Aslında bu başlık daha uzun da olabilirdi, mesela;
"Bu fotoğraf bana birşey vermedi", "Belki de sen birşey alamadın"...
Ya da;
"Bu fotoğraf bana birşey vermedi" (Üretim ve sunuma karşı bir üretimsiz karşı çıkış),
Ya da;
"Fotoğrafı Eleştirmek"
Belki de bu en yalını oldu.
Görsel öğelerin-imgelerin- hergün milyonlarcasının gözlerimizin önünden geçtiği bir yaşamda herhangi bir görsele dikkat edecek-üzerinde düşünecek bir alışkanlığın duygularımızda ya da belleğimizde yer etme ihtimali var mı?
Sokağa çıkın;
"Dünyaya Çerçevelerden Mi Bakacaksınız",
"Yeni Dünya Kuruyemiş",
"Charisma Rent a Car"
ve daha milyonlarca tabela- anlatım, açıklama... Çok çok hızlı ve net!
İçeriğin doğru olup olmaması önemli mi? Kim düşünebilir ki kuruyemişle yeni dünya olup olmayacağını; çıt çıt çekirdek yok mu en kötü ihtimalle..?
Bunca göz ve zihin bombardımanı sonucunda (ama hepsi de güzel tabelalarda-burası önemli çok güzel tabelalarda ) nefes almaya ve düşünmeye zaman ayırabilen insanlar var mı?
Pek tabi...
Ancak bu insanların sunumları yine gözleri ve zihinleri zaten bombardıman altında olan insanların önüne geliyor.
Peki bu insanlar bu görsel sunumlarda ne bulur?
Ne bulmak ister?
Altın oran?, Güzel tabela (bakın yukarıda söylemiştim) ?
Hoşluk, güzellik? Yani zihin bombardımanında unutulmaya alışılmış olan imgeler?
Bence görsel öğeleri (artık konumuz olduğuna göre "Fotoğraf" sözünü kullanabilirim) eleştirmek için sanıyorum ki öncelikli kural olarak nefes almayı başarabiliyor olmak önemli.
Durmalı, düşünmeli ve tanımalıyız.
Çirkin- paslı bir tabela es geçilebilir ama çirkin(!) bir fotoğraf es geçilemez.
Neden çirkin? Çirkinlik bilinçli mi?
Sunucunun (sanatçı vb) aslında paslı tabelayı düzeltme (bu fotoğrafı daha önceden estetik bir sunuma büründürecek teknik bilgi) bilgisi ve becerisi yok muydu?
Sanatçıyı tanıyor muyuz? Genel eğilimlerinin farkında mıyız?
Sanat güzeli mi yansıtmalı?
Çağdaş sanatta özellikle kuralların bütün olmasından söz edilebilir mi? Gerçek dünya ve yaşam doğru, güzel ve estetik mi?
Görsel sunuya yapılacak eleştiri (eleştiri derken olumsuzu kastetmiyorum-tanıma ve onu tanımaktan dolayı olan şükran) yukarıdaki soruların cevaplanmasıyla başlamıyorsa fotoğraf eleştirisinin kalıcı metne dökülmemesinden yanayım.
Doğru eleştirinin bu sorulara cevap verebilecek potansiyele sahip insandan gelebilmesi taraftarıyım.
Bir örnek...
Hadi yukarıdaki soruları sormadan bir eleştiri yapalım...
1- Açık havada daha ince grenli film kullanılabilirdi, iso 100 bu fotoğrafta daha temiz sonuçlar verirdi.
2- Soldaki çocuğun sağ eli fotoğrafta çıkmamış, bacak varken ayaklar da çıkmamış; koşma hissi daha iyi verilebilirdi-önemli bir hata.
3- En sağdaki kızın asker tam arkasına gelmiş, orada bir belirsizlik var.
4- Fotoğrafın ortasındaki çıplak kız anafikir olduğuna göre üçte bir kuralına uyulmalıydı, ana fikir tam ortaya gelmemeliydi.
5- Yine merkezdeki kızın tam arkasında asker var, kadraj az yana alınmalıydı ki boyut etkisi verilsin.
6- Zemin ve toz bulutu üçte bir oranda değil, zemin az daha küçük olmalıydı ki üçte bir kuralına uyulmuş olsun.
7- Tabelalar dikkat dağıtıyor.
Kısacası: Bu fotoğraf bana birşey vermedi!
E tabi, bu kadar eleştiri yapıp bilgeçliğimizi ortaya koyunca Nick Ut için güzel birşeyler de söylemek lazım;
"Daha iyi çalışmalarınızı bekleyeceğiz,
ışığınız bol olsun"...
Saygılar ve sevgiler...