Alıntı tanerunlu Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster

işin özü savaşa karşı barış sembollerinin değil R4ABIA işaretlerinin ya da iki parmak uzatarak sembol oluşturarark değil bilboardlarda bu tarz fotoğrafları göstererek karşı çıkma taraftarıyım. İnsanalrın boğazlarının nasıl kesildiğinin, nasıl tecavüz edilip tekmelendiğinin, nasıl derilerinin yüzülüp gözlerinin yerlerinden çıakrıldığının, nasıl hamile kadınların karnından çıkarılan bebeklerin boğazlarının kesilip bir kenara atıldığının görülmesi gerek. 10 yaşındaki afrikalı çocukların ellerindeki silahlarla, pozlarının istanbulun en işlek caddelerinde metrelerce büyüklükte sergilenmesi gerektiğinin düşüncesindeyim.

Savaşın pisliğini gözler önüne sereceksin ki insanlar doğru karar verebilsin. Hadi teskere çıkarın da girelim diyemesin, ya da biz senin ... kılıyız ne yaparsan arkandayız diyemesin. Kimlerin kimlere uşaklık ettiği görülsün ki o zaman bazı şeyler anlaşılsın.
Değerli arkadaşım, seninle savaş konusunda (ve hatta şehidlik konusunda) aynı fikirde olmakla beraber yukarıdaki cümlelerine katılmıyorum.

Susan Sontag'ın "Başkalarının Acısına Bakmak" kitabı aslında büyük ölçüde yyukarıdaki sözlerinle ilgili.
Ve Sontag, alışılmış şiddet görüntülerinin bir süre sonra insanı tepkisiz bıraktığından bahsediyordu.
Sanırım Yaykın'ın Fotoğraf İdeolojisi kitabında da bu konudan bahsediliyordu.

Yani bu görüntüler ilk başta insanı şok ediyor, sonra kanıksanıyor. Tabi Sontag tamamen umutsuz değil. Görüntülerin zamanla bizi duyarsızlaştırdığını bilmekle beraber o görüntülere tepkiyi ilk görüşte vermemiz gerektiğini söylüyor.

Yani şiddet (ya da yıkım) görüntüsüyle karşılaştığın an harekete geç, birşeyleri düzeltmek için o anda çaba göstermeye başla...

Dediğin söze gelirsek, harekete geçmemeye koşullanmış dünya insanlarının böylesi görüntüleri izledikten sonra
geri kalan yıkımlara daha da tepkisiz kalması gibi bir tehlike de ortaya çıkabiliyor maalesef.