Konu: Daha neler öğrendim.

Hangi bazı ustalarmış o ??? Örneklesek fotoğrafları görsek

Ara Güler gir bak diğerlerini biliyorsun zaten.
Ara Güler

Photoshop'un ilk sürümü 1990'da çıktı. Ara Güler bu tarihte 62 yaşında idi.


Photoshop'un yagın kullanımı 2000'lerde dijital fotoğraf devrimi ile başlamıştır. Ara Güler bu tarihlerde 70'li yaşlarının ortasında idi. Ki Ara Güler uzun zaman dijitale sıcak bakmamıştır.


Ara Güler fotoğraf çekmeye 90'larda ya da 2000'lerde de başlamadı. Ara Güler fotoğrafı diye bulacağınız fotoğrafların tümüne yakını 1900'lü yıllara ait olacaktır.


Photoshop ile usta fotoğrafçılık arasında ilişki kurmaya çalışmak, buna kafa yormak çok anlamlı olmasa gerek. Hele de Ara Güler adını kullanarak bunu yapmak.


Ara Güler'in yayınlanmış ve yayınlanmamış en az onbinlerce fotoğrafı olsa gerek. 90 yaşındaki bir duayenin fotoğraflarına git bak, niye Photoshopsuz diye yorum yap demek bence hiç hoş birşey değil.

Sarp bey, konu gerçekte, photoshop ya da diğer edit uygulamaları kullanılmalı mı kullanılmamalı mı sorusu. Bir takım örnek alınacak referanslar ile evet ya da hayırların argümanlarını güçlendirmek gibi bir çaba seziyorum. Doğru mu?

Bu sorunun cevabı ne evet, ne de hayır.
Örneğin eski fotoğrafları kurtarmak, restore etmek için ne yapacağız? Ya da çektiğimiz fotoğraf bir grafik tasarımda kullanılacaksa (poster, bilet, davetiye, vs) ne yapacağız? Fotoğrafa kimi eklemeler yapmak, örneğin yazı ile açıklama vs ne yapacağız? Kimi kusurları (ufuk çizgisi problemi, kadraja giren lüzumsuzluklar gibi) sorunlardan nasıl kurtulacağız? PS kullanmaktan başka çaremiz yok değil mi? Her şeyden öte kullanmayı bilmemiz gerekiyor.
Bu bilgi ya da beceri bizi bir bakıma özgürleştiren ve öz güvenimizi artıran diğer bilgilerden farklı değil. Bunların dışında yaratıcılığımıza olan katkısıyla, kimi olanaklarla (fırçalar) sahip olarak görsellikte özgün dokunuşlarla sanatçı kişiliğimizi geliştirebilriz değil mi?

Fotoğraf çekme tekniklerini tamamen göz ardı ederek PS a güvenerek fotoğraf çeken var mıdır bilmiyorum. Ama şunu biliyorum, PS ye ucundan bucağından bulaşan kişiler fotoğraf çekme tekniklerine çok daha fazla hakimler.

promete Nickli Üyeden Alıntı

Sarp bey, konu gerçekte, photoshop ya da diğer edit uygulamaları kullanılmalı mı kullanılmamalı mı sorusu. Bir takım örnek alınacak referanslar ile evet ya da hayırların argümanlarını güçlendirmek gibi bir çaba seziyorum. Doğru mu?

Bu sorunun cevabı ne evet, ne de hayır.
Örneğin eski fotoğrafları kurtarmak, restore etmek için ne yapacağız? Ya da çektiğimiz fotoğraf bir grafik tasarımda kullanılacaksa (poster, bilet, davetiye, vs) ne yapacağız? Fotoğrafa kimi eklemeler yapmak, örneğin yazı ile açıklama vs ne yapacağız? Kimi kusurları (ufuk çizgisi problemi, kadraja giren lüzumsuzluklar gibi) sorunlardan nasıl kurtulacağız? PS kullanmaktan başka çaremiz yok değil mi? Her şeyden öte kullanmayı bilmemiz gerekiyor.
Bu bilgi ya da beceri bizi bir bakıma özgürleştiren ve öz güvenimizi artıran diğer bilgilerden farklı değil. Bunların dışında yaratıcılığımıza olan katkısıyla, kimi olanaklarla (fırçalar) sahip olarak görsellikte özgün dokunuşlarla sanatçı kişiliğimizi geliştirebilriz değil mi?

Fotoğraf çekme tekniklerini tamamen göz ardı ederek PS a güvenerek fotoğraf çeken var mıdır bilmiyorum. Ama şunu biliyorum, PS ye ucundan bucağından bulaşan kişiler fotoğraf çekme tekniklerine çok daha fazla hakimler.

Ntv'de izledim fotoğraflar hakkında bilgi verdiler. Ara gürel konuştu kendi yıllarını fotoğraflarını anlattı. Mehmet Turgut fotoğraflarından bahsetti, neyse konuya gelelim. Ara güler'in kafamı fotoğraf üstadı hiç edit kullanmamış natural fotoğraflar çekmiş edit kullanmayıp üstelik portrelerde makyaj yaptırırp fotoğraf çekerim diyor hiç bilgisayar kurgusu yapmadım diyor. Aklıma sorular var suratındaki çukur çizik diyelim bilgisayar ortamı olmadan nasıl kaybediyor ? Yalan mı söylüyor ? Yada bizim bilmediğimiz birşey mi var çözemedim. 4 ü bunlardan bahsetti. Mehmet turgut dediği lafı da dizi fragman için bilgisayar ortamında retouch yaparım diyor. Ama diğer ortamda natural baskıdan yanayım diyor. Aklıma geldi çözüm fondoten kullanarak çizikleri çukurlukları kapatıyor sanırım. Aklıma o geldi. Plastik makyaj...

Mehmet Turgut 'un sözlerini yanlış hatırlıyor olabilir misiniz?

Ayrıca film banyosunda da retouch yapılıyor diye uzun yıllar önce bir yazı okuduğumu hatırlıyorum..

Mehmet Turgut ve onun natural baskısı

Artık şu photoshop olmalı mı olmamalı mı konusunun bitme zamanı geldi de geçiyor cidden. Anı olarak çektiğimiz bir selfie bile 70 farklı efekte, müdaheleye maruz kalıyorsa, üstünde günlerce haftalarca plan yaptığımız bütün günümüzü ayırdığımız bir pozda çıkan 3-5 gereksiz şeyi silmek çok görülmemeli insanlara. Bırakalım photoshop yapılsın ortaya çıkan sonuç çok daha güzel olsun.

Bugün kullanmış olduğumuz Photoshop ve diğer edit programları, analog zamanlarda kullanılan karanlık odadaki müdahalelerin dijitalleşmiş halidir. Ara Güler, Steve Mc Curry, James Nachtwey,Henri Cartier-Bresson fotoğrafları bile karanlık odada müdahele edilmiştir. Hatta bunu James Nachtwey'in War Photographers belgeselinde gökyüzünde patlayan yerleri karanlık odada şimdi kullanmış olduğumuz photoshop gibi nasıl Dodge tool, burn tool ile düzenlediğini görebilirsiniz.

Evet Mehmet Turgut photoshop kullanmıyor. Çünkü onun photoshopçuları var. Stüdyosu var, kuaförü var, makyöz'ü var, retouch yapanları var, çokça tartışılan yabancı fotoğrafçıları birebir taklit ettiricileri var.... var da var.

Karanlık oda teknikleri diye biraz inceleme yaparsanız, negatif film'e büyüteçlerle incecik uçlu kalemlerle nasıl müdaheleler edildiğini görebilirsiniz. Negatif filmden insan çıkartma, insan ekleme bile mümkün. Bunun da binlerce örneği var.

Mesela ben yaştakiler daha iyi bilir. Henüz dijital makineler yokken, hatta bilgisayar bile yokken mahalle fotoğrafçıları vesikalıklarda gözümüzün rengini değiştirirdi. Bir ara moda olmuştu. Kahverengi gözlü bir kişinin gözleri vesikalıkta mavi olabiliyor, çünkü negatif'i kalemle boyuyorlardı.

Mesela Sergey Prokudin-Gorski siyah beyaz filmi, objektifin önüne 3 farklı renk filtre koyup çekip birleştirip renkli fotoğraf elde ediyordu.

O yüzden diş beyazlatma, gözleri belirginleştirme, sivilceleri temizleme analog dönemde de işini bilenler için oldukça basit bir işlemdi.

Ben ismi geçen fotoğrafçılardan Ara Güler dışında hiç birisini tanımıyorum. Onu da forumlarda kafamıza çivilediler de öğrendik zaten ancak sokak da görsem, otobüsde yanımda otursa tanımam.

Şimdi size sorum şu.
Hanginizin sanat kaygısı var? Hanginiz sanat yaptığınızı iddaa ediyor?
O edit yapmıyormuş, bu filtre kullanmıyormuş yahu ne olacak. Siz nasıl mutluysanız onu yapın emin olun kimse birşey demiyecek ya ben garanti veriyorum rahat olun

Ara güler istisnai olabilir. Ki adam yaşı gereği zaten tahammül bile edemeyebilir. Kaldı ki ben ara gülerin 2000 den sonraki fotoğraflarını görmedim diyebilirim. Eskilerde ise karanlık oda müdahalesi kesinlikle vardır. Sonuçta çekimden sonra ne çektim diye bakacak durumu yoktu. Ama diğerleri evet kendi yapmıyor ancak maaşlı elemanları yapıyor.
Photoshop artık fotoğrafın %50si. tartışmaya bile gerek yok

Bu ustaları tanırım. ikisi ile sohbet etmişliğimde var. Ara Güler ve Mehmet Turgut. Ayrıca tanıdığım para kazanan 3 kuşaktır fotroğafçı olan bir usta var. ekipmanıda var. JPEG çeker. Yav neden raw çekeyim diyor. zaten ışığım, kompozisyonum, oyum buyum iyi. çektiğimi de ekranda görüyorum. bir daha pc de neden düzelteyim köklü der. neyse gelelim büyük ustalara

Ara Güler i ben anlatmayım. kimlerle tanıştığı kimleri çektiği hangi dergilere muhabirlik yaptığı nasıl bir hayat yaşadığı. dünyanın en büyük sanatçılarını, devlet adamlarını, sanatçılarını oyu buyu çekmiş. dünyanın en büyük dergilerine muhabirlik yapmış adam.Ne kadar ödül aldığı. Adamın derdi burdakiler gibi değil. dinamik aralığı şu bokehi şöyle yok bilmem 70-200 2.8 IS. yok açık diyafram. yok bu foto ne kadar keskin. yok böyle derdi.Leica sı var elinde. 35mm yada 50 mm. onla gezer hala. ha savaş muhabirliği vs diğer işlerde ekipmanları oldu mu oldu dünya kadar. Ama adam taşımaz. derdi değil. Bakış açısı belli, kompozisyonu belli, anlatmak istediğini fotoğraflarında da sözlerinde de dan diye anlatır. düğün stüdyo portresi çekmez. O adam neden yüzünde iz var, neden saçı öyle ile ilgilenmez. neyse onu çeker. keskinlik dinamik aralık umrunda değil. fotoğrafa sanat diyenlere ana avrat küfreder. işi sadece anı aktarma olarak görür. Bu sitedeki dert ettiğimiz konuştuğumuz hiç bir konu ile ilgilenmez. adam anı belgeler hepsi bu. ekipman fetişsti değil. kullanmaz. dünya görüşünü fotoğraflarından yorumsuz anlarsınız. fotoğraf mükemmel olmak zorunda değil. ara gülerin çektiği fotolarda öyle teknik meknik ekipman yok. ama anlam belgesellik yüzlerce ödül ve para kazandırmış. saygı duyulmuş. o saygı duyulmasınıda sevmez. nerdeyse kimseye doğru dürüst saygı duymaz. işi de olmaz. şimdi bu adamdan ps kullan keskinlik ver, diş beyazlat, saçını düzelt yüzünün beyaz ayarı ile uğraş de yine küfreder. dünayası başka bir adam. ki benim mantaliteme uyar. adam değişik.

gelelim Mehmet turguta. o bizim kuşak. yakışıklı. hayal edemeyeceğiniz kadar ekipmanı var. gövdelerden lenslere ışık sistemine bilgisayarına kadar. stüdyosu vs de öyle. ama adam maddende manende doymuş. öyle fetişst değil. ver eline 6d 24-105 gıkı çıkmaz. teknede yolda sokakta orda burda çeker. ama pro işlerinde herşey kullanır ihtiyaç varsa. ama o da kusursuz fotoğraf sevmez. yüzdeki çil, kırışıklık, göz bebeiğindeki hatalar, burun hataları vs onun hoşuna gider. doğallığı sever. adamın derdi çektiğim fotodaki kişi koca gözlü, beyaz göz akı, inci dişler, porselen cilt, kusursuz saç, ince bel derdinde değil. iyi para kazanıyor mu? evet. çekimleri seviliyor mu evet. o eksik gördüğünüz yönleri doğallık görür.


arkadaşlar sözüm ona kusursuz diye tabir ettiğimiz fotoyu sadece türkiyede çekecek onbinler var. makinasını tanısın. 25 bin tl ekipman biraz ps bilsin. tamamdır. bunları bilen ufacık çocuklardan bizim gibi dinazarlordan onbinlerce var.

Allah aşkına şu düğün fotoları stüdyodaki gelin damat fotoları. kusursuz. anlmasız. yapay. sözüm ona mükemmel. ya midem bulanıyor. ben kendi gelin damat çekimi kırmayım diye stüdyoda çektirdim. görünce işeyesim geliyor üzerine.

balayına gidince alanya da otelde, limanda sahilde tripot ve flashla zamanlayı kullanıp kendi kendimi çektim. ps bile yapmadım. ters ışık vs zaten süperdi.daha iyisi olurmuydu kesin. ama hem zevkli hem duygulu hem de anlamlı oldu. şimdi o fotodaki çilleri kırışıklığı, duvaktaki hatayı kaldırsam mükemmel mi olacak.

ben hayattan anları görmeyi seviyorum. insanların sosyal ortamda mükemmel gözükmeye, mükemmel hayat, mükkemmel kişilik, mükemmel aile, mükemmel eş, mükemmel sevgili. ya bi gitsinler. ben mükemmel değilim. şükür hayatıma. ama bir sürü boktan şey var hayatımda. mükemmel olan da bişey yok. ha ben sözde mükemmeliyetçiyim. atlayım mükemmeliyetçi hayatıma. istediğim gibi ne iş hayatım, ne aile hayatım ne kulluğum oldu. nerdeyse boktan bir ömür geçirdim. ama şu kesin 7.5 milyarın 5 milyarından daha iyi bir hayatım oldu. onların hayali bile olamayan hayat yaşadım. ama mutlumuyum değilim. hayal kırıklığı var mı? binlerce. umut var mı? var.

ben güzel, anlamlı, yaşama dair fotoğraf istiyorum şu boktan hayatımı yansıtan. mükemmel gözüken şeyler bana yalan geliyor, yalana doydum..


not: sözüm kendime sürçi lisan ettim, ağzım bozuk yazdım. kusura kalmayın.

Fotoğraf çekme tekniklerini tamamen göz ardı ederek PS a güvenerek fotoğraf çeken var mıdır bilmiyorum. Ama şunu biliyorum, PS ye ucundan bucağından bulaşan kişiler fotoğraf çekme tekniklerine çok daha fazla hakimler.[/QUOTE]


Atalay Bey'in yorumuna katılıyorum. Fotoğrafı iyi bir şekilde işlemek için fotoşop yada diğer programlarda, iyi fotoğraf çekmek şart diye düşünüyorum. Yani fotoğraf eğer kötü çekilmiş ise (kadraj,kompozisyon,kurgu vs. vs.) ona dijital işleme ile de bir yere kadar müdahale edilebilir. Şimdiye kadar gözlemlediğim-izlediğim fotoğraflardan ve fotoğrafçılardan çıkardığım düşünce, fotoğrafçı fotoğrafı çekerken zaten kafasında hangi işlemleri yapacağını bilerek deklanşöre basıyor. Yani işleme teknik ve yöntemine göre fotoğraf çekiyor ve fotoğrafın son halini mutlaka ama mutlaka işleme ile gerçekleştiriyor. burada işlemeden kastım manipülasyon değil ama doygunluk,kontrast,rötüş,maskeleme vs. vs. daha bilmediğim bir çok yöntem.

Yukarda Berkin hocamın belirttiği gibi analog fotoğraf zamanında da, fotoğraf işini ve karanlık odada fotoğrafa müdahale işini iyi bilen fotoğrafçılar mutlaka ufak dokunuşlarla fotoğrafı daha iyi hale getirmişlerdir.

Sonuç olarak şahsi düşüncem, iyi fotoğraf için iyi fotoşop yada işleme şart, iyi şoplama için de iyi fotoğraf şart. Yani ikisini ayrılmaz bir bütün olarak düşünmeliyiz.

ozsir Nickli Üyeden Alıntı

Bu ustaları tanırım. ikisi ile sohbet etmişliğimde var. Ara Güler ve Mehmet Turgut. Ayrıca tanıdığım para kazanan 3 kuşaktır fotroğafçı olan bir usta var. ekipmanıda var. JPEG çeker. Yav neden raw çekeyim diyor. zaten ışığım, kompozisyonum, oyum buyum iyi. çektiğimi de ekranda görüyorum. bir daha pc de neden düzelteyim köklü der. neyse gelelim büyük ustalara

Ara Güler i ben anlatmayım. kimlerle tanıştığı kimleri çektiği hangi dergilere muhabirlik yaptığı nasıl bir hayat yaşadığı. dünyanın en büyük sanatçılarını, devlet adamlarını, sanatçılarını oyu buyu çekmiş. dünyanın en büyük dergilerine muhabirlik yapmış adam.Ne kadar ödül aldığı. Adamın derdi burdakiler gibi değil. dinamik aralığı şu bokehi şöyle yok bilmem 70-200 2.8 IS. yok açık diyafram. yok bu foto ne kadar keskin. yok böyle derdi.Leica sı var elinde. 35mm yada 50 mm. onla gezer hala. ha savaş muhabirliği vs diğer işlerde ekipmanları oldu mu oldu dünya kadar. Ama adam taşımaz. derdi değil. Bakış açısı belli, kompozisyonu belli, anlatmak istediğini fotoğraflarında da sözlerinde de dan diye anlatır. düğün stüdyo portresi çekmez. O adam neden yüzünde iz var, neden saçı öyle ile ilgilenmez. neyse onu çeker. keskinlik dinamik aralık umrunda değil. fotoğrafa sanat diyenlere ana avrat küfreder. işi sadece anı aktarma olarak görür. Bu sitedeki dert ettiğimiz konuştuğumuz hiç bir konu ile ilgilenmez. adam anı belgeler hepsi bu. ekipman fetişsti değil. kullanmaz. dünya görüşünü fotoğraflarından yorumsuz anlarsınız. fotoğraf mükemmel olmak zorunda değil. ara gülerin çektiği fotolarda öyle teknik meknik ekipman yok. ama anlam belgesellik yüzlerce ödül ve para kazandırmış. saygı duyulmuş. o saygı duyulmasınıda sevmez. nerdeyse kimseye doğru dürüst saygı duymaz. işi de olmaz. şimdi bu adamdan ps kullan keskinlik ver, diş beyazlat, saçını düzelt yüzünün beyaz ayarı ile uğraş de yine küfreder. dünayası başka bir adam. ki benim mantaliteme uyar. adam değişik.

gelelim Mehmet turguta. o bizim kuşak. yakışıklı. hayal edemeyeceğiniz kadar ekipmanı var. gövdelerden lenslere ışık sistemine bilgisayarına kadar. stüdyosu vs de öyle. ama adam maddende manende doymuş. öyle fetişst değil. ver eline 6d 24-105 gıkı çıkmaz. teknede yolda sokakta orda burda çeker. ama pro işlerinde herşey kullanır ihtiyaç varsa. ama o da kusursuz fotoğraf sevmez. yüzdeki çil, kırışıklık, göz bebeiğindeki hatalar, burun hataları vs onun hoşuna gider. doğallığı sever. adamın derdi çektiğim fotodaki kişi koca gözlü, beyaz göz akı, inci dişler, porselen cilt, kusursuz saç, ince bel derdinde değil. iyi para kazanıyor mu? evet. çekimleri seviliyor mu evet. o eksik gördüğünüz yönleri doğallık görür.


arkadaşlar sözüm ona kusursuz diye tabir ettiğimiz fotoyu sadece türkiyede çekecek onbinler var. makinasını tanısın. 25 bin tl ekipman biraz ps bilsin. tamamdır. bunları bilen ufacık çocuklardan bizim gibi dinazarlordan onbinlerce var.

Allah aşkına şu düğün fotoları stüdyodaki gelin damat fotoları. kusursuz. anlmasız. yapay. sözüm ona mükemmel. ya midem bulanıyor. ben kendi gelin damat çekimi kırmayım diye stüdyoda çektirdim. görünce işeyesim geliyor üzerine.

balayına gidince alanya da otelde, limanda sahilde tripot ve flashla zamanlayı kullanıp kendi kendimi çektim. ps bile yapmadım. ters ışık vs zaten süperdi.daha iyisi olurmuydu kesin. ama hem zevkli hem duygulu hem de anlamlı oldu. şimdi o fotodaki çilleri kırışıklığı, duvaktaki hatayı kaldırsam mükemmel mi olacak.

ben hayattan anları görmeyi seviyorum. insanların sosyal ortamda mükemmel gözükmeye, mükemmel hayat, mükkemmel kişilik, mükemmel aile, mükemmel eş, mükemmel sevgili. ya bi gitsinler. ben mükemmel değilim. şükür hayatıma. ama bir sürü boktan şey var hayatımda. mükemmel olan da bişey yok. ha ben sözde mükemmeliyetçiyim. atlayım mükemmeliyetçi hayatıma. istediğim gibi ne iş hayatım, ne aile hayatım ne kulluğum oldu. nerdeyse boktan bir ömür geçirdim. ama şu kesin 7.5 milyarın 5 milyarından daha iyi bir hayatım oldu. onların hayali bile olamayan hayat yaşadım. ama mutlumuyum değilim. hayal kırıklığı var mı? binlerce. umut var mı? var.

ben güzel, anlamlı, yaşama dair fotoğraf istiyorum şu boktan hayatımı yansıtan. mükemmel gözüken şeyler bana yalan geliyor, yalana doydum..


not: sözüm kendime sürçi lisan ettim, ağzım bozuk yazdım. kusura kalmayın.

Özşir Abi, senin Adapazarın gelmiş. Müsait olursan, gelebilirsen gel dertleşelim, mangal yakıp güzelleşelim abi.

koreli Nickli Üyeden Alıntı

Özşir Abi, senin Adapazarın gelmiş. Müsait olursan, gelebilirsen gel dertleşelim, mangal yakıp güzelleşelim abi.

kimse bize bunu demedi

ozsir Nickli Üyeden Alıntı

fotoğrafa sanat diyenlere ana avrat küfreder. işi sadece anı aktarma olarak görür.

Tam benim kafada adammış

hüseyinim çoktan geldi. geleyimde sizleri göreyimde kuru ekmek yesemde olur. valla gözümde tütüyorsunuz varsa bir gezi ona da gidebiiriz yurt içi dışı. senin kore ne oldu. kore hamamına gitmem lazım from mother üryan

not: metin kardeş davete ne gerek var ki? başımızın üstünde yerimiz var olmadı biz antep gezisi yaparız. orasıda eski memleketim 1988 den

bu arada moda çekimi açısından fashiontv izlerim. görsel algım gelişsin diye. sevap kazanayım diye. şu an da izliyorum. hatunlar süper. mekan süper. hele bir setup var. kurgu da süper. mal mal objektife bakmıyorlar. dünya standardı ortada. filmciler o kadar uğraşmaz. o nasıl makyaj. o nasıl ışık. he çekende süper ekipman. ardından üç beş retouch ama bu iş moda çekimi.

avmbk Nickli Üyeden Alıntı

kimse bize bunu demedi

Metin Hocam seni de bekleriz. Buyrun gelin, mangalımız her daim ateşli