Bu sadece gençlerin değil, toplumun sorunu. Daha geçen ay, 6-7 polis bir adamı ailesinin gözleri önünde dövmedi mi? Sonra Adli Tıp'a gidip, elimiz incindi diye rapor almadı mı?
Bir adamı öldüresiye dövüp, elim incindi diye rapor alan da, o raporu veren doktor da mevcut bu ülkede.
Toplumda adalet ve ahlak duygusu sıfır. Artık mağdur olan, kendini mağdur edenin yeterli ceza almayacağını biliyor, artık mağdur eden de bunun farkında. Cezalandırılmayacak. En azından hakkettiği gibi cezalandırılmayacak.
Dünyada ceza almayacağını düşündüğünde daha kolay çalarsın, daha kolay öldürürsün, daha kolay suç işlersin. Bunun istisnası daha sağlam bir ahlak yapısı ile büyütülmektir, yetiştirilecek bireyin kalbine eğer suç işlerse en ağır şekilde cezalandırılacağı düşüncesini kazımaktır.
Müslüman toplumlarda bu, Kuran'ı Kerim'i okutarak pekala yapılır aslında. Allah Kuran'da bireye kötülük yaparsa, en ağır şekilde cezalandırılacağı şeklinde açıkça mesaj veriyor. Samimi Müslüman toplumlarda Allah'ın cehennem vaadi karşısında kötü olunmaz.
Laik eğitim sisteminde ise kanunlar, suça karşı en ağır cezayı vaad etmek zorunda. Katil olma sınırında adam, bir kaç yıl yatar çıkarım ,hem af da çıkar diye düşünürse, katil olmayı seçer. Hırsızlık yapmaya niyetlenen kişi bir kaç ay yatarım derse, hırsızlık yapar. Sen devlet olarak korkutucu olamazsan, eğer eğitim sistemin ahlak temeli üzerine kurulmamışsa ve ahlaklı bireyler yetiştirememişsen toplumda suçun artması kaçınılmazdır. Günümüzde 7 kişiyi katletmiş katiller tahliye ediliyor, onlara mikrofon uzatılıyor, onlar da Başbakan'dan Allah razı olsun diyor... Adalet duygusu bitmiş bir ülkede yaşıyoruz.
Ki, dünya sistemi kıyamete doğru giden bir sistemdir. Daha iyi bir dünya hayal etmek mümkün değildir. Dünya kıyamete doğru daha kötü insanların yaşadığı bir yer olacaktır, iyiler azınlıkta kalacaktır. Toplumsal olarak sistemini kötülükten korunmak üzerine kurmazsan, bu gidişattan kurtulman da mümkün değildir.
Ülke olarak çocuk yetiştirme konusunda da çok kötüyüz. Anneler, babalar 1 yaşındaki çocuğu da 10 yaşındaki çocuğu da bağırarak, döverek, tehdit ederek büyütüyor. "Şunu yapma yoksa döverim, ağlama yoksa şunu yaparım, yemeğini ye yoksa..." Tehdit edilerek ve şiddet görerek kişiliği oluşturulan bir bireyin ileride bunlardan sıyrılması pek mümkün değil. Bunu mümkün kılan ise korkudur. Allah korkusu ya da devlet korkusu... Korkmayan adam her şeyi yapar.
Kısacası bu gençlik meselesi değil, toplumsal bir meseledir ve ne yazık ki bu toplumun çocukları olduğumuz için hepimiz de mağdur ya da mağdur eden potansiyeline sahibiz. Allah'tan ya da devletin vereceği cezadan korkanlar hariç.