CanonTURK Foruma Hoş Geldiniz.
Toplam 71 adet sonuctan sayfa basi 1 ile 20 arasi kadar sonuc gösteriliyor
Like Tree146Likes

Konu: Forumun Edebi Dilinin, Doğru İletişim İçin, Gelişmesi Lazım....

Konulanmış Görüntüleme

  1. #5
    Halil Ibrahim Duran
    Guest

    Standart

    Sevgili Vefa,

    Her zamanki gibi önemli, önemli olduğunun tam aksine de, ben dahil, bir çok kişinin dikkat etmediği bir değerimize parmak basmışsın. Bu öyle bir değer ki bizim kim olduğumuzu ve nasıl anlaşılacağımızı ortaya koyar. Kültürümüzün, bizi biz yapan değerlerin, en nadide, en narin ama en hırpalanmış yanı, dilimiz.
    Maalesef kendi elimizle yetiştirdiğimiz, ya da genelde yetiştiremediğimiz, yeni nesil sosyal ağlar denilen iletişim (i) aracının yan etkisi olan bir nev'i zehir ile zehirleniyorlar, zehirleniyoruz! Cümleleri 140 harf ve sembolle sınırlamaya çalışırken güzelim kelimelerimizde olmadık harf çıkarımları ile, affedersiniz ama, saçma sapan başkalaşıma uğramış yabani kelimecikler ortaya çıkıyor. Bu bence milli servetimize yapılan canice ve bir o kadar bilinçsizce vahşet!
    Zaman zaman belki bunu ben de yapmış olabilirim, belki hata ile, belki dalgınlıkla; internette yazarken halen noktalama işaretlerini yerinde kullandığımı teessüf ile birlikte söyleyemeyeceğim. Bu güzel uyarı ile birlikte, Allah'ın (azze ve celle) da izniyle, kullanmaya başlarız.

    Zaman Gazetesi 'nin yazar ve fotomuhabirlerinin çalışma şekilleri ve iş disiplinlerini beğeniyorum. Bu paylaştığın yazıda da günümüzde ender rastlanan Osmanlı zamanında kullanılan kelimelerin özellikle seçildiğini düşünüyorum. Yazar yazısını yazarken kelimeleri özenle seçtiği aşikar. Yazına ve alıntı yaptığın yazıya can-ı gönülden katılıyorum. Kişinin kelime zenginliği fikri zenginliği beraberinde getirir; sadece dile değil kendine de hakim olmayı sağlar.

    Dilimiz, özellikle devamı olduğumuz Osmanlı 'dan kalanı dilimiz içerisinde ziyadesi ile farklı farklı anlamlarda bir çok kelime mevcut idi. Zaman içerisinde küreselleşmenin bir yan etkisi olarak, maalesef eski sırf eski olduğu için, ithal kelimeler dağarcığımıza yerleşmeye başladı. Oysa ne güzel demiş rahmetli Mehmet Akif Ersoy:
    Eski eski olduğu için değil, fena olduğu için atılır,
    Yeni yeni olduğu için değil, iyi olduğu için alınır.

    Bi'tteessüf sırf fiyakalı gözüksün diye ithal kelimeler daha derin manalar taşıyan kelimelerimizin yerine geçmiştir. Tabii ki kullanılması teknik olarak zorunlu kelimelerden bahsetmiyorum. Bir teknik mühendisin işi gereği uluslararası standartlarda kullanması gereken bir takım kelimeler olacaktır. Ama ve fak'at günlük hayatta bu denli yozlaşmaya bir anlam vermeye zorlanıyorum.

    "Allah (azze ve celle) onların kötü gününü göstermesin." diyerek dua ediyorum, ediyoruz. Sadece dua etmekle maalesef iş bitmiyor. Bu dua için bir de niyet ve amel gerekiyor. Veled ve evladımızı (ii) istikbale hazır etmek gerekiyor. Ülkemizde veraseten iletilen bir sürü lüzumsuz bilgi ve alışkanlığın yerine kültürümüzü ve diğer manevi değerlerin verilmesini daha doğru buluyorum. Ancak bu şekilde ve önce Allah'ın (azze ve celle) izniyle kötü gününü yaşarken görmeme imkanı bulunabilir.

    Bu yazı ile beni bana getirdiğin için ben senden razı oldum Allah (azze ve celle) da senden razı olsun. Zaman gazetesinin yazısını gündeme getiren Çağın 'dan da Allah (azze ve celle) razı olsun.

    (i) Sosyal ağlar ile iletişim tümcesine şerh düşmemin bir sebebi var. ben sosyal ağların aslında ve çoğunlukla sosyallikten insanı uzaklaştırdığını görüyor, düşünüyor, üzülüyorum.
    Bir ekran ve klavye başında harikalar yaratabilen çocukların gerçek hayatta maalesef iki kelimeyi bir araya getirmekte zorlandığını görüyor, hayrete kapılıyorum.
    Dikkat buyurun! Yolda yürüyen, araba kullanan herkesin elinde telefon bir şeyler yazmaya çalışıyor.
    Bundan bir iki yıl önce devriye ekipleri Sarıyer sahil mevkiinde denize düşen bir kız çıkardılar, sordular "niye atladın?" diye. Gelen cevaba bakın: "Mesaj yazıyordum, nereye bastığımı görmedim bile" hem üzücü bir o kadar da komik bir durum! Zannedersin ülkeyi kurtaracak.

    Ben 15-16 yaşlarında iken babam faturaların ödenmesi gibi ufak tefek işlerin halledilmesi için beni gönderirdi. Aynısını benden 8 yaş büyük abime de yaptı, benden 4 yaş küçük kardeşime de yaptı. Ben dershane ve okul kayıtlarımı hep kendim yaptım. Babam yanımda olmadı bazı zamanlar. İyi ki de olmamış.
    Aynı davranışı ben şimdi kızıma yapıyorum. Daha altı yaşında, maşallah, kızımla sanki benim akranımmış gibi sohbet ediyoruz. Dışarı oynamaya çıktığında yanında dolanmıyorum. Bekliyorum, izliyorum her kurduğu arkadaşlıkta, her düşüp kendini toparlamasında, toparlarken bana bakıp gülümseyerek "bir şeyim yok baba! merak etme" diyerek oyununa dönmesinden keyif alıyor, kızımla iftihar ediyorum.
    Bunun yanında bu kadar özgüveni fazla yetiştirmenin aileyi zorlayıcı etkileri de olmuyor değil.
    Bazen bir karış dili ile öyle lakırdılar ediyor ki hayrete düşüyor, diyecek kelime bulmakta zorlanıyorsunuz.

    (ii) EVLAT kelimesi maalesef günümüz Türkçe'sinde yanlış kullanılan bir kelimedir. VELED çoçuk, EVLAD çocuklar demektir, yani EVLAD zaten çoğuldur. buna bir örnek daha verecek olursam, EVRAK kelimesi çoğuldur, tekili VARAK'dır.










    Konu Halil Ibrahim Duran tarafından (06.June.2013 Saat 10:57 ) değiştirilmiştir.

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •