Dslr ile fotoğraf macerama 2010 yılında Sony ile başladım. onun öncesinde Olympus marka bir slr-like makinem vardı. Sony'i beğenerek ve severek kullanıyordum ama bir biri ardına çıkardığı yok yarı geçirgen aynalı makine (Dslt) teknolojisi, yok optik vizörden elektronik vizöre geçmeleri, sonrasında NEX serisini duyurmaları ve mountların tamamen değişmesi, lens ve ekipmanların kısıtlı oluşu, Sony alarak bir heves girdiğim fotoğraf camiasında Canon ve Nikon'da (özellikle Canon'da) bolca bulunan lens,ekipman çeşitliliği ve 2. el payı beni Sony'den iyice soğuttu. sonunda 2014 yılında gidip kendime Canon aldım ve rahat ettim. Sony kullanıcı odaklı çalışmıyor gibime geliyor. eğer öyle olsaydı, kullanıcıların yorumlarını ve isteklerini değerlendirip direkt kullanıcı odaklı ürünler çıkartırdı. onlar çıkardıkları yeni ürünlerin pazarda patlama yapmasını ve bu patlamadan pastanın büyük payını yeme düşüncesiyle çalışıyorlar ama ilk etapta bir heves ve rüyayla Sony'e yönelenler hep hayal kırıklığına uğruyorlar.Sony kötü demiyorum hele a7RII kötüdür hiç demiyorum ama Sony'nin aldıktan sonra kullanıcıyı pişman eden bir yapısı / tarzı var. daha önceleri başka konuların altına yaptığım yorumlar gibi yine ve hala tamamen aynasıza geçmek için erken olduğunu düşünüyorum. tabii ki aynasızlar belli bir konfor ve rahatlık getirdi, hatta Fuji ve Olympus gibi markaların çok iyi aynasızları piyasada mevcut, ama bence daha erken. piyasanın daha fazla oturması ve pazarın daha büyük bir boyuta ulaşması lazım ki bizde gönül rahatlığıyla aynasıza geçebilelim. yoksa sırf rahatlık olsun diye aynasız makine alıp, diğer ekipmanlarına bakınca pişman olacaksak hiç gerek yok