Unutmuşum yahu, youtube linki nasıl veriyorduk?
Konu avmbk tarafından (25.August.2017 Saat 12:49 ) değiştirilmiştir.
To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.
Canonturk Dijital portfolyo
To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.
Cananturk Analog portfolyo
To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts.
bu soru gerçekten sorulmuş mu ? ara güler fotoğrafçıdan ziyade dökümanter gazetecidir , bu tarz fotoğraflar tarihi belgeler , tarihi belgeleyen fotoğraflarda neden retouch yapma isteği doğsun adamda ? şaka mı bu
mehmet turguta gelirsek , adam stüdyonun içinde doğmuş büyümüş bir adam , retouch yapmaması imkansız , kim demiş yapmıyor diye ?
kıyaslanan şey elmayla armut bile değil elmayla atı falan kıyaslıyorsunuz , savaş fotoğrafçısının beauty fotoğrafı gibi retouch yapmasını kim bekler
Film ve karanlık odada müdahele olayı en başta başlıyor. Mesala daha film seçerken, filmin karakteri gereği bir seçim yaparak başlarsınız en baştan. Filmin kendi ASA değerinden farklı pozlarsınız, yani filmi zorlarsınız ya da tam tersi. Sonra baskıda aynı şekilde kağıt seçerken de başta kontrast ve ton olmak üzere başka şeylere karar verirsiniz. Ve kağıdı pozlarken PS 'deki dodge & burn gibi elinizle ya da kartonla vesaire bazı yerleri çok pozlarsınız bazı yerleri az pozlarsınız. Zaten biliyorsunuz PS 'de bu iki aracın sembolleri de karanlık odadaki gibidir. Kısacası Ara Güler bu yöntemleri kullanmıştır. Fotoğraflarında baskı sırasında yerel pozlamalar olduğu görülmektedir. Aklıma hemen ilk gelen fotoğraflarında bulutların bu şekilde dramatize edilmesi ve arkasına ters ışık almış konunun ön yüzünün açılması gibi işlemler hatırlayabiliyorum. Bunlar PS 'de yaptığımız en temel şeylere tekabül ediyor. Ben belgesel fotoğrafçılıkla ilgilenen biri olarak, Ara Güler ya da bir başkası, "gerçeği olduğu gibi aktarıyorum" dediğinde bunları düşünüyorum. Fotoğraf, asla gerçeğin kendisi olamaz ama kimisi gerçeğe yaklaşmak, kimisi de gerçekten uzaklaşmak için müdahale eder. Az eder çok eder ama ham fotoğrafa müdahele eder. ISO seçmek de müdaheledir, picture style seçmek de, net alan derinliği ve hatta karakteristiği gereği lens ve sensör seçimi de. O yüzden müdahele etmeyi sadece birşey eklemek çıkarmak, pürüssüz yüz elde etmek gibi düşünmemek lazım.
Ara güler istediği kadar yaptığı işe sanat demesin, sahip olduğu sanatsal birikim çektiği fotoğraflara yansıyacaktır. Belgeselde de, fotoröportajda da belirli bir estetik gayret söz konusudur. Bir portre çekerken, doğal ışık kullansak bile, tecrübelerimiz doğrultusunda istediğimiz gibi bir ışığa konuyu yerleştirerek zaten gerçeğe müdahele etmiş oluruz, örneğin pencere kenarına geçerek. Sanat dememesi, ortaya çıkan işlerin sanat eseri olduğu gerçeğini değiştirmez. Aslında Ara Güler 'in huysuz açıklamaları tepkiseldir ve haksız da değildir. Fakat ben kendisinin fotoğraflarını severek izlemeyi ancak her söylediğini kanun gibi ciddiye almamayı tercih ederim.