ortaokul'a gidiyordum sanırım, kodak kb8 filmli makinem vardı. gayet güzel resimler çekerdim piknikte, tatilede, okulda arkadaşlarla falan. Sonra film saran dişlilerinden biri kırılınca fotoğraf çekmeye bir süre ara verdim. Altyapıda basketbol oynardım, birgün abdi ipekçide potanın altında bir fotoğraf makinesi buldum, hayatımda gördüğüm en güzel makinelerden biriydi markasını şu an hatırlamıyorum. kocaman ağırca birşeydi.. hatta deri bir koruma çantası vardı ve kocaman bir vidayla makinenin body'sine tutturulmuştu. Tabi ben bununla fotoğraf çekmeyi becerememiştim (acayip bir makinaydı) aradan yıllar geçti ve teknoloji ilerleyince sony dsc-w 290 makine aldım..bana 740 liraya patlamıştı 2 sene önce 100-150 lira daha versem DSL makina alabilirmişim.. genelde gittiğim ortamlarda arkadaşlarımı, çevremi falan çekmeyi çok severim ama nedense kendi resimimin çekilmesinden hoşlanmam fotojenik değilim sanırım ondan olsa gerek.. sonra ben bu sony'i aldığıma alacağıma pişman oldum. 12.1 mp resim kalitesine rağmen rezil ötesi çekimler yapıyordu. 2-3 defa sony yetkili servisine götürdüm ancak makinede birşey bulamadılar. ben de avcılar sahilinde denize attım bana yar olmayan makina kimseye yar olmasın dedim sonra dedim ben bu işi madem seviyorum, neden bir adım daha öteye götürmeyeyim. eğitim için abd'ye gittiğimizde bestbuy mağazasından T2i almak istedim body olarak ancak ellerinde yoktu, bende T1i aldım