Konu: Turkiyede Fotografci Ozgurmu?

Bence türkiyede fotografçılar özgür degil hiçbir zaman da özgür bırakılmayacaklar..başıma gelen birkaç olayı anlatayım..
1-canonturk ekibiyle bursaya geziye gittik deniz otobüsünde çok güzel klasik arabalar görmüştük,deniz otobüsünden indik, iskeledeyiz,arkadaşları bekliyoruz o sırada klasik arabalar deniz otobüsünden inmeye başladı bizde makinaları arabaya dogru çevirdik,biryerlerden güvenlik belirdi burada fotograf çekmek yasak falan dedi, bizde neden yasak,açıklarmısın ddik adam ysak işte uzatmayın falan dedi gitti ,tabi adam gittikten sonra biz araları çektik ama keyfimiz kaçtı bir kere...
2-gümüşhaneye gezmeye gitmiştim,sonra gümüşhanede kazıkbeli yaylasına gittim.orada şenlik varmış renkli görüntüler çıkar diye..
fotograf çekiyorum yöresel kıyafetli 2 tane bayan gördüm gittim yanlarına,izin istedim fotografınızı çekebilirmiyim diye kadınlar tamam dedi..
o sırada kadınlardan birtanesinin eşi belirdi bir yerden,sonra kardeşim neden fotograf çekiyor falan dedi,o sırada birden belindeki silahı çekti,bana dogru dorulttu,benden o korkuyla birden ben gazeteçiyim gibi bir cümle çıktı öyle yırrtım... az kalsın adam topuklara sıkıyordu.. adam gazeteci oldugumu duyunca hemen yelkenleri suya indirdi. kadınlara şöyle poz verin böyle poz verin diye de komutlar verdi...işte böyle türkiyede o yüzden fotografçılar özgür degildir.
o yüzden de ben manzara ve makro fotograflara ilgimi artırdım bu olaylardan sonra... )

Başka bir hikaye daha paylaşmak isterim. Bu olay bi fotoğraf gezisinde sıradan küçük bir köyde yaşandı. Köyde kadınlar fırının başında ekmek pide vs. pişiriyolardı. Bi tanesi fırınla uğraşırken iki tane teyze yanında oturuyolardı. Oturanlara sorduk fotoğraflarınızı çekebilir miyiz diye, biraz çekinerek de olsa tamam dediler. Neyse biz çekmeye başladık, neden sonra fırınla uğraşan teyze birden galyana geldi, 'eltim o benim çekmeyin' dedi, biz işte kem küm kendisi izin verdi falan, sonra aldı eline baltayı üzerimize doğru yürümeye başladı, yeter gidin diye, ne olduğunu anlamadık, kaçıştık hemen :yaril

Alışveriş merkezi, ido vs. devlet binaları gibi yerlerde herzaman sorun çıkar. Açıkçası kanunen bi yasak var mı bilmiyorum ama, işte terör muhabbetine izin verilmiyor.

İzinsiz fotoğraf çekmek hiç etik değil biliyorum fakat, alışveriş merkezleri gibi yerlerde genel manzara değil de insan barındıran şeyler çekmek isterseniz "hipshot" tekniğiyle makine boynunuzda asılıyken ya da elinizde tutar gibi yaparak çekebilirsiniz.( Bu arada 60D bu iş için iyi olabilir.)

Son olarak, ido muhabbeti benim de başıma geldi, gemiye doğrultmuştum makineyi, güvenlik hemen geldi önce gazeteci misin diye sordu, hayır deyince neden çekiyosun dedi, ben de kendim için dedim. Sonra yasak çekemezsin dedi. ???

Sokak zaten tamamen piyango, dayak da yiyebilirsiniz, çay da içebilirsiniz. :yaril

galiba en sert tepkiyi siz almissiniz yine Allah Korumus
Aman dikkat...

iceveberg Nickli Üyeden Alıntı

o sırada kadınlardan birtanesinin eşi belirdi bir yerden,sonra kardeşim neden fotograf çekiyor falan dedi,o sırada birden belindeki silahı çekti,bana dogru dorulttu

of kötüymüş bu gerçekten

Bir alışveriş merkezinde çekim yapıyorum (İnternet üzerinden toplanan bir grubun ricası üzerine)
50 Kere güvenlik geldi (Baştan izin aldığım halde sanırım haberleri yoktu)
En sonunda kavga edecek duruma geldik güvenlik arkadaşı omzundan tuttum yahu bi dön bak allah aşkına dedim en az 20 kişi gördük cep telefonu ile fotoğraf çeken.

Cep telefonu olunca sıkıntı yok ki artık compact makinalar kadar fotoğraf çekebiliyorlar .
SLR olunca eyvah eyvah.....
Sonuç Hepsi Fotoğraf değil mi?

erkalkasikci Nickli Üyeden Alıntı

Cep telefonu olunca sıkıntı yok ki artık compact makinalar kadar fotoğraf çekebiliyorlar .
SLR olunca eyvah eyvah.....
Sonuç Hepsi Fotoğraf değil mi?

Ah onu bir anlasalar!

Valla ben Atatürk hava limanında 5d mark II+ 70-200 objektif +Öküz gibi parasoley+ tripod ile hiç iznimiz olmadan çekim yapmıştım şaşırtıcı bir şekilde kimse birşey demedi.Hatta çoğu kişinin durması yasak olan yerlerde bile durdum.Çıkış kapısının önü vs...

Şu videonun 30 cu saniyesine bakabilirsiniz direk havalimanında çekmiştim
Baya da amatör çekmişiz hehee

http://www.youtube.com/watch?v=QqmN-Os-EBo

1.14sn bakmayi tercih ederim

Videoyu izleyince İstanbul'a birkez daha hayran kaldım

İlla dslr ile çekim yapmak gerekmiyor, 8 mp cep telefonlarıda var.
ama her ülkenin kendine göre hassas tarafları var maalesef.fotoğraf severlerin bunuda göz önüne almaları gerekebilir.
ama askeri bölgede , büyük elçilik , yada karakol önünde 70-200 ile çekim yapmaya kalkışırsan kusur bakmayın müdahale ederler, ve bence haklılarda :

siyahi28 Nickli Üyeden Alıntı

İlla dslr ile çekim yapmak gerekmiyor, 8 mp cep telefonlarıda var.
ama her ülkenin kendine göre hassas tarafları var maalesef.fotoğraf severlerin bunuda göz önüne almaları gerekebilir.
ama askeri bölgede , büyük elçilik , yada karakol önünde 70-200 ile çekim yapmaya kalkışırsan kusur bakmayın müdahale ederler, ve bence haklılarda :

Bir gün Carrefour da eşim ve oğlumu çektim alışverişe gittiğimizde 450D+18-55 ile güvenlik neredeyse dövecekti beni hayvan herif ailemin yanında .
Sonra ben geri kükreyince vazgeçmişti gerçi :

Olmadık yerde yasaklar çıkabiliyor hadicanım dediğiniz yerde de gayet serbest olabiliyor anlamış değilim

arkadaşlar burası türkiye yasakların yazdıgı bir defter veya kitap yok ki..
okuyalım... yasaklara uyalımm..
adamlar kafasına göre yada işine nasıl geliyorsa o yasak bu yasak gibi kurallar getiriyor... bunu anlamış degilim...
inşallah bu durum düzelir günün birinde )

BIG_KING Nickli Üyeden Alıntı

Valla ben Atatürk hava limanında 5d mark II+ 70-200 objektif +Öküz gibi parasoley+ tripod ile hiç iznimiz olmadan çekim yapmıştım şaşırtıcı bir şekilde kimse birşey demedi.Hatta çoğu kişinin durması yasak olan yerlerde bile durdum.Çıkış kapısının önü vs...

Şu videonun 30 cu saniyesine bakabilirsiniz direk havalimanında çekmiştim
Baya da amatör çekmişiz hehee

http://www.youtube.com/watch?v=QqmN-Os-EBo

tanıtımda güzel olmuş hani... insanın yurt dışına gidipte hasta olup istanbula dönesi geliyor(biraz devrik cümle oldu galiba)... :yaril:yaril:yaril

Madem anılar başladı bende anlatim bi tane
Topkapı sarayında fatih sultan mehmetin çocukluk elbiselerini pozlarken,
yanıma ingilizce, anlamadığım tarzda birşeyler söyleyerek, ve kaşlarını indirmesindende anladığım kadarıyla, bana oldukça sinirlenmiş olarak gelen
güvenlik görevlisiyle kısa bir diyalogumuz oldu. üzerinden bir kaç sene
gecmiş olmasına rağmen sanırım şu şekilde konuştuk.

ben : anlamıyorum ne diyosun ben türk'üm
görevli: türkmüsün, burda fotoğraf cekmek yasak
ben : neden yasak fotoğraf çekilmez yazısı yok ayrıca flaş kullanmıyorum,
görevli : (sesini yükselterek) hadi kardeşim hadi işine git başımı belaya sokma
ben : ismini söyle bana seni müze müdürüne şikayet edicem ziyaretçilere
kaba davranıyosun,
görevli: bildiğin yere şikayet et hadi bas git

fotoğraf makineme bişe yapmasından korktuğum içindi sanırım
sessiz sedasız o bölgeden uzaklaştım

siyahi28 Nickli Üyeden Alıntı

Madem anılar başladı bende anlatim bi tane
Topkapı sarayında fatih sultan mehmetin çocukluk elbiselerini pozlarken,
yanıma ingilizce, anlamadığım tarzda birşeyler söyleyerek, ve kaşlarını indirmesindende anladığım kadarıyla, bana oldukça sinirlenmiş olarak gelen
güvenlik görevlisiyle kısa bir diyalogumuz oldu. üzerinden bir kaç sene
gecmiş olmasına rağmen sanırım şu şekilde konuştuk.

ben : anlamıyorum ne diyosun ben türk'üm
görevli: türkmüsün, burda fotoğraf cekmek yasak
ben : neden yasak fotoğraf çekilmez yazısı yok ayrıca flaş kullanmıyorum,
görevli : (sesini yükselterek) hadi kardeşim hadi işine git başımı belaya sokma
ben : ismini söyle bana seni müze müdürüne şikayet edicem ziyaretçilere
kaba davranıyosun,
görevli: bildiğin yere şikayet et hadi bas git

fotoğraf makineme bişe yapmasından korktuğum içindi sanırım
sessiz sedasız o bölgeden uzaklaştım

Aynı yerde bende bulundum son 2 ay içinde. Gerçekten orada fotoğraf çekmek şuanda yasak ve 2-3 tane güvenlik görevlisi 30 saniyede bir takılmış plak gibi "No photo, No photo" diyorlar.

Malesef sorun global bi sorun Sadece Turkiyeye ozgu degil bir arkadasimiz Amerika dan bahsetmis,Ben ingiltere yi onayladim forumdan siz dostlar bircok ornek vererek bir Turkiye portresi cizdiniz netekim ortada aci bir tablo var oda cogu zaman cok yersiz gereksiz tacize ugruyor guzel ilginc bir Kare pesinde kosan kimseye zarari olmayan fotografa gonul vermis kisiler...
Bence asil supheliler fark edilmeyecek kadar kucuk cihaz yada telefonlarla resim cekenlerdir ancak kafalardaki dusunce ise Teror orgutlerinin yuksek kalite dslr makinelerle tripod ve cesitli lens+filtre secenekleri ile cekilmis fotograflara duskun olduklari yonunde
Ne diyelim umarim akillari bir an Evel baslarina gelir...
Not: Benim olayda Aynen benden evvel ayni noktada flashlar patlarken dslr I bazuka gozuyle goren zihniyet mudahale Etme ihtiyaci duydu:yaril

Moskova da yaşayan birisi olarak burada çok da problemle karşılaşmadığımızı söylemek isterim bu okuduklarımdan sonra.

Rusya nın birçok farklı bölgesinde bulundum ta sibirya dolaylarına kadar vardım.Şehir küçüldükce sorunun da azaldığını gördüm.Şu ana kadar halk tan hiçbir tepki almadım biraz güler yüz ve birazda bozuk Rusça ile edilen bir teşekkür çoğu zaman çektiğim kişilerin yüzlerinde tebessüm oluşturdu,birkaç alışveriş merkezi girişinde sırt çantamı açtırttılar,makinaları görünce kibarca burada izinsiz cekimin yasak olduğunu , çekim yapmak için geldiysem gerekli merciye götürebileceklerini baştan belirtiler,hiç AVM inde çekim yapmadım hiçte sorun yaşamadım.

Bütün bu güzelliklerinin yanı sıra tabiki bazı haklı yada mantığıma sıgmayan kıllıklarıda yok değil buranın.
Mesela Kızıl meydan içinde gündüz vakti St.Basil kilisesini sadece cekmeye tenezül ettiğim anda yanıma bir sivil yaklaşarak "buyurun gidelim" deyip beni arabanın icine aldılar,standart bir kimlik oturma izni kontrolünden sonra çokta anlam veremediğim sözde yasal uyarıları yaptılar ve yapan kişilerde bu işten anlayan kişilerdi.
İlk olarak 56 mm den büyük objektif çapı olan lenslerle çekemeyeceğimi söylediler.Dedim nassı yani ? elimde de 24-70 Sigma vardı 82 mm genislikte iste bununla olmaz dediler,şöyle çantaya bir göz attım zaten elimde 58 mm çapından küçük canon lens yok,dedim kendi kendime çok akıllıca adamlar zoom una açına yasak koymamışlar direkt filitre boyundan giriyorlar konuya ve tabiki klasik olarak tripod kesinlikle yasak,aa peki monopod olurmu sorusuna "seninle kibar kibar konuşuyoruz değilmi" şeklinde bir yanıttan sonra arabadan çıktım,kapıyı kapatırken ki son sözleri bir film sahnesi gibiydi "bütün bu kurallar güneş batıncaya kadar" )
Gerçekten de akşam vakit sorunsuz tripod lu çekim yapılabiliniyor.

Sonuç olarak hiç yoktan Moskova için fotografçı kısmen özğür diyebilirim burada gecirdiğim 10 seneden sonra.

duwayn Nickli Üyeden Alıntı

Moskova da yaşayan birisi olarak burada çok da problemle karşılaşmadığımızı söylemek isterim bu okuduklarımdan sonra.

Rusya nın birçok farklı bölgesinde bulundum ta sibirya dolaylarına kadar vardım.Şehir küçüldükce sorunun da azaldığını gördüm.Şu ana kadar halk tan hiçbir tepki almadım biraz güler yüz ve birazda bozuk Rusça ile edilen bir teşekkür çoğu zaman çektiğim kişilerin yüzlerinde tebessüm oluşturdu,birkaç alışveriş merkezi girişinde sırt çantamı açtırttılar,makinaları görünce kibarca burada izinsiz cekimin yasak olduğunu , çekim yapmak için geldiysem gerekli merciye götürebileceklerini baştan belirtiler,hiç AVM inde çekim yapmadım hiçte sorun yaşamadım.

Bütün bu güzelliklerinin yanı sıra tabiki bazı haklı yada mantığıma sıgmayan kıllıklarıda yok değil buranın.
Mesela Kızıl meydan içinde gündüz vakti St.Basil kilisesini sadece cekmeye tenezül ettiğim anda yanıma bir sivil yaklaşarak "buyurun gidelim" deyip beni arabanın icine aldılar,standart bir kimlik oturma izni kontrolünden sonra çokta anlam veremediğim sözde yasal uyarıları yaptılar ve yapan kişilerde bu işten anlayan kişilerdi.
İlk olarak 56 mm den büyük objektif çapı olan lenslerle çekemeyeceğimi söylediler.Dedim nassı yani ? elimde de 24-70 Sigma vardı 82 mm genislikte iste bununla olmaz dediler,şöyle çantaya bir göz attım zaten elimde 58 mm çapından küçük canon lens yok,dedim kendi kendime çok akıllıca adamlar zoom una açına yasak koymamışlar direkt filitre boyundan giriyorlar konuya ve tabiki klasik olarak tripod kesinlikle yasak,aa peki monopod olurmu sorusuna "seninle kibar kibar konuşuyoruz değilmi" şeklinde bir yanıttan sonra arabadan çıktım,kapıyı kapatırken ki son sözleri bir film sahnesi gibiydi "bütün bu kurallar güneş batıncaya kadar" )
Gerçekten de akşam vakit sorunsuz tripod lu çekim yapılabiliniyor.

Sonuç olarak hiç yoktan Moskova için fotografçı kısmen özğür diyebilirim burada gecirdiğim 10 seneden sonra.

Keşke Türkiye'de de bu tip bilgiye sahip insanlar uyarsa, canıma minnet.

Sedece hava karadiktan sonra ozgurmus :yaril
Hikayenizi begendim hem adamlar sizinle guzel guzel konusmus

Selam,

Konu başlığını okuyunca aklıma Aziz Nesin hikayeleri geldi. Bizim kerameti kendinden menkul bazı işgüzar insanlarımız vardır. Gördüğü her durum karşısında konudan kendisine vazife çıkartan bu tür kişiler ortaya atılıp o bilindik sözü sarfetmekten çekinmezler.

- Yassah kardeşim… Çekemezsin..!

İyi de neden yasak..? Kim ve neden koydu bu yasağı..? İşte orası tam bir muamma. Kimin neyi neden yasakladığının bile bilinmediği bir durumda birileri ortaya atlayıp o bilindik sözü söylemekten çekinmez. Bu durum karşısında yapılacak iki şey vardır. Birincisi size bu sözü sarfeden kişiyle herhangi bir tartışma ya da sürtüşmeye girmeden bulunduğunuz yerden hemen uzaklaşırsınız. İkincisi ise biraz daha dirençli gibi görünmenizi sağlamasına karşın risklerini de beraberinde getirir.

- Ne yasağı kardeşim. Kim koydu bu yasağı..?

Karşı çıkış ve direnç noktasını işaret eden bu sözler sonrasında gelecek tepkiyi de göğüslemeniz gerekir. Karşınıza dikilen ve bu türden abuk sözleri sarfeden kişi sizin elinizde bulunan donanımın değerini bilmez hatta bilmek durumunda da değildir. Siz o makinayı ve lensi ne tür özveriler sonrası kaça aldığınız o kişiyi ilgilendirmez. Ortalama bir makina ve lensin 3 - 4 bin TL olduğu düşünüldüğünde gelebilecek zararın karşılanması noktasında karşınızda herhangi bir muhatap bulamazsınız. Bir dönem gazetecilerin ellerinden alınan fotoğraf makinalarının yere atılıp kırılması gibi.

Sizin en basit yaklaşımla hobi olarak ele aldığınız veya sanatsal bakış açısına sahip olarak konuya yaklaşma düşüncesinde olduğunuzun karşınızdaki kişi tarafından algılanıyor olması ve size değer verilip mantıksal açıklamanın yapılıp sizin ilgili yerden uzaklaştırılmanızı beklemeniz ise hayal olabilir. En basit yaklaşımla siz makinanızdan olabilirsiniz. Bu tür bir durumla kimsenin karşılaşmak istemediğini düşünüyorum.

Ülkemizde ve dünyada fotoğraf sanatına bakış açısı ne yazık ki hala istenilen noktaya gelemedi. Aslında adına sanat denen kavramın henüz tam anlamıyla algılanamadığını düşünüyorum. Tiyatro oyuncusu iseniz eğlendirici, fotoğrafçı iseniz genel anlamda gazeteci olduğunuz düşünülür. Elinizde fotoğraf makinasını gören insanların size merak içerisinde baktığını anlamanız için etrafınızı biraz süzmeniz yeterlidir. Üstelik insanların o güne kadar görmedikleri türden bir lens ile geziyorsanız zaten potansiyel merak unsuru olmuşsunuz demektir.

İnsanların düşüncesinde genel kabul görmüş fotoğrafçı kavramı düğünde, resmi törenlerde, davetlerde vb. yerlerde ellerinde fotoğraf makinasıyla dolaşan ve her gördüğünü çeken kişidir. Hatta pek çok insan o kişinin yerinde olmak ister. Eline devasa makinayı alan kişi elini kolunu sallaya sallaya ortalarda dolaşır hatta validen, kaymakamdan veya kürsüde konuşma yapan bir komutandan izin alma gereği bile duymadan deklanşöre basar… Onu izleyen kişiler de o an şunu düşünür.

- Adama bak bee, koskoca valiyi - kaymakamı - komutanı dank diye çekiyor… Kim ulan bu.

Oysa ki bizler kafamıza estiğinde sokakları arşınlayan, gözümüze takıldığında binanın sütunundaki estetiği yakalayan, ilgimizi çektiğinde köşede oturan ayşe teğzenin duruşundan ilham kapan, gökte uçan turnanın kanadını, yerde dolaşan kedinin kuyruğunu takip eden, önümüze bakmak yerine gözümüzün gördüğü yere bakmayı yeğleyen kişileriz. Yani biz diğer sıradan insanların aklı ve bakışının dışında kişileriz.

Farklılık öncelikle ilgi uyandırır, sonrasında uyanan ilgi akla hemen kişinin yaşadığından gördüğü o durumu tetikler. Adına merak denen durum işte bu anlamda kediyi de öldürür.

Bu konunun genel boyutu. Bunun yanında bir de özel durumlar karşısında ortaya çıkan ilgili alanlar ve binalar sorunu var ki bu da genellikle pek çok ülkede sorun olmaya devam ediyor. Elinize aldığınız fotoğraf makinasıyla askeri bir alanın veya polis merkezinin hatta devlet binalarının bulunduğu yerlerden öyle rahat bir şekilde geçemezsiniz. Ben burada geçmekten söz ediyorum bir de objektifi ilgili yerlere doğrulttuğunuzu düşünün. Anında birileri çıkar ve size o bilindik sözü tekrarlar. Bu anlamda fotoğraf sanatçısı hemen hiç bir ülkede özgür değildir. Oysa ki o binalar hakkında bugün bilgi alabileceğiniz pek çok kaynağa internet üzerinden kolay bir şekilde ulaşabilirsiniz. İlgili binaları üç boyutlu incelemek varken kim gider de fotoğrafını çekmek ister..? Bu da ayrı bir konu.

Genel tehdit oluşturabileceği varsayımından hareketle elinde fotoğraf makinasını gören bazı görevli ya da görevsiz işgüzarların salt sanatsal bakış açısı veya hobisi gereği yakalayabileceği güzel bir pozu arayan sanatçıya olur olmaz yaklaşımlarda bulunmasının sınırlarının ne yazık ki henüz çizilmediğini izlediğimiz örnek videoda ve bu başlık altında yaşadıklarını kaleme alan arkadaşların yazılarında çok güzel gördük. Bu durum karşısında İngiltere'deki fotoğraf sanatçılarını sonuna kadar destekliyor, ben de onlar gibi şu sözleri haykırıyorum.

- I'm a Photographer, not a Terrorist…

Saygılar...