Halil Ibrahim Duran Nickli Üyeden Alıntı
ben bu ironiye canı gönülden katılıyorum. eklemek istediğim bazı hususlar var:
fotoğraf başlı başına bir üst dil, sanat ise yine başlı başına bir üst dildir. sanatın her dalında fotoğraf olmayacağı gibi fotoğrafın da her dalında sanat anlamı aramak yanlıştır. başka bir başlıkta daha yazmıştım bunu ama yeri geldiği için tekrar yazayım. fotoğraf sanatı tabiri güdük ve bence yanlış bir tabirdir. fotoğraf az önce dediğim gibi bir üst dildir ve sanatsal kaygılarla oluşturulmuş fotoğraflar veya belli teknik kaygılarla oluşturulmuş fotoğraflar bunun olsa olsa alt başlıkları olabilir.
sanatsal kaygı taşımayan fotoğraflardan bazılarını şöyle sıralayabiliriz: bilimsel fotoğraflar, deneysel fotoğraflar, belgesel fotoğraflar, spor / fotomuhabir fotoğrafları, anı fotoğrafları..... belki bu liste uzayabilir de!
ayrıca sanatsal fotoğraf üzerine bazı tekniklerden bahsediyoruz; bu tekniklere uyulmasa ne olur?
1/3 kuralı: rönesans sanatçılarının, ressamların, uydurduğu bir kuramdır. orijinalde resme ait bir tabir ve uygulamadır. görsel bir tercihtir. 1 atm basınçta su 100 derecede kaynar, bunu değiştirmek için bazı fiziksel şartları değiştirmek gerekir. katı bir kuraldır. 1/3 kuralı o kadar katı bir kural mıdır? bence hayır. bir fotoğraf işini yapıyor ve anlatması gerekeni anlatıyorsa görevini yerine getirmiştir. o saatten sonra benim için 1/3 kuralı önemli değildir.
bakış boşluğu: (yine bir resim ve ressamlık tabiri olan) portre fotoğrafçılığı ile alakalı bir düzenleme veya tercihtir. ülkemizde portre fotoğrafçılığı büst veya vesikalık gibi uygulansa da geçmişte portre tam boy ve daha geniş kadrajlama olarak örnekleri ile hayat bulmuştur. bir kişi yaşadığı ortamda ve zamada vardır. bakış boşluğu bu merakı nispeten gidermek için tercih edilir. ama mekanı anlatmak için aksini de tercih etseniz ve anlatım yerindeyse bakış boşluğuna ne gerek var.
açık diyafram kullanımı: az önce kişi yaşadığı ortamda ve zamanda vardır demiştim. kişinin o anki halini anlatmak istiyorsam açık değil tam aksine kısık diyafram tercih ederim. bu şekilde fotoğraf sunsam ülkemizde çok kişi niye diyaframı böyle kıstın gibi yorumlar yapacaktır. peki ortamdan tamamen soyutlanan bir vesikalık fotoğraf ile kişinin hayatına / duygusuna dair ne anlatabilirim?
bunun gibi örnekleri ve klişeleri çoğaltabiliriz.
teknikleri ve nerelerden nasıl geldiğini öğrenmek iyidir ama yeni şeyler çıkarabilmek için de bu tekniklere bağlı olmamayı da bilmek lazım.
madem fotoğraf ile bir şeyler anlatmaya çalışıyoruz o zaman klişelerden kurtulmalı........
son olarak, ahmet yeşil ve aydın tuna palabıyıkoğlu arkadaşlarımızın söylediklerine katılıyorum. fotoğrafı incelerken teknik olarak duygu olarak ulaşabiliyorsak fotoğrafçının düşüncesi ile etraflıca değerlendirilebilir. ama asla ve asla saygıyı elden bırakmamak lazım. sonuçta bir üretim ve bu üretim için emek var