaç

    gerçek sanatkar bence ustadır, izlenmelidir lakin bu işten para kazanıyorum demek usta değildir, zanaat kısmının ucundan bile geçemeyecektir. bence.... diyerek daha çok şey yazılabilir. ben işin bence kısmındayım kendimi tatmin ediyorum ne hoşuma giderse onu çekiyorum teknik öğrenmeye çalışıyorum ve eminim ne kadar öğrenirsem o kadar daha öğrenceğim şey olacak önümde, tabi ki fotoğraf tuvale resim çizmek kadar zahmetli değil, abim mustafa nazifin de yazısında yazdığı gibi biz hoşumuza giden anları donduruyoruz o kadar.
    göze hoş gelmesi için teknikleri uygulamak dikkat etmek özen göstermek kendine ve sanatına saygıdır....

    sevgi ve saygı ile











  10. #70
    mustafanazif
    Guest

    Standart

    Alıntı akncn Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    bundan daha iyi bir eleştiri yazısı okuduğumu hatırlamıyorum doğrusu, biraz fazla okudum hatta ama bundan daha iyisini duyduğumu gördüğümü hatırlamıyorum, kompleks cümlelerden kurulmuş olmasına rağmen rahatlıkla okunabilir tipten sanki, güldürürken düşündürdü, teşekkürler
    bu arada sanat tablosu bizim konuyu da özetliyor
    komik olayım nasıl olsa yazım tutar mantığı olmuş biraz... eleştirinin ayakları olmalı, yere sağlam basmalı... eleştirmiş olduğu yapıtlar, elbette ki eleştirilebilir... lakin, çok havada kalmış bir yazı... madem eleştiriyorsun, teknik detaylarıyla eleştir... "ben de yaparım" cümlesini kurarken, "ben de eleştirebilirim" mantığı koymuş ortaya... şüphesiz, biz nasıl gülerek okuduysak, eleştirmenler de "gülerek" okumuştur bu yazıyı.

    yazı yazan herkes "yazar",
    eleştiri yapan herkes "eleştirmen" öyle ya...

    neyse; bunlara zaten yazının devam bölümlerinde değineceğiz...

    selamlar.










    Konu mustafanazif tarafından (08.November.2011 Saat 09:48 ) değiştirilmiştir.

  11. #71
    mustafanazif
    Guest

    Standart

    Alıntı dirtycop Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    sanat sanat içindir gerisini bilmem ile ben kendimi tatmin ederim gerisine karışmam ile bir de ben kazandığım paraya bakarım gerisi umrumda olmaz tartışması olmuş bu,
    ben bu cümleyi yazımın devamında şöyle kurmuştum:

    "zanaat, sanat içindir; sanat da toplum için"...

    bu şekilde olursa yapılan sanat, bireysellikten çıkar, toplumsal bir kimliğe bürünür...

    üstad, cemil meriç, journal'inde "yazı" konusunda şöyle diyor:

    "kelimeler kıskanç bir sevgili gibidir, senin olmalarını istiyorsan onların olacaksın".

    bunu sanat için de söylemek çok mümkün...

    sanat ve sanatçı arasında, "efendi, kölelik" vardır...
    sanata hizmet etmezsen,
    sanat da topluma hizmet etmez...

    küstürmemek lazım...











  12. #72
    Halil Ibrahim Duran
    Guest

    Standart

    Alıntı mustafanazif Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    ben bu cümleyi yazımın devamında şöyle kurmuştum:

    "zanaat, sanat içindir; sanat da toplum için"...

    bu şekilde olursa yapılan sanat, bireysellikten çıkar, toplumsal bir kimliğe bürünür...

    üstad, cemil meriç, journal'inde "yazı" konusunda şöyle diyor:

    "kelimeler kıskanç bir sevgili gibidir, senin olmalarını istiyorsan onların olacaksın".

    bunu sanat için de söylemek çok mümkün...

    sanat ve sanatçı arasında, "efendi, kölelik" vardır...
    sanata hizmet etmezsen,
    sanat da topluma hizmet etmez...

    küstürmemek lazım...
    Kesinlikle...











  13. #73
    Canonturk Üyesi

    Status
    Offline
    İsim
    -
    Makina:
    -
    Üyelik tarihi
    29.October.2011
    Nereden
    -
    Mesajlar
    35

    Standart

    Türkiye'de her meslek dalında insanların birbirini ezme ve üstünlük kurma gibi bir mücadelesi var.Yukarıda biri demiş "Fotoğraf makinesi yok diye onu eleştirmenin,kıskançlık yapmanın bir anlamı yok.",iyi güzel de ortada kıskançlık falan yok ki?Yorumları okudukça daha iyi anlıyorum aslında.Gerçi hiçbir şey değişmez,burası ne yazık ki hala Türkiye.

    İşini en iyi yapan her zaman en iyi parayı yada en iyi övgüyü kazanır diye bir kaide yok.Bunu düşünen kendi kendini kandırır.Ben ne adamlar gördüm...Diye başlayan cümleleri kura kura burada akşama kadar vakit geçirebiliriz.Her işte bir takım faktörler önemlidir,bunların en önemlisi de bence şans.Şimdi bana bazıları kızacaktır belki ve bu tepkileri doğru.Sanatçılar,müzisyenler vs bir bakın araştırın.İnsanlar en iyi yapımcılar,en iyi bu işi sunma konusunda başarılı kişiler ile çalışınca ünlü yada "başarılı" oluyorlar aslında.

    Olaya sanat için,gözüyle bakılıyorsa toplumun beğenisi kazanmalıdır önce insan.Eee,yukarıda söyledim ya,burası Türkiye.İnsanları aşağıladığımdan dolayı değil,kesinlikle yanlış anlaşılmasını istemem.Türkiye'de insanların ne adam gibi bir müzik kulağı var ne de adam gibi gören bir gözleri.Kişisel çekimlerinde herkesin derdi "Facebook'a koyayım da iki kız düşsün.".Düşünün artık,adam o kadar parayı basıyor geliyor fotoğraf çektiriyor.Ve özellikle şu çok dikkatimi çeken bir şey;fotoğrafçıya asla iş bırakılmaz.Eğer bir de üzerine para veriyorsa.Mesela; "Yandan çeksene." "Bir de şöyle bir çek bakalım nasıl olacak." "Bu güzel olmadı beğenmedim,şöyle çekiver bir." gibi cümleleri ben çokça duydum.Bu işin en zor kısmı da bence bu tarz insanları çekmek.Olaya kendi gözümle bakıyorum ve "Bakın bu fotoğraf gerçekten istediğiniz gibi." diyorum ama bildiklerini okuyorlar.Benim için hava hoş,onu da alsa,diğerini de alsa benim için değişen bir şey yok ki.Üzüldüğüm tek nokta,fotoğrafçılığın bu kadar küçültülmesi git gide.

    Herkes çok iyi bir fotoğrafçı,eğer değilse çok iyi bir fotoğrafçı gözü var,bu ikisini de barındırıyorsa hiçbir zaman fotoğraflarını yayınlama gereği duymayan ve şu anda eleştirdiğimiz insanları tıpkı bizler gibi eleştiren insanlar.(Mesela,photography yazılmasına gıcık olurlar,ergen fotoğraflarına gıcık olurlar,herkesin fotoğrafçı olmasına gıcık olurlar...)

    Türkiye taklitçiler ülkesidir ne yazık ki.Çok tepki alacağımı bile bile bu yazıyı buraya yazıyorum ama gerçekten öyle.Türkiye bu konuda meşhur olan Çin'i bile sollamıştır şu anda.










    Konu VoldroY tarafından (08.November.2011 Saat 10:30 ) değiştirilmiştir.

  14. #74
    tunapala - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Fotografci vs...

    Status
    Offline
    İsim
    Aydin Tuna Palabiyikoglu
    Makina:
    Elde avucta kalmadi ne bulursam onu artik...
    Üyelik tarihi
    07.July.2010
    Nereden
    Los Angeles, CA
    Mesajlar
    4,591

    Standart

    Aslinda belki bu tartismaya devam edip "sanat toplum icindir" klisesini irdelemeden evvel terimler konusunda asgari bir dil birligine varmak gerekir kanisindayim. Cunku bugun usta ile profeyonel kelimeleri nasil gunluk yasamda yanlis kullanimda birbirine sikca karisiyorsa, zanaatci, sanatci kelimeleride ayni oranda birbirine konuya ozellikle yeterince hakim olmayanlar icin kafa karistirici bir durum ortaya cikartiyor. Hemen her sanat ustadinin bir zanaat sahibi oldugunu soylemek cok yanlis olmazken her zanaatciyi bir sanatci kabul etmek hatali bir durum ortaya cikartiyor.

    "sanat ve sanatçı arasında, "efendi, kölelik" vardır..." cumlenize katilmakla birlikte Sanat eserlerinin ve sanatsal uretimin topluma hizmet etmek gibi bir vasfa sahip olabilselerde bu topluma hizmet etme ve anlasilma durumunun cok ta sart olmadigini dusunuyorum. Gene basit anlamda soylemek gerekirse Sanat eserleri belli bir duygu, dusunce, fikir vs belirten, gorsel sanatlardaizleyici kisi ile iletisimde olan uretimlerdir. Bu uretimlerin zaman zaman icerisinde uretildikleri, bulunduklari topluma yonelik mesajlari olsada zaman zaman anatcinin kisisel bir disa vurumu zaman zamanda fotograf, resim, siir, edebiyat gibi ureticisinin elinden ciktiktan sonrada devam eden bakan kisinin, egitim, kultur, sosyal sinifi vs ile belirlenen algilama yontemleri ile belirlenen aktarimlari vardir. Dolayisi ile sahsi gorusum sanatci her eserini toplum icin uretmek zorunlulugnda degildir.

    Basa donecek olursak aslinda hep konusulan profesyoneli amatori usta, bilirkisi vs tartismalarinin basit bir sebebi oldugunu dusunuyorum. En azindan alanim olan fotograf acisindan boyle oldugunu soyleyebilirim.

    Fotograf cok boyutlu ve kolay uretilebilen bir urundur. Git gide de bu uretim kolaylasmaktadir.

    Fotografla ilgilenen gruplar ise sadce tek kelime ile siniflandirilma cabasi ile birbirine karismakta ve zaman zaman da burada ve diger mecralarda karsilastigimiz sonsuz tartismalara neden olmaktadir.

    Bu anlamda profesyonel, amator, usta, acemi, Saantci, zanaatci, toplayici, avci kavramlarinin sirayla kullanilarak betimleme yapilmasi en dogrusu olacaktir.

    Ornegin bir fotograf ceken kisi fotograftan gecimini sagliyorsa profesyonel, ancak yaptigi ise hakim degilse acemi, uretimine yeni birseyler katmiyorsa ve teknikleri ve kendinen oncekileri uyguluyorsa zanaatci sayilabilir.

    Ayni sekilde bu isten para kazanmayan Amator ama isine hakim usta ve teknikleri sadee mukemmel tekrarlamaktan ote yorumlayabilen bir sanatci fotografcida mumkundur.

    Sanirim sikinti burada cokca Amatorun, acemi, profesyonelin, Usta, zanaatcinin snatci ile karismasindan ortaya cikmaktadir.

    Ornegin kosede cok iyi vesikalik ceken kisi Profesyonel, usta bir fotograf zanaatcisidir. Ancak Sebastião Salgado gibi biri Profesyonel (Para kazaniyor) Usta (alanina cok hakim) sanatci (yorumunu ve kendinden yeniyi ekliyor) bir fotografcidir.

    Ama butun bu sifatlardan hangilerini kullanirsa kullansin oncelikle denklansore basan kisinin bir bilinc, sorumluluk ve yaptigi ise saygisi olmasi hepsinin uzerinde bu sifatalrin sonuna gelen "fotografci" sifatini almasi icin gereklidir.

    Saygilar.











    To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.

    To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.

    Yazdiklarim tecrubelerime dayanir. Siz ayni tecrubeyi paylasmak zorunda degilsiniz.

  15. #75
    Canonturk Üyesi

    Status
    Offline
    İsim
    -
    Makina:
    -
    Üyelik tarihi
    29.October.2011
    Nereden
    -
    Mesajlar
    35

    Standart

    @Aydın Tuna Bey

    Aslında olay biraz da karmaşık,gerçekten öyle.Bu işin bir sonu yok.Türkiye'de her kesimden insan,her zaman özel olmak istiyor.Burada biz diyoruz ki "Photography yanlış,bunun yazılmaması normal.Ele ayağa düştü..." vs gibi.Sonra adam bunu internetten okuyor gidip başka bir yerde konuşuyor,ki kendisi eleştirilen konumunda olmasın.Bir önceki yorumumda bu konuya da değinmiştim sanırım zaten.

    Bu tartışmaların bir sonu yok.Zararı ziyanı yok,ben fotoğraf makinesinin yaygınlaşmasını olumlu olarak karşılıyorum.Daha kolay ürün bulunabiliyor ve ikinci el piyasası daha canlı.











  16. #76
    Halil Ibrahim Duran
    Guest

    Standart

    @ aydın tuna

    sevgili aydın, sanat her zaman toplum için değildir söylemine katılıyorum, bence amacı sanat yapmak olan kişinin ilk önceliği kişisel tatmindir, kendi zevkine göre eser çıkarır, işin içine maddi kaygılar girerse durum zaten ticarettir, salt sanattan bahsetmek mümkün değildir, ticari bir sanat ürünüdür, ama özgünlüğü özgürlüğü eksik olacaktır, çünkü işin içine arz ve talep girer.











  17. #77
    Ahmet Yeşil - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    CanonTURK Üyesi

    Status
    Offline
    İsim
    ... ...
    Makina:
    Hasselblad 501cm, Leica M6 TTL, Canon 5D Mark II
    Üyelik tarihi
    03.July.2010
    Nereden
    Ankara
    Yaş
    44
    Mesajlar
    2,987

    Standart

    Alıntı mustafanazif Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    komik olayım nasıl olsa yazım tutar mantığı olmuş biraz... eleştirinin ayakları olmalı, yere sağlam basmalı... eleştirmiş olduğu yapıtlar, elbette ki eleştirilebilir... lakin, çok havada kalmış bir yazı... madem eleştiriyorsun, teknik detaylarıyla eleştir... "ben de yaparım" cümlesini kurarken, "ben de eleştirebilirim" mantığı koymuş ortaya... şüphesiz, biz nasıl gülerek okuduysak, eleştirmenler de "gülerek" okumuştur bu yazıyı.

    yazı yazan herkes "yazar",
    eleştiri yapan herkes "eleştirmen" öyle ya...

    neyse; bunlara zaten yazının devam bölümlerinde değineceğiz...

    selamlar.
    İnsanlar Lira ile Avro'yu yanyana koymanın ya da bir karpuzu dikdörgen biçiminde keserek "sanat yapılmış olarak" bienalde yer etmesini elbette eleştirebilir.
    Bunun neden eleştirilmemesi gerektiğini ya da gerçek bir eleştirmenin de bu yazıya neden alayla güleceğini doğrusu anlamadım.

    Schoenberg'in müziği kulak tırmalar ama neden bunun böyle olduğunu Schoenberg kendisi açıklar. Ya da Dali'nin, Arp'in soyut sanatının sağlam dayanakları, anlaşılacak ; anlaşılmadığı yerde de açıklanabilecek özgün bakış açıları belirli bir teknik düzeyi vardır.
    Ancak kare karpuzun sanat boyutunun, benim odamın ortasına koyduğum mısır gevreğini içerisine koka kola koyarak sergilemeye çalışmamdan daha öte değeri ne olabilir?
    Bienalde bu oluyorsa neden benim koka kolalı mısır geveğim olmuyor.
    (Gerçi böyle bir kolalı mısır gevreği kasesi üzerinde çalışmadım ama istenirse çalışabilirim, hatta bu çalışmamı seyirciler önünde yaparak "çağdaş" bir performans sanatı uygulayabilirim!)

    Saygılarımla...










    İNTERNETİME DOKUNMA!

  18. #78
    mustafanazif
    Guest

    Standart

    ben eleştiriye karşı çıkmadım, "eleştiri metodu" üzerine değerlendirme yaptım sevgili ahmet... tıpkı yazı yazmak gibi, bir şiir gibi, bir roman gibi, bir deneme yazısı gibi, eleştiri yazmanın da bir etik kuralı vardır... öyle bel altı vurup kaçmakla eleştiri yazısı yazılmıyor...

    ben, şahsen bir lira'lı performansa, farklı bakıyorum...
    benim şahsi görüşüm elbette ki bienal'de yer alabilir...

    ve o iki demir maden üzerine sayfalarca yazı yazılabilir...

    bu bir pipo değil mantığı yani...

    sanat, "gösterge bilim"dir aynı zamanda...

    bu göstergeler üzerine konuşmak lazım... görünen değil, görünmeyen ama işaret edilen mefhumlar üzerine teoriler geliştirmek lazım...


    örneğin; "Schoenberg müziği kulağımı tırmalıyor" denmesi, tamamen kişinin şahsi görüşüdür, eleştiri değildir. fakat, "Schoenberg" müziğinin neden kulak tırmalamadığını göstergelerle açıklamış ya da açıklayacak olmanız, sizin açıklamanızı eleştirel bir kimliğe büründürebilir.

    "beğenmedim", "hiç sevmedim", "rezalet" gibi, tanımlamalar, bir görüşe "eleştirel" kimlik kazandırmaz. bu olsa olsa, kişinin şahsi "görüşü" olabilir (ve açıkçası sanatçı bununla hiç ilgilenmez) ve "görüş"ler alt yapısı olmadığı sürece eleştirel kimliğe haiz değildir...

    umarım meramımı anlatabilmişimdir...

    selamlar.










    Konu mustafanazif tarafından (09.November.2011 Saat 14:29 ) değiştirilmiştir.

Bu Konu için Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •