Konu: (Ç)alıntı Fotoğraflar, (Ç)alan "fotografcilar

esinlenmek neysede, (Ç)almak çok sinir bozucu bir olay. karşındaki de lafdan anlamayan bir mahluk ise durum çok vakim. peki bir insan bu çalma olayını neden yapar. bence çalan birini tutup konuşturmak lazım. hangi ruh hali ile bu olayı yapıyor?

Arkadaslar yukarida yazdiklarimi ve yazilanlari degerlendirirken sunu unutmayin.

Niepce ilk kareyi yakaladigindan beri asagi yukari 100 yil gecti. Bu surec icerisinde cekilmedik fotograf, duzenlenmedik kadraj kalmadi. Ozellikle dijital degisimden sonra binlerce hatta abartisiz milyonlarca ayni kareler cekildi.

Istanbul'a geldigimde gittim kiz kulesini cektim. dort yuzu olan bir kup sonucta kiz kulesi evirsen cevirsen belli acilari var cekmek icin. Bende geldim cektim sebebine gelince satmak icin. Cunku burada meraklisi cok. Sanatsal bir isimlendirme koymadim yada ozgun calisma diye cikmadim ortaya. Tamamen ticari bir calisma oldugunu vurguladim. Taniyanlar konustuklarim bilir.

Aradaki fark burada yatmaktadir. Siz kliseyi ozgun diye yutturursaniz, unlu olmus kendine has yapim ve yapim sonrasi ogeler iceren bir fotografi cekerseniz ozellikle kurguyu ayni sekilde kurgularsaniz sonrada cikip ozgunum ben derseniz burada sorun vardir.

Mehmet Turgut'un, ahmet bilmemnenin, Huseyin sunun ticari olarak yapmak durumunda kaldiklari konusunda elestirmiyorum. Ticaret musteriye istedigini vermekten gecer. Burada ticarete konu olan mal arabada olabilir, fotografta. Urunun onemi yoktur. Yapilan is bir fotografcinin veya sanatcinin degil bir tuccarin isidir. Ayni durum cektigim kiz kulesi icinde, Bogaz koprusu icinde gecerlidir. O gece Camlica'dan bir suru kisi ayni kopruyu cekti. Hepimizin kadrajida uc asagi bes yukari ayni. O gune kadar milyon kisi daha cekti o kadraji. Ama belki satip kazanan 10.000 kisiden biriyim. Bu benim sanatci yonum degil tacir yonumdur. Bunu aciklikla dile getirmek gerekir.

Burada Calintidan kastimiz ayni kadrajin olusmasi degil bu olusurken esinlenme kaynaginin dile getirilmeyisi, sadece ozgun bir calismaymis gibi lanse edilmesi. O karenin daha evvel cekildiginin fotografcinin egosu tarafindan red edilmesi.

Dedigim gibi cekilmemis kare artik yoktur. Sadece tekrar cekiyoruz ve sansliysak biraz yorum katabiliyoruz. Bunu soranlara dogru ve acik yureklilik ile cevap veremiyorsak hirsiziz.

iyi güzel iş valla.. çal çal imzala

Gerçi Esinlenilir demiş bazı arkadaşlar.. Unutmayalım esinlenmek var esinlenmek var.. aynısını yapıp hiç görmedim öyle ortaya çıktı demek esinlemekten öte insanları yine aptal yerine koymaktan başka birşey değildir..

İrfana katılıyorum söylediklerinde.. Ancak bunu yapabilecek güveni cesareti herşeyi kendinden gören biri söyleyebilicek erdemide bulundurmalı...

boş insanların sağladığı boş konular.. limon çek ama senin olsun.. Başkasının çektiğiyle ne işin olur..

Söylenilecek sözüm yok...ne olursa olsun yaptıkları iyi bir şey diyil..

Şimdi aklıma gelen soru şu:
Çektiğimiz ve çekeceğimiz her fotoğraf birbirinin tekrarıysa biz neden fotoğraf çekiyoruz?

Al sana soru

yuceldeniz Nickli Üyeden Alıntı

Şimdi aklıma gelen soru şu:
Çektiğimiz ve çekeceğimiz her fotoğraf birbirinin tekrarıysa biz neden fotoğraf çekiyoruz?

Al sana soru

aga çok ağır sormuşsun

ben beni mutlu ettiği için çekiyorum fotoğrafı. gerisi hikaye...

Bir insanın fotoğrafını alıp imzasını silip kendi çekmiş gibi göstermek çok aşşağılık birşey. Bunun savunulacak yanı yok. İfşa edilmesinde de bir sakınca görmüyorum.

Ama bir insanın tarzına özenmek yada oluşturduğu kompozisyonları yeniden oluşturmaya çalışmak Öğrenme aşamasında oldukça yararlı olabilir. Bunu müzik endistrüsündeki cover olayına benzetebiliriz. Hatta pek çok meşhur moda dergisinde geçmişte ünlenmiş fotoğrafların remake hallerini görebilirsiniz. İnsanlara bu akadar yüklenmemek lazım.

Misal eğer bir modelle tuz gölüne gitme fırsatı bulursam Niko Guido tarzı bir tuz gölü kompozisyonu çalışmak isterim. Bu benim için hırsızlık değil bir nevi saygı gösterisi olur. Stephan Spilberg'in Starwars'ta Akira Kurusava'nın birebir planlarını kopyalamasını kimse kötü birşey olarak algılamadı. Keza Nazif Topçuoğlu inide aynı hislerim geçerli.

Bazı tarzlar o tarzı bulan isimlerin taklit edilmesiyle oluşur. Milyonlarca fotoğrafçının her birinin orjinal fikirlerle işler ortaya koyması beklenemez. Aëla Labbé'nin bir sürü takipçisi var şu an belki oda başka birinin takipçisidir bilmiyorum bunu yargılamak da kimseye düşmez kanımca.

Esinlenmek, alıntı yapmak ve çalmak arasında çok fark var.

Konusmanin uzerinden daha bir ay gecmemis al iste bir tane daha.

http://www.canonturk.com/vbulletin/k...tml#post137871

tanerunlu Nickli Üyeden Alıntı

Benzerini çekmek ayrı şey, aynısını çekmek ayrı şey.
Bir de şu durum var. Anonim Fotoğraf.

Yıllardır elimizde gezdirdiğimiz ve neredeyse birçoğumuzun okul çağında kullandığı Faber Castell kalemler. Adamlar kalemin patentini almış. Kim hangi şekilde kalem üretirse üretsin bu firmaya para ödemek zorunda(ben bu şekilde biliyorum yanlışım varsa düzeltin)

yalnız sevgili taner burada şöyle bir durum söz konusu: faber castell isminin patentini almak ile "kurşun kalem"in patentini almak farklı bir şeydir... Eğer Faber Castell Kurşun kalem'in patentini almış olsaydı, evet diğer markalar ona para ödemek zorunda kalacaktı... burada durum farklı...

aslında fotoğrafta da farkıl değil...
burada hepimiz kız kulesinden yüzlerce, binlerce fotoğraf çekmiş olabiliriz. ama hepimizin fotoğrafı birbirinden farklıdır... geçtiğimiz zaman içerisinde burada canon türk arkadaşları olarak bir gezi düzenledik biliyorsunuz, orada kız kulesi çekimleri yaptık. hadi hepimiz yükleyelim. aynı kare çıkacak mı ortaya?

muhakkak ama muhakkak bazı farklılıklar vardır...

hani şair demiş ya; "güneş altında söylenmedik sözcük yoktur" diye... fotoğrafta bunun biraz tartışılır olduğuna inanıyorum... ben 97'den beri istanbul'da fotoğraf çekiyorum... ve aşık olduğum belli mekanlar vardır ve haftada muhakkak birkaç gün oralara uğrarım... her uğradığımda da bir öncekinden farklı kareleri muhakkak yakalarım...

esinlenme konusunda şu an çok şey yazamayacağım... ama bu beni zaman zaman düşündürmüştür... yani çalıntı statüsüne girer mi girmez mi?... burası tartışma konusu...

bugün divan edebiyatına damga vuran "hüsn-ü aşk" (aynı zamanda galata mevlevihanesi şeyhidir-en genç yaşta post giyen şeyhtir) eserinin müellifi Şeyh Galib, bu eseri Mevlana'nın eserlerinden aldığını inkar etmemiştir. "Aldıysam mesneviden aldım/çaldıysam mir-i malı çaldım..." demiştir.

Tabii başka bir adam da çıkıyor diyor ki: Tolkien Yüzüklerin Efendisi'ni "Şeyh Galib'in hüsn'ü aşk" adlı eserinden çaldı!... şaka değil, hakikaten bunlar konuşuluyor arkadaşlar

bugün türk edebiyatına damga vuran bütün büyük şairler neredeyse intihal ile suçlanıyor ve suçlandı... bunun sonu da gelmiyor...

sanatta da sonu gelmeyecek bir konu aslında...

benim takıldığım tek nokta var... esinlenme'yi falan artık bir kenara bırakıyorum...

eseri birebir kullanmasınlar, orasını burasını yamultmasınlar yeter!...

başınızı ağrıttım.

selam ile...

tunapala Nickli Üyeden Alıntı

Ticaret musteriye istedigini vermekten gecer. Burada ticarete konu olan mal arabada olabilir, fotografta. Urunun onemi yoktur. Yapilan is bir fotografcinin veya sanatcinin degil bir tuccarin isidir.

7-8 senedir bu işin çok içinde biri olarak diyorum ki "aynen öyle"...
Kardeşim moda fotoğrafçısı benim.
Müşteri iş istiyor. Biz ürünlerinizi görelim size göre bir konsept oluşturalım diyoruz. Adam "yok ben bilmem kaç senesindeki gucci kampanyasından istiyorum" diyor. E diyoruz onu X fotoğrafçı çekti çok bilindik iş. Olsun diyor. ben iç piyasaya hitap ediyorum anlamazlar!

Çekmem dersen çekecek binlerce fotoğrafçı var piyasada. O dakikadan sonra bu işten ekmek yemek istiyorsan ve sanatını da işin içine katmak istiyorsan ışığınla renginle farklılık yaratmak ama aynı zamanda müşteriyi de memnun etmek..

Ben mesela doğum, bebek, çocuk, gelin damat vs çekiyorum
Doğum hep aynı sezeryan hep aynı.. Esinlenmesem ne yazar hepsi birbirine benziyor..

Ama kendi fotoğraflarımın altında çok farklı imzalar gördüğüm de oldu. bir yanım uyuz olsa da bir yanımın hoşuna gidiyor bu. Kendimi bir halt sanıyorum

eftaLYa Nickli Üyeden Alıntı

7-8 senedir bu işin çok içinde biri olarak diyorum ki "aynen öyle"...
Kardeşim moda fotoğrafçısı benim.
Müşteri iş istiyor. Biz ürünlerinizi görelim size göre bir konsept oluşturalım diyoruz. Adam "yok ben bilmem kaç senesindeki gucci kampanyasından istiyorum" diyor. E diyoruz onu X fotoğrafçı çekti çok bilindik iş. Olsun diyor. ben iç piyasaya hitap ediyorum anlamazlar!

Çekmem dersen çekecek binlerce fotoğrafçı var piyasada. O dakikadan sonra bu işten ekmek yemek istiyorsan ve sanatını da işin içine katmak istiyorsan ışığınla renginle farklılık yaratmak ama aynı zamanda müşteriyi de memnun etmek..

Ben mesela doğum, bebek, çocuk, gelin damat vs çekiyorum
Doğum hep aynı sezeryan hep aynı.. Esinlenmesem ne yazar hepsi birbirine benziyor..

Ama kendi fotoğraflarımın altında çok farklı imzalar gördüğüm de oldu. bir yanım uyuz olsa da bir yanımın hoşuna gidiyor bu. Kendimi bir halt sanıyorum

Valla sizin yoruma da katılmamak elde değil. İnsan odaklı bir iş yapıyorsanız pek bir seçenek yok gibi. Genelde olayı canlandırmak için farklı mekanlar ve kullanılan aksesuarlar giriyor işin içine. Ayrıca bir modele verdirebileceğiniz ya da modelin durması gereken poz sayısı bir yere kadar. Hani amuda kalkıp çekeyim desen onu da yapan var. Mudo'nun geçen yaz ya da ondan önceki kataloğunda benzer fotoğraf vardı. Bu şartlar altında başta da dediğim gibi bence mekan ön plana çıkıyor. Eğer stüdyo ortamı ise pek bir seçeneğiniz hatta hiç seçenek kalmıyor. İş tamamen modelde bitiyor.

Doğum fotoğraflarında pek yapacağınız bir şey yok. Bebek ve çocuklarda ise tamamen ufaklığın izinde gidildiğinde bir heyecan buluyorsunuz. Zira onları oturtmak zor. Gelin damat ise moda fotoğrafı gibi bazen. Bir katalog çekimine döndürebilirsiniz. Kurgular oluşturabilirsiniz. Ama gerisi yine aynı.

Sonuçta şöyle bir şey doğuyor. Titanic filmini ne izleyeyim. Sonunda batacak gemi zaten. Ama böyle demeyip yine akıldaki tüm kompozisyonlar denenmeli. Yeniler çektikçe, gelecektir, gelir...

Arkadaşlar isim benzerliğinden dolayı nasıl bir olay çıkabilir ortaya ?

Mesela nette adımı araştırırken bir çok adaşıma rastlamakla kalmadım soyadımda tutuyor birebir. Hatta biri domain host alıp aynı adla site açmış ve o da fotoğrafla uğraşıyor.

Şimdi ben ya da o imzamız olan bir fotoda hak idda etsek nasıl bir sonuç ortaya çıkar. Yani böyle bir olay yok elbette ama varsayımlar üzerine konuşursak sonuç ne olur ?

Sevgili Murat

Oncelikle soyle bir durum var bir fotografci fotografin aslinin kendine ait oldugunu kanitlayabilir. Oncelikle hep soylenen orjinal kopyaya asla dokunmayin calisilacaksa orjinal fotograftan bir kopya uretip onun uzerinde calisin denmesinin sebbi budur. Bir dosyayi sadece PS de acip sonra hicbir sey yapmadan kaydetseniz bile dosyada yer alan bilgiler kullandiginiz kayit yontemine gore sikistirilarak degisir. RAW kullaniyorsaniz zaten bu sorunu bastan ortadan kaldirirsiniz cunku RAW dosyanin tekrar yapay olarak olusturulmasi mumkun degildir. Keza film ile cekenler icinde durum ayni. Dolayisi ile orjinal dosya sahibi her zaman hakliligini kanitlar.

Umarim yardimci olabilmisimdir.

Aynı manzarayı, iki ayrı fotoğrafçı, yaklaşık enstantane ve yaklaşık diyafram değerleriyle aynı yerden aynı açıyla çekme ihtimali sizce kaçtır?

siyahi28 Nickli Üyeden Alıntı

Aynı manzarayı, iki ayrı fotoğrafçı, yaklaşık enstantane ve yaklaşık diyafram değerleriyle aynı yerden aynı açıyla çekme ihtimali sizce kaçtır?

söz konusu kız kulesi, boğaz köprüsü, galata kulesi olabilir mi? olursa ihtimal çok fazla artacak...

malınız (fotoğrafınız) çalındıysa değeri var demektir. siz fotoğrafa manevi yönden bakıyorsanız bu size mutluluk vermeli. şu kadar fotoğrafım çalındı diye...

yok maddi yönden değerlendiriyorsanız olayı bu işi adli yollardan halledersiniz.

tunapala Nickli Üyeden Alıntı

Sevgili Murat

Oncelikle soyle bir durum var bir fotografci fotografin aslinin kendine ait oldugunu kanitlayabilir. Oncelikle hep soylenen orjinal kopyaya asla dokunmayin calisilacaksa orjinal fotograftan bir kopya uretip onun uzerinde calisin denmesinin sebbi budur. Bir dosyayi sadece PS de acip sonra hicbir sey yapmadan kaydetseniz bile dosyada yer alan bilgiler kullandiginiz kayit yontemine gore sikistirilarak degisir. RAW kullaniyorsaniz zaten bu sorunu bastan ortadan kaldirirsiniz cunku RAW dosyanin tekrar yapay olarak olusturulmasi mumkun degildir. Keza film ile cekenler icinde durum ayni. Dolayisi ile orjinal dosya sahibi her zaman hakliligini kanitlar.

Umarim yardimci olabilmisimdir.

Teşekkür ederim hocam. RAW çekerim hep ve saklarım bu yüzden. Yani öyle para kazandığım sanat yaptığım falan yok ama olurda paylaştıklarımdan birini ele geçirip bu benim diye idda eden olursa da üzülürüm açıkcası gerçi üzülmekten ziyade sinirlenirim.

Konuyu gördüm ve bazı gördüklerim karşısında gerçekten şaşırdım.Tamam esinlenmek,bir yere kadar farklı bir terim olarak kabul edilebilir ve bir başkasının fotoğrafını alıp imza atıp yayınlamak bence bir ayıptır.

Bir tane fotoğraf gördüm o Facebook grubunda.Deviantart dan bir fotoğrafı alıp,imza atıp yayınlamış.Ama fotoğraf bir self-portre fotoğrafı.Tamam iyi güzel de ne amaçla bunu çaldı diye düşündüm.Hani çok da aşırı bir detay,değer vs göremedim.Birkaç yorum okuduktan sonra anladım.Türk insanı kadın barındıran her işe bayılıyor sanırım.Ne yazık ki bu fotoğrafçılığa da bu şekilde sıçramış gördüğüm kadarıyla.

hukuki açıdan görseller mesajdan silinmiştir...