Konu: Neden Fotoğrafla alakalı yerli bi markamız yok? (Manifestom)

Hangi sektör ülkemizde yerli sermaye ile gelişmiş ve hala gelişmeye devam etmekte?
Bu sorunun cevabını verdiğinde ne demek istediğimi anlamışsın demektir İlbey.

Ülkemizde varolmuş isim yapmış ve gelecek vadeden tüm sektörler köreltilmiştir. yıllarca ulusal pazarda yalnızca pazar yapılmak üzere çalışılmış bir ülkede alışılageldiği gibi pazar olmaya devam edeceğiz...

Bir iktisatçı olarak, ülkemizde yerli üretimi denemiş biri olarak şöyle bir cevap vermek istiyorum


çünkü;

Türkiye'de başarılı olmayan hiç bir proje desteklenmez, destek görmeyen proje başarılı olamaz. Kısır döngüdür bu, ülkemizde çoğu proje daha fikir aşamasında bu kısırdöngüye takılıp başlamadan çöpe atılır.

Diğer sanayi imalatı işlerini bir kenara bırakıp sadece fotoğraf makinesi ve ekipmanını konuşalım. Daha kaliteli gözlük camı bile üretemezken (Nikon, Hoya, Zeiss gibi markaların gözlük camları dünyaca meşhurdur. Zeiss apayrı bir noktadadır hatta..) Objektif (kompleks zoomları geçtim, 3-4 elementli sabit odakları konuşuyorum) üretebilecek ne bir teknolojimiz, ne de mühendisliğimiz var. Bazı yerli firmaların (savunma sanayii) cmos ve ccd sensörler üzerinde çalıştığını biliyorum, fakat, Nikon'un, Pentax'ın Sony'den sensör satın aldığını düşünürsek sıfırdan sensör üretim teknolojisi ve mühendisliği becerisi kazanmak ciddi maliyetlere yol açacaktır. Bazı arkadaşlar hatırlarlar belki, İstanbul veya İzmit'te çok ünlü bir markanın RAM fabrikası vardı, depremden sonra kapatıldı. Biz o teknolojiyi bile öğrenemedik, RAM üretecek beceriye sahip olamadık. Bununla birlikte en basitinden direnç bile üretmiyoruz.

İmalatın dinamosu, komponentlerdir. Önce hammadde işlenir, sonra işlenmiş hammade komponent imalatında kullanılır, komponentler birleştirilerek kompleks ürünler elde edilir. Yani önce direnci, sonra kondansatörü, sonra transistörü sonra silikon çipleri, sonra sensörleri üreteceğiz ki, bütünü oluşturabilecek tecrübemiz olsun.

Örneğin bulunduğum ilde Volkswagen, Audi, Porsche ve Opel otomobiller için çeşitli hortumlar üretiliyor. Adamlar o kadar zeki ki, hortumu Bartın'a yaptırıyor, sekmanı GuangZhou'ya yaptırıyor, pistonu Kiev'e yaptırıyor, mühendisliğini, tecrübesini öyle geniş alana yayıyor ki bir başka firmanın veya ülkenin o tecrübeyi toparlayıp kendisi üretim yapmasının imkanı yok. Özellikle otomotivden örnek verdim, çünkü birçok üretici daha önce tüm parçalarını Çin'de ürettirip kendi ülkesinde monte ettiriyordu, şimdi bu markaların araçlarına çok benzeyen araçlar ÇİN tarafından imal edilmekte.

Ben bu ülkede cep telefonu imal etmek istedim. Bir grup arkadaşımla birlikte, şimdinin Meizu'ları gibi birşey üretmek istedik, maksimum yerli parça oranı kaçtı biliyor musunuz? %4. Keşke %70'in üzerine çıkabilip imalata başlasaydık.

Ticaret okuyorsan bilirsin bir şirket kurarken bu şirketin alacağı devlet desteği kuracağı arazilerin metrekare başına parası,vergileri,alıcağı elektrik,işçilik masrafları,kargo,fabrika düzeni(en önemlilerden biri),kadro vb bir ton farklı etken ve değişken mevcut.Kdv ve diğer vergiler bellerini çok büküyor.
Bu tip bir iş kolunda olmak istiyorsak zaten patent kullanıcaz buda karlılığı düşürücek.
Kusura bakılmasın devlet desteklemiyor.Bir noktada haklı dışarıdan patent alıp fabrikada üretince nolucakki.Büyük karı onlar götürücek.
Bu noktada iş üniversite hocalarına düşüyor.Sıfırdan proje yazıp bu projelerine patent alıp bir iş dalı kursalar desteklenicekler.
Bir iş yerinin temel amacı kardır bunun devamında süreklilik ister.
Arada ülkemizde üretilen lcd tv lerin çoğu lg panel alınıp burada montajlanıp türk malı diye satılıyor.
Ayreten üretim oluyor ancak diğer gelişmiş ülkelerin kendilerinde istemedikleri doğayı kirleten fabrikaları açıp duruyoruz.

yoldju Nickli Üyeden Alıntı

Ülkemizde varolmuş isim yapmış ve gelecek vadeden tüm sektörler köreltilmiştir. yıllarca ulusal pazarda yalnızca pazar yapılmak üzere çalışılmış bir ülkede alışılageldiği gibi pazar olmaya devam edeceğiz...

tmamen katılıyorum.
Aslında bizde üretim çok. Ama Üretim yapılan sektör; çok konuşma sektörü. Boş laf kalabalığı yapan ve sürekli oyalamaya yönelik bir strateji. Sürekli laf atışmaları ve taşlamalar. Sanki aşıklar toplanmış atışıyorlar. Artık akıllanıp öküz altında buzağı aramak gerek. Kafayı kaldırıp N2oluyor demek gerek.
Kendimi bildim bileli Türkiye'de gündem hiç bitmedi. Bir günü rahat rahat geçiremedik.
Bu konuda çok yazarım ama zaten çoğunu biliyor herkes. Ben de boş laf kalabalığı yapmayayım yani.

Hımmm yaralı bir konu.
Sadece fotoğraf konusunu ele alırsak,şahsi görüşüm fotoğrafçılık dijitale geçmeseydi belkide türk üretimi ve markası bir marka olabilirdi.

Bir çok fotoğraf markası,fotoğrafçılık dijitale geçince bu işi bırakmak zorunda kalmıştır,bu işle ilgilenen her zamanki gibi elektroniğin ve dijitalin kalesi olan uzakdoğulu bazı devletlerin eline geçmiş durumda,avrupada sadece almanya gibi bir devletin dışında fotoğraf ürünleri üreten hemen hemen bir devlet yok,yıllarca bir sürü fotoğraf makinesi markası bulunan rusya bile bu işi bırakmıştır.

Kapitalizm böyle birşey işte, küçüklere yer yok

Eskiden Türkiye ekonomisi TİT den ibaret derlerdi... Yani Tekstil İnşaat Turizm...

Hala öyle... Bu üç alan dışında faaliyet gösteren büyük şirket var mı?

Thin Lizzy Nickli Üyeden Alıntı

Hımmm yaralı bir konu.
Sadece fotoğraf konusunu ele alırsak,şahsi görüşüm fotoğrafçılık dijitale geçmeseydi belkide türk üretimi ve markası bir marka olabilirdi.

Bir çok fotoğraf markası,fotoğrafçılık dijitale geçince bu işi bırakmak zorunda kalmıştır,bu işle ilgilenen her zamanki gibi elektroniğin ve dijitalin kalesi olan uzakdoğulu bazı devletlerin eline geçmiş durumda,avrupada sadece almanya gibi bir devletin dışında fotoğraf ürünleri üreten hemen hemen bir devlet yok,yıllarca bir sürü fotoğraf makinesi markası bulunan rusya bile bu işi bırakmıştır.

İsim vermim ancak ülkemizdeki en büyük üniversitelerinden birinde elektrik ve elektronik mühendisliği araştırma bölümünün bilgisayarları 90 yılından kalma serverlar.
Ar&ge yapmadan bu işleri aşmak imkansız.Üniversite ve iş yerleri ortak projeler %75 devlet desteklidir.San-tez projeleri vardır.Ancak bu öğrenciler ve öğretmenler paramı alim proje ile kim uğraşır diyince bizde gelişme filan olmaz

Samhain Nickli Üyeden Alıntı

Kusura bakılmasın devlet desteklemiyor.Bir noktada haklı dışarıdan patent alıp fabrikada üretince nolucakki.Büyük karı onlar götürücek.
Bu noktada iş üniversite hocalarına düşüyor.Sıfırdan proje yazıp bu projelerine patent alıp bir iş dalı kursalar desteklenicekler.

Dediğinize aynen katılıyorum. Hocalar dersimize bile girmiyor bırakınız proje veya iş planı hazırlamayı.. Bir de en başarılı üniversite diye geçinirler..

Fabrikalarını bize kurdurtuyorlar evet, elektrikli araç üretip çevreci teknoloji diye satan hangi fabrikanın atık arıtma tesisi ve geri dönüşümü bulunuyor acaba. %100 çevreci değil, %100 canavar teknoloji..

tanerunlu Nickli Üyeden Alıntı

tmamen katılıyorum.
Aslında bizde üretim çok. Ama Üretim yapılan sektör; çok konuşma sektörü. Boş laf kalabalığı yapan ve sürekli oyalamaya yönelik bir strateji. Sürekli laf atışmaları ve taşlamalar. Sanki aşıklar toplanmış atışıyorlar. Artık akıllanıp öküz altında buzağı aramak gerek. Kafayı kaldırıp N2oluyor demek gerek.
Kendimi bildim bileli Türkiye'de gündem hiç bitmedi. Bir günü rahat rahat geçiremedik.
Bu konuda çok yazarım ama zaten çoğunu biliyor herkes. Ben de boş laf kalabalığı yapmayayım yani.

Est. Taner abi yıllar yılı konuşulmuş ama boş konuşulmuş diye fikirler kafalarda küflenmeye mahkum mu edilsin ?

Sen konuş ben seni dinlerim

ben laf anlatmaktan yoruldum ilbey.
Sadece şunu söyleyeyim. Biz her konuda ne vezir, ne kale, ne fil, ne at, ne de şah olabiliriz. Piyonluk bile fazla bize.

Hani yaşllarımız derler ya. "Öleceksem Allah kimsenin eline düşürmesin" diye. Biz ellere düşmüşüz çoktan. Bu iş 38'den bu yana böyle başladı böyle devam edecek.
Az kaldı zaten. 2012 de her şey bitecek.

Şu sahne sanırım bütün mantığı anlatıyor. Bu filmi izlerken içim kıyıldı...

http://youtu.be/TWPigjggZ3U

Bak Taner ben şimdi anladım mark 2 lerini millet neden satıyor,demekki 2012 de son bulacak dünya,bari yiyelim içelim diye düşünüyorlar

2012 yi Tüm insanlığın sonu olarak görenler yanılacaktır. (imza: Taner Ünlü)

Şaka bir yana inanan vardır inanmayan vardır; ama bunun, mileniuma geldiğimiz 2000 yılındaki aleminyum muhabbetine benzemeyeceğini söyleyebilirim.

Emre şimdi mitoloji goygoy muhabbetine girersek heç çıkamayız.

Taner abi yanlış anlaşılmaların olmadığı, sinirlerin ve önyargıların bi kenara bırakıldığından kesin emin olduğum bi ortamda 38'den önce de bu 'temelsizliğin temelleri'nin atıldığını tartışmak isterim sizlerle

konu güzel konu... uzar gider....

İlbey zorlama beni.
Tuna abi gelecek fırça atacak şimdi
Şaka bir yana bir sonraki gezide oturur konuşuruz. Yazma konusunda biraz üşengeçim. Hem konu bir yerden sonra takip edilemez ve ucu kaçmış oluyor.
İnsan unsurunun içerisinde bulunduğu her konu böyle uzar gider. Ben burada keseyim, diğer arkadaşlarla devam et. Benimle birlikte, dediğim gibi gezilerde oturup konuşuruz.

Heyecanla bekliyorum abi