Konu: Eşinizin, sevgilinizin fotoğrafçılık hakkındaki tepkileri :)

Bazen sorarım kendime niye benim hiç fotoğrafım yok arşivimde diye. Sebebi ise belli, 20 defadan fazla anlatmama rağmen halen istediğim gibi bir fotoğrafı çekemeyen kardeşim sayesinde... Oto modlarda bas geç güzel oluyor ama istediğim gibi de olmuyor, manuel moda alıyorum ayarlıyorum her fotoğrafta benden başka her taraf net çıkıyor Focus un hepsini açıyorum bu sefer makine en yakına odaklanıyor, tek nokta yapıyorum kardeşim yanlış yere odaklanıyor, ben fotonun sağında kalayım diye sağdaki af pointi aktif ediyorum yine bulanık oluyorum. Dışarı çıktığımda bütün o güzel enerjimi bir topraklama merkezi gibi çekip alıyor. Bu yüzden hiç teklif bile etmem benimde fotomu çekin diye.

Şimdi yazarken aklıma geldide canlı ön izlemeyi hiç denettirmedim birde öyle denettireyim gerçi o da çare olmaz ya neyse, yarım deklanşörü hissedemiyor nedense yok anlamıyorum hiç diyor

Fotoğrafçının fotoğrafı olmazmış diye boşuna dememişler. Benim hanım da sürekli zoom denen olayı unutup burnumun dibine kadar girmese bende çok mutlu olacağım. Ama onun haricinde fotoğraf merakıma hiç karışmaz sağolsun.

klasik aldığım üçlemeyi yazayım daha neler var da hele ki böcek konusunu hiç açmıyorum bile gene mi canonturk ? photoshop u bırakta birşeyler yapalım zaten ya canonturk desin ya photoshop ya da fotoğraf inceliyorsun...

IHVAN Nickli Üyeden Alıntı

kadınlar bu işten anlamaz mı diyorsunuz şimdi siz

Beyler Patron geldi İlbey kaçarrrrr :P

Çok keyifli bir başlık olduğunu söylemem lazım Okumaktan çok büyük bir keyif aldım. Ben de bizde ki sorunlardan bahsedeyim. Eşimin fotoğraf çekme merakı benden çok önce vardı ve sahip olduğumuz compact makinayı her yere götürmek isterdi ben engellerdim Ben de de fotoğraf çekme tutkusu başlayınca 550d makinamızı aldık. En büyük ve en sevdiğimiz tartışmamız; eşimin "Yeter artık çok çektin biraz da ben çekeceğim" şeklinde geçiyor. Makinayı paylaşamıyoruz genelde. Ekipman konusunda da eşimin bir geniş açı alalım ısrarı var öte yandan... Sanırım eşime de bir canon alma vakti geldi de geçiyor bile ..

naptınız Merih bey öncelik hanımların


bu arada ben iddalıyım yazıyorum buraya

Kesinlikle önceliği hanımlara vermek lazım, katılıyorum .. Eşim de oldukça iddialı hatta elindeki compact makineyle oldukça iyi işler çıkarıyor diyebilirim ..

Elensar Nickli Üyeden Alıntı

Kesinlikle önceliği hanımlara vermek lazım, katılıyorum .. Eşim de oldukça iddialı hatta elindeki compact makineyle oldukça iyi işler çıkarıyor diyebilirim ..

görüyorsunuz değil mi bizim öyle milyarlar harcayıp en iyi ekipmanlara sahip olmadan da iyi işler çıkarıyoruz bende compactla başladım hiç fena değilim onunlada
artık durumu eşitlersiniz Merih bey.

Önemli olan fotoğraf makinesinin kalitesi değil, fotoğrafçının kalitesi .. Eskiden böyle teknolojik makineler yoktu. Her poz çok değerliydi Kolay kolay deklanşöre basılmazdı. Dediğiniz gibi iyi fotoğraf çekmek için milyarlar harcamaya gerek yok ..

Durumu eşitlemeye gelince, ocak ayında durum eşitlenecek bizim evde ..

kız arkadaşımla gecen diyalog

Ben: hayatım ben cekime gidiyorum
kız : neereyeeee !
ben: çekime
kız: kimle ? kimle ? nereye ? kimler olacak? Kaçta gelceksn ?
Ben : bi bayanın cekimi. studyoda. bayyanın arkadaşı. aksama dogru (rapor verirlir ve trip baslanır )
kız : ii nereye gidersn git
ben :baslamayalım gne
kız : ii

ekpman konusunda

gene ne aldın kazındıklarını bu makineye yatırmaktan vazgecmeyi düşünmüyomsuun

kadınlardan neden fazla şair çıkmaz?çünkü kadınlar aşklarında dürüsttür.onlar içlerinde gerçek aşkı yaşarlar.
şairler ise yalancıdır.ve bütün şiirler yalandır...kadınlar gerçekcidir ve gerçek aşkın peşinden koşarlar.
erkekler ise hayalperest ve maceracıdır.onlar aşık olsa bile aşkları kısa sürer.

mustafanazif Nickli Üyeden Alıntı

anlar tabii...
ama bu bahsi geçen konu sosyolojinin konusu...

misalen;
kadınlar daha duygusaldır denmesine rağmen, tarih boyunca kadın şairler çok azdır
kadınlar incedir denmesine rağmen, kadın ressam ve sanatkarlar da çok çok azdır.
tarihe damgasını vurmuş kadın felsefeci en azından ben ismine rastlamadım (ihtimal olabilir)
hatta kadınları inceleyen bir bilim dalı olsa, onu da erkekler icra eder buna eminim : )

mesela google'a bakmadan bana 10 kadın şair, 10 kadın ressam, 10 felsefeci, 10 tarihe damgasını vurmuş kadın sanatkar(lar) sayabilir misiniz?
biliyorsun bir dönem söyleşiler yapıyordum
izmir'de söyleşi yaparken bir okuyucu sordu, niye kadın şairler ço kdeğil diye.
ben de, "sen kadınsın, bu sorunun cevabını sen ver istersen?" dedim....

ayrıca bunlar bir kusur değil, fıtrat (yaratılış) meselesi...
en azından ben öyle düşünüyorum...
meslek hayatımdan da iyi biliyorum, bir işi bir kadının yapması ile bir erkeğin yapması arasında çok fark var...

bu yazdıklarım da sosyal hayatta edindiğim genel bir yargı tabii
özele inildiği zaman hakkını veren kişilere de rastlıyoruz...

Rengin hanım sadece şairler mi?

rengindalga Nickli Üyeden Alıntı

kadınlardan neden fazla şair çıkmaz?çünkü kadınlar aşklarında dürüsttür.onlar içlerinde gerçek aşkı yaşarlar.
şairler ise yalancıdır.ve bütün şiirler yalandır...kadınlar gerçekcidir ve gerçek aşkın peşinden koşarlar.
erkekler ise hayalperest ve maceracıdır.onlar aşık olsa bile aşkları kısa sürer.

IHVAN Nickli Üyeden Alıntı

Rengin hanım sadece şairler mi?

Bütün şairler mi?

Kadınların dürüst olmasını nerden çıkarıyorsunuz peki? Bence söz konusu durumlarda kadınların erkeklerden hiç de geri kalır durumu yok. Başlıktan konu çok uzaklaştı belki rahatsız oluyorum bu durumlarda ama yine de yani erkeklere yalancı demek ya da şairlere yalancı diyip kadınlar aşkı dürüst yaşar demek hiç bir gerçeğe dayanan bişey değil...

Hayalperest ve maceracı olanlar da asıl kadınlar. Erkekler çok daha oturaklıdır... Ben bunu yaşar bunu bilir bunu söylerim 5 sene erkek lisesinde 4 sene erkeklerle öğrenci evinde kalıp öğrendiklerimle...

(Şairlikte yalancılık çoktur ama evet..)

Sent from my HP printer by Tapatalk 2

her insanın kendi şahsiyetiyle alakalıdır bu.

rengindalga Nickli Üyeden Alıntı

kadınlardan neden fazla şair çıkmaz?çünkü kadınlar aşklarında dürüsttür.onlar içlerinde gerçek aşkı yaşarlar.
şairler ise yalancıdır.ve bütün şiirler yalandır...kadınlar gerçekcidir ve gerçek aşkın peşinden koşarlar.
erkekler ise hayalperest ve maceracıdır.onlar aşık olsa bile aşkları kısa sürer.

şairler abartır durur , ama kadınlar şiire bayılır , e demekki kadınlar kendilerine yalan söylenmesini seviyor mu çıkar burdan
bence bu konu içinde yapılan tüm genelleme yorumların hepsi yanlış , konu anılardan kadın erkek savaşına gitmesinde mazallah sosyal medyada adımız çıkar ((:

IHVAN Nickli Üyeden Alıntı

her insanın kendi şahsiyetiyle alakalıdır bu.

E öyleyse şairler veya erkekler şöyle böyle demek neden?

Hem şiir yazıp hem erkek olunca bu bana baya dokundu da :P

Sent from my HP printer by Tapatalk 2

Gary Nickli Üyeden Alıntı

şairler abartır durur , ama kadınlar şiire bayılır , e demekki kadınlar kendilerine yalan söylenmesini seviyor mu çıkar burdan
bence bu konu içinde yapılan tüm genelleme yorumların hepsi yanlış , konu anılardan kadın erkek savaşına gitmesinde mazallah sosyal medyada adımız çıkar ((:

evet kadınlar şiire ve şairine hayranlık duyar dizelerdeki anlatılan aşka aslında hayran olur hep öyle bir aşk arzular şairleride yazdıklarından ibaret zanneder o yüzden şaire aşk duyar oysa şair imgeler kullanır sadece kendi duygularını yazmazlar her insanın yaşayabileceği duygulara tercüman yalancı diyemeyiz tabi benzetme yanlış olur.
kendi şahsiyeti öyleyse yapacak birşey yok aynı şeyi kadınlar içinde geçerli Muhammede katılıyorum.

asimkalkan Nickli Üyeden Alıntı

E öyleyse şairler veya erkekler şöyle böyle demek neden?

Hem şiir yazıp hem erkek olunca bu bana baya dokundu da :P

Sent from my HP printer by Tapatalk 2

sende mi şiir yazıyosun ))

herkes yarasını deşiyor işte bir kişinin faturasını bütün erkeklere ödetmemk lazım
yoksa hepsi yanmıştı kaynar kazanda

Bir gün elbette sofraya birlikte çökeriz
Sen dağ gibi kurul ben zerre bir yer tutayım.

Cahit Zarifoğlu

şiir dediniz de hayranım Cahit Zarifoğluna

benim de mi düşüncelerim olacaktı,
ben de mi böyle uykusuz kalacaktım.
sessiz, sedasız mı olacaktım böyle?
çok sevdiğim salatayı bile
aramaz mı olacaktım?
ben böyle mi olacaktım? / o.veli

melih cevdet der ki, oysa ki orhan veli "salatayı hiç sevmezdi, yemezdi bile"...
ama bu şiire baktığınız zaman orhan veli'nin salatayı çok sevdiğini düşünebilirsiniz.
benzer durumu, hemen hemen bütün şairlerin şiirlerinde görmek mümkün.

şiir gelişigüzel vurduğunuz topa, bu da mı gol değil; dediğiniz ya da diyeceğiniz bir şey değildir.
bir "imgeler yumağıdır" ve bu imgeler yumağı, içinde "cümle sanatı" barındıran "cümleler çeşididir"
ve bu cümleler çeşidi içinde bulundurmuş olduğu edebi sanatlarla, kendine "sanat dalları" içerisinde bir yer bulmuştur ve adına "şiir" denmiştir.

yahya kemal'in meşhur "süleymaniye'de bayram sabahı" isimli şiirini yazdığı sırada yahya kemal yurtdışındadır.
ihtimal, memleketini çok özlemiştir. ihtimal belki süleymaniye'de hiç bayram namazı kılmamıştır.
ama bunu yazdıran, bir memleket özlemi vardır.
buna yalan demekten daha ziyade, buna içinde yaşatmış olduğu özlemlerin alameti farikası diyebiliriz.
bu yüzden, şiir, "bir işarettir, farikadır, alamettir içinde barındırmış olduğu söz sanatları ile bir mucizedir" diyebiliriz.

aynı durum ahmet haşim şiirlerinde de vardır.
ahmet haşim şiirlerindeki kadınların bir çoğu hayal mahsulüdür.
aslında kadın da yoktur şiirlerinde.
bir aşk vardır
ve o aşk, "bir tanımdır, bir işarettir, bir alamettir"..

şiir ve şairlerin yalancılığı aslında 1400 sene öncesine dayanır...
yani bu sözün çıkış sebebi....
peygamber döneminde, peygambere karşı şiir yazan şairlerin hepsi yahudi idi...

"Şairler(e gelince), onlara da sapıklar uyarlar. Baksana onlar her vâdide şaşkın şaşkın dolaşırlar. Ve onlar yapamayacakları şeyleri söylerler. Ancak iman edip iyi işler yapanlar, Allah’ı çok çok ananlar ve haksızlığa uğratıldıklarında kendilerini savunanlar başkadır. Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akıbete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir.”

kur'anda böyle bir ayet geçmektedir doğru... fakat onların yalancılıkları, "doğruyu inkar" etmelerinden ileri gelmektedir. şair olmaları ya da şiir yazmaları sonucu kaynaklı değildir. bu noktayı iyi algılamak gerekir.

zira hz. âişe de şiir yazmaktadır.
peygamber şairi olarak bilinen hasan bin sabit de bu yahudilere karşı şiirler yazmıştır (peygamber hayatta iken)
hatta o kadar iyi şairdi ki,
çok iyi olarak bilinen iran şiirine karşı bile tabiri caizse postayı koymuştur.

iran'da yapılan bir şiir müsabakasında hile ile hasan bin sabit'in birinciliği elinden alınır.
elini kürsüye vurur ve oradaki şairlere,
ben sizin ananızdan da, babanızdan da, dedenizden de daha iyi şairim... der.

ki, o dönemde; şiir bildiğiniz en üst sanat dallarından birisiydi.
eğer iyi bir şairseniz, bir ömür boyu çok iyi bir hayat yaşayabilirdiniz.
siz sokakta yürürken insanlar size selam verir, kalabalıklar ikiye ayrılabilirdi...

şiir hakkında söylenecek çok şey var tabii...
ama benden bu kadar...

bu konuyu da, "nokta" ile bitireyim.