Fotoğraf camiası tarafından yakından tanınan bir isim olan Nazmi Kılıçer, Üsküdar’da Elitel adında bir teknik servis atölyesi işletiyor ve birçokmarkaya hizmet veriyor.(Sinanberk34'den not: Şu anda ise Balıkesirde iş yaşamına devam ediyor. Her ne kadar emekli oldu dedikoduları ortalarda dolaşsa da hala aktif ve capcanlı şekilde işlerine devam etmektedir)
Amatör olsun profesyonel olsun tüm fotoğraf makinesi kullanıcılarının kabusu olan makinenin suya ya da yere düşmesi konusuna açıklık getiren Nazmi Kılıçer, bu konuda makine sahiplerinin neler yapabileceğine ilişkin tavsiyelerde bulunuyor. Öncelikle bu işin biraz da şansla ilintili olduğunu belirtiyor. SLR olsun kompakt olsun makine yere düştüğünde eğer kişi şanslıysa makineye hiçbir şey olmayabiliyor. Kapak kırılabilir hatta örtücü kapakları bile çatlayabilir ama makine çalışır diyor. Kullanıcıya gövde ile ilgili kozmetik sorunları servise danışarak halletmek kalıyor. Nazmi Kılıçer’e göre makine yere düştüğünde dikkat edilmesi gereken en önemli şey kurtarma amaçlı müdahalelerde bulunmamak. Yani makinenin kırılan ve gövdeden çıkan kısmıyla oynayarak düzeltmeye çalışmak ya da fiziksel güç kullanmak oldukça yanlış bir yaklaşım. Bu durum müdahale edilen bölgede ek bir arıza çıkmasına sebep olabiliyor. Yani makine kurtarılacakken bu oynamalar nedeniyle kurtarılmaz bir hale gelebiliyor. Çünkü bu tür oynamalar bir şeyin yatağından çıkması sonucu oluyor ve ancak çıkan bölüm sökülerek yatağına oturtulursa düzeltilebiliyor.
Fotoğraf makineniz suya düşerse…
Makinenin suya düşmesi durumlarında suyun tatlı ya da tuzlu olması önem teşkil ediyor. Tuzlu suya düşen bir makinenin kurtarılma şansının oldukça düşük olduğunu belirten Kılıçer, böyle durumlarda tamir edilen makinelerin genellikle çok iyi markalar olduğunu vurguluyor. Öncelikle hemen tüm pillerin çıkarılması gerektiğini, makine dijitalse bu duruma ek olarak hafıza kartının da çıkarılması gerektiğini sözlerine ekliyor. Tuzlu suya düşen bir makinenin bol miktarda tatlı suyla yıkanması gerekiyor. Tuzun neden olduğu etki için makineyi asit gibi eritiyor benzetmesini yapan Kılıçer, servislerin bu şekilde zarar gören makinelerin bakımıyla uğraşmaya bile yanaşmadıkları, gelen müşterilere çöpün yolunu gösterdiklerine dikkat çekiyor. Fakat Nazmi Kılıçer, ne olursa olsun bu tarz makineleri çöpe attırmadığını aksine kurtarmaya çalıştığını söylüyor. Hatta bu konuyla ilgili ilginç bir olayla da karşılaşmış. Hasselblad sahibi bir müşterisi birkaç yıl önce Fırat Nehri’ne düşürdüğü makinesi için Nazmi Kılıçer’i aramış. Ondan makineyi kurtarabileceği garantisini aldıktan sonra da bulanık olan nehir suyunda makineyi bulmak için dalgıç tutmuş. Sonuçta müşterisi makineyi bulmuş ve Nazmi Kılıçer de makineyi tamir etmiş. Fakat Kılıçer, makinenin tamirinin suyun içinde servise getirilmesine borçlu olduğunun da altını çiziyor ve ekliyor: “Suya düşmüş bir makine tamire açık havada götürülürse yavaş yanma olayı gerçekleşir. Oksijen bol olduğu için paslanma çok hızlı gelişir. Fakat suyun içindeki bir cihaz o kadar hızlı paslanamaz. Sıvıda oksijen o kadar fazla değildir. Tabi bu işlemi 24 saat içinde yapmak şartıyla.”
Alınt: fotografbilgimerkezi.com