Banliyö kültürü ve şehir yaşantısı üzerindeki önemine değinmeniz güzel olmuş, paylaştığınız anıları benzer durumlarda yaşadım, keyifli günlerdi
bugün italyada, fransada, almanyada yada şöyle diyelim kentsel yaşam kültürü ve medeniyet seviyesini aşmış ülkelerdeki mantık daima eski sistem üzerine revizyondan ve modernize etmekten geçer, Londrada hala 40-50 yıllık double-decker otobusleri görürsünüz veya 50 yada sanırım 60 lardan kalan Mercedes taksileri, Monte Catini Floransa arasındaki trendeki retro hava sizi mesteder...
Memlekete dönersek, fotoğrafınızla birlikte yazınızdaki istanbul banliyösünün son durumu şaka gibi ,ha keza bana en tuhaf gelen konulardan birinide paylaşmak isterim,istanbulda güzelim tarihi surların kalıntılarını yıkıp yerine yeni taşlarla surlar yapılması, hangi mantıkla bu iş oldu çözemedim. Şehircilik yapılanma ve gelişiminden anladığımız genel itibariyle projeleri ihale edip, rantsal hesaplar yapıldığından (her dönemin belediye anlayışını katıyorum bunun içine) kimsenin kültürel doku yada etkileşimi salladığı yok. Bakın mimarimize bir tarz görmezsiniz, her 10 küsür senede değişen bir mimari yapı karmaşası çıkar karşınıza...