Arkadaşlar, şahsen inşaat ve elektrik işlerine bilhassa hidroelektrik santrallerine çok meraklıyım. Dünyada yüksek tekniklerle yapılmış hidroelektrik santrallerini gördükçe içim gidiyor. Ülkemizde yetkililerin yanlış yaptığı şey bir HES'in projesini "En düşük yapım ve işletim maliyeti" üzerinden yapmalarıdır. Dünyada ise bu, gelişmiş (birleşik devletler gibi) ülkelerde maksimum çevre faydası me maksimum verim şeklinde planlama yapılmaktadır.
Eğer şirketler çılgınca kar etme amacından ziyade, maksimum verim üzerine gitseler bu kadar büyük tepkiler almayacaklar.
Nükleer enerji konusuna gelince... Eğer kendi teknolojimiz ile yapacaksak kesinlikle ve kesinlikle yapmalıyız. Birçok hocamız konu hakkında ender bilgilere haizler. Fakat Rusya gibi, Birleşik Devletler gibi, Ukrayna gibi, Almanya gibi, Fransa gibi ülkelerin ülkemizde santral kurup bize elektrik satmalarını istemek, evimizin her köşesine uzaktan kumandalı napalm bombaları döşetip, iyi niyetlerine güvenmek kadar saçma olur.
Bir Batı Karadeniz'li olarak şunu söyleyebilirim ki, ailemiz, 1998 selinde herşeyini kaybetti. 25 Yıllık emek; vergisi ödenerek (evet sanki satmışız gibi ürünlerin %8 KDV'si ödenerek), kamyon parası vererek, iş makinası parası vererek çöpe atıldı. Sigorta şirketleri kelime oyunlarıyla sorumluluklarından kaçtılar. Keşke, keşke 1990 yılında projelendirilen barajımız yapılsaydı da bizim gibi onlarca aile, binlerce hane böylesine büyük zarar görmeseydi. Halen barajımız yapılmış değil, ve her yağmur yağdığında 2-3 metre yükselmekte "Bartın Irmağı"
Uzungöl'e yapılan elbette çok kötü. Kesinlikle kabul edilemez bir durum, fakat bazı bölgelerimizde HES'lerin hayati önemi var.