anladığım şey şu: Fotoğraf sizce bir şeyler anlatmalı mıdır. Ana teması ya da mesaj vermesi gibi bir durumsa böyle bir zorunluluk yok. Sonuçta izleyici, seyirci ya da eleştirmen vs. bir özne olduğundan robotça kararlar değil kendince kararlar verecektir. Burada ağırlık ya da uzunluk ölçüsü değil estetik göz değerlendirmesi yapılıyor ve öznel bir değerlendirme olacaktır. Ayrıca izleyici de kendisinden bir şeyler katacaktır. Örneğin istanbul silüetine bakan kişnin verdiği tepkiyi anlattığı skeçteki cem yılmaz anlatısı gibi.

Sanatçının iki seçeneği vardır. birincisi açık uçlu bırakabilir ikincisi direkt mesajı verebilir. Belirli bir mesajı kendi anlatmak istediği gibi açık uçlu bırakıp yönlendiriyorsa buna da ayrı bir şey denmesi gerek.

Bence sanat ve fotoğraf sanatı bir şey anlatmamalı. En azından herkesin kendinden bir iz bulabileceği şeyleri barındırmalı ki izleyici kendine uyarlayabilmeli, kendinden izler sayesinde o eseri beğenebilmeli. Bu bir müziğe söz ekleyip şarkı yazmaya benzer ki işi boyutu değişir. Oysa ben sadece müziği dinlemek isterim. Sözler değil müziği etkileyebilmeli. İşte o zaman kendi içimdeki duyguyu dışavurabilirim.

İşin içine sanat kavramı girdiğinde eksik bilgim olduğundan yanlış konuşmak istemem. Zira konuyu bilmiyorsak ya da eksik bilgimiz varsa konu başka yerlere gidebilir.

Tek cümleyle; estetik kaygı tabiki olmalı ama bir şeyler anlatma zorunluluğu olmamalı.