Dokunma yanarsın bir yerine.
Dokunma yanarsın bir yerine.
CANON 60D, EOS 300, 350D
TAMRON 17-50 F:2.8 VC
50mm 1.8
tokina 28mm rmc f:2.8
18-55 IS
Digipod tripod
Naneu sahara 217f sırt çantası
Başıma gelenler dersin bunu fazlasıyla hakedersin
yengeyi çocuğu bırak rusyaya git Gürcistana Nikoya
2,5 ltirelik bira yanındada bir paket cips ola
ne dert kalır ne tasa yiyeydin çiğköfteyi Gürcistanda
şappi şapii gulü gulü gulü gulü yandannnn
elin varmasın artık heteceye
telefon yasak sana belki önümüzdeki senede bile
İyi diye bildiğin nikolar ivanlar
bıldırki hurmalar birgün başını tırmalar
goygoyda goygoy goygoyda goygoy..
Kabanov ve oynar kaş,koridorda oturmuşlar bizi beklemekteydiler,kabanov gidebiliriz dedi,nikoya elimi uzattım herşey için sağol niko dedim,niko hala telefonun kaybolmasından duyduğu üzüntü ve utangaçlık tavrını yüzünde atmamıştı,izvini pajausta imre dedi,hiç önemli değil niko üzülme dedim,vedalaştık,bir an önce şuradan kaçıp gitmek istiyorum artık sıkmaya başladı buralar her haliyle,kabanov ve oynar kaş nikoya dosvidanya dedikten sonra hızlıca dış kapıya doğru adımladık koridoru.
Evet artık dışardayım gideceğim hemde hiç beklemeden,ömrümün en uzun iki gününü yiyen şu taş binayı asla görmemek üzere,birdaha bu sokağa bu yola adım atmayacağım,şu hüzünlü ve terkedilmiş gibi duran evleri görmek istemiyorum artık,
Bir güzel rüzgar değdi yüzüme konsolosluk arabasına doğru yürürken,hiç bir şey duymuyordum hiç bir şey düşünmek istemiyordum sadece buradan alabildiğine uzaklaşıp gitmek istiyorum,her nereye olursa olsun,insanların olduğu gülüşmelerin duyulduğu parklarında insanların mutlu huzurlu dolaştığı,bir şehire gitmek istiyorum.
Kabnov bagajı açtı eşyalarımı yerleştirdim,arka koltuğa oturdum,içimden keşke konuışmasalar benimle şu yolu seyrede seyrede biraz içimde yalnız kalsam diyordum,ve öylede oldu,bir iki küçük şeyden başka hiç bir konuşmamız olmadı.
Camdan yolu seyrediyorum,hafif açık olan camdan hafif sesli bir rüzgar yüzüme değiyor,ve arabanın cd calarında booka adlı bir rusun şarkıları çalıyor.
Bir siyah cenaze arabası gözüme ilişti,üzerinde altın yaldızı gibi büyükce bir haç var,şoförün yanında bir papaz oturmakta,boğazında pembe bir şerit var,sanırım araçta cenaze var,ölünecek zamanmıydı be her kimsen dedim içimden,bak ne güzel hayat vızıldayan arı dans eden kelebek otların çiçeklerin arasında esen hayat veren rüzgar,ama kimin elindeki ömür senedi gelir ve alır.
Kabanov nereye gideceksin dedi,ben havalimanına olusa sevinirim dedim,our dedi kabanov,havaalnı istikametine doğru döndü bir kavşakta.
Yaklaşık bir 30 dakikalık yolculuktan sonra,havalimanına geldik,eşyalarımı araçtan indirdikten sonra kabanov bana pasaport polisine vereceğim kağıdı ve parayı nereye yatırmamı anlattıktan sonra iyi yolculuklar diledi maskıvaya selam dedi,oynar kaş ile vedalaşmak için elimi uzattım son bir kere o hızlıca oynayan kaşlarına baktım,ve yine oynadılar .
Havaalanında içeriye girdim,artık hür ve özgür bir insandım,arkadaşlarımı ve evi arayamadım,telefon yine aklıma geldi hafif sesli bir şekilde mırıldanır gibi bir küfür salladım çalana .
Hemen ayreflot ofisine gittim (ayreflot rus hava yolları)moskovaya ne zaman uçak var dedim,görevli kadın adin minut dedi,ve önündeki bilgisayara bir şeyler yazmaya başladı,1*2 dakika sonra akşam saat 18:00 da var dedi,ben hemen alayım dedim,pasport pajausta diyen kadına bu sefer girdiğim pasaportu verdim kadın az sonra biletimi verdi,sişlivaya puti dedi gülümseyerek,sevindiğimden senin ağzını yirim ben dedim içimden
Görevli kabini bularak 200$ yatırdım görevli bir makbuz verdi,sanırım işlemlerim tamamlanıyor,bir kenarda biraz oturdum,gelen gidenleri seyrettim.
Yaklaşık iki saat bekledikten sonra uçuşa 1 saat kala posaport polisine yaklaştım,hafif bir heyecan vardı içimde,pasaportu,para makbuzunu ve kabanovun verdiği kağıdı uzattım,polis pasaportun barkodunu önündeki bilgisayara okuttuktan sonra bir sürü yazı yazdı,en sonunda kameraya bakın lütfen diyip pasporta çıkış damgasını vurduktan sonra sevinç çığlığı atmamak için kendimi zor tuttum.
Sonunda uçaktayım,yolcular yavaş yavaş biletlerine bakarak hangi koltukta oturmaları gerektiğini araştırken,ben hafif gülümser bir şekilde başımı geriye yaslamış evime eşime çocuklarım kavuşmanın hayallerini kuruyordum.
Sarı saçlarını çok sık bir şekilde arkada toplamış kocaman mavi gözleri olan belkide uçakta en güzel gülen odur, bembeyaz dişlerini tatlı tebessümüne inci gibi işlemiş hostes hanım dobri pojalovat dedi Huzurum iki kat arttı,bekle moskovaaaaaaaaaa.
Git sakın arkana bakma,bırakma hiç bir şeyini nefesini bile.
Git hayalin bile kalmasın,gölgenin geçtiği yeri bile sildim.
Sakın arama sorma kimseden halimi,öldü bil sadece
Git,,,söktüm attım hançer acısı verdi yüregime anıların
SON
Konu Emre Kocakaya tarafından (01.August.2011 Saat 23:45 ) değiştirilmiştir.
To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.
Emre Tekrar eline saglik. Bir dahaki hikeyeni bekliyorum.
To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.
To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.
Yazdiklarim tecrubelerime dayanir. Siz ayni tecrubeyi paylasmak zorunda degilsiniz.
Niko aldı diyorummm
Eline, diline, yüreğine sağlık abi..
Çok güzeldi hergün heyecanla bekledim inanın tabi az önce okuduğumda "Hayatımın en uzun 2 günü" yazısını görünce şaşırdım yahu çok daha uzun geldi bana Güzel yansıtmışsınız
To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.