Kıymetli meslektaşım Güçlü, teveccühünüz için ve değerli katkılarınız için teşekkürler.
Halil İbrahim'in, senin ve diğer arkadaşların katkıları sonucunda yazıyı bir kaç gün içinde revize edeceğim.
Bu arada;
@ Murat Bey
Telif himayesinden faydalanmak için tacir, esnaf ya da kayıtlı bir sanatçı olmaya gerek yok. Herkesin fikir ve sanat eserleri mevzuat kapsamında korunuyor.
@Birol Bey
İsveç'te çektiğiniz fotoğrafları alenileştirmiş, yayınlamışsınız. Yani bunlar artık anonimleşmiş eser. Bu eserler hakkında Yasa'ya göre sadece mali haklarınız var. Kaynak ve sanatçıyı açıklayarak bunlar ticari amaç taşımaksızın, başkaca kazanca konu yapılmaksızın, deforme edilmeksizin başkaları tarafından da amaca uygun olarak yayınlanabilir. Fakat başkaca mahsurlu bir içerikte, eseri ya da sanatçıyı tahkir edici - zarara uğratıcı şekilde yayınlanamazlar. (Örneğin siyasi grupların ideolojik yayınlarında vs. izniniz olmaksızın kullanılamaz. İzniniz olmaksızın hiç bir şekilde maddi kazanç konusu yapılamazlar).
Burada yayınladığımız ve alenileştirdiğimiz eserlerle ilgili en önemli sorun şu. Bilhassa WEB uçsuz bir umman.. Birileri kaynak vs. göstererek ve mevzuata uygun bu içeriği paylaşsa bile yarın İsveç'te bir dükkanda izinsiz olarak o fotoğraflardan basılmış kartpostallar da görebilirsiniz. Dolayısıyla statik olmayan veri - bilgi akışının olduğu bir alanda "telif ihlali"nin yahut "telif suçu"nun nerede başladığını belirlemek çok güçtür. Birileri "download" edip, değiştirip bambaşka ve çok sakıncalı amaçla bu fotoğrafları kullanabilir.
Bu sebeple çok elzem değilse paylaştığımız görüntüleri düşük çözünürlüklü yahut yarı şeffaf logo ile görüntü yüzeyinin damgalanması vs. suretiyle paylaşmakta fayda var.. (Bunlar da elbette görece işe yarayabilecek önlemlerdir).
Konu bohemiantirad tarafından (02.November.2012 Saat 10:44 ) değiştirilmiştir.
"Öğrenmek Benim Mutluluğumdur.." (Orhan Hançerlioğlu)
estağfirullah abi ne demek
bu arada bir ekleme yapayım acizane, ctrl + alt + i ile baskı pikselini 20 falan yaparsanız en azından baskı alınmasının önüne geçmiş olursunuz.
örneğin 800x600 piksel ve 10 dpi gibi bir değerle kimse bundan baskı alamaz, alsa da çamur olur
yine örneğin 800x600 piksel 400 dpi fotoğraf çok rahatlıkla baskı alınır ve kullanılır
Cevaplarınız için çok teşekkür ediyorum. Konu çok iyi oldu gerçekten iyiki böyle bir konuya el attınız kimse doğru düzgün bilmiyordu hep yarım yamalak bilgiyle konuşuyorduk. Somut örnekler de konuya anlaşılırlık katıyor.
ayrıca Halil Bey'in dediği dikkatimi çekti pixel ve dpi oranı. Diğer bir soru da nette fotoğraf paylaşacaksak nasıl paylaşalım. Mesela bu zamana kadar exif bilgilerimi hiç silmedim ben , ama dpi düşürüp exif bilgilerini silip 800x600 lük bir fotoğraf paylaşmak daha mı iyi ?
Canon 550D | EF-S 18-55mm f/3.5 - 5-.6 IS | EF-S 55-250mm f/4 - 5.6 IS | EF 50mm f/1.8 | Extension tube | Vanguard MK-4 Tripod
Halil İbrahim DURAN, değerli meslektaşım Av. Güçlü ÇETİNKOL, Greeneye nickli üyemiz ve sevgili Aydın Tuna'nın izahatları doğrultusunda Fotoğraf ve Telif başlıklı yazımıza çeşitli açıklamalar eklenmiştir. Emeği geçenlere ve okuyanlara çok teşekkürler...
"Öğrenmek Benim Mutluluğumdur.." (Orhan Hançerlioğlu)
Yazının tamamnı okumadım ama fotoğraflarımızı nette yayınlamadan önce bir Digimarc üyeliği satın alıp lisanslama işlemi yapmak (photoshop'da standart plug-ins'dir) en emin yoldur.
Herkese Merhaba;
Benim merak ettiğim bir konu var ve onu araştıryorum. Bir fotoğrafımı internette birçok sitede kullanıldığını gördüm, bunların bazıları kişisel blog bazıları, şiir siteleri bazıları video içinde ve bazıları da online dergi niteliğinde bayanlara yönelik yayın yapan haber siteleri. Arap, Özbek ve Azari siteleri dahil.
Şimdi en son kanunlar ne der bilmiyorum. Ben bu yayımlanan fotoğraflardan Telif alabilirmiyim ve her bir site için ayrı ayrı mı dava açmalıyım ?
reklam alan haber siteleri bunu kullandıkları makale üzerinden maddi yarar sağlamış olmazlar mı ?
Teşekkürler..
Onur Bey yazıyı keyifle okudum, Elinize Sağlık
parantez içindeki bölümler sonradan eklenmiştir.
******
Sevgili Meslektaşım..
(Amatör olarak, sevgili meslektaşım; profesyonel olarak, Sayın Avukat Bey,)
Yazınızı, sonuna kadar okudum. Ancak bu konuda eksik bir bilgi (değerlendirmeniz) olduğunu üzülerek görüyorum.
Belli ki 5846 sayılı FSEK Kanunu'nu diğer tüm fotoğrafçılar (hukukçular) gibi siz de eksik yorumlamışsınız..
Yasanın eser tanımları oldukça açık.. Mükemmel demiyorum ama "şimdilik olmak kaydıyla" az da olsa yeterli.
Tam olarak bu konuyu değil ama bağlantılı olan "konuları" irdeleyen şu yazımı lütfen okuyunuz.
Şimdi de aşağıya eklediğim FSEK'in tanımları yapan bölümünü lütfen tekrar okuyunuz..
****
B) Fikir ve sanat eserlerinin çeşitleri:
I – İlim ve edebiyat eserleri:
Madde 2 – İlim ve edebiyat eserleri şunlardır:
1. (Değişik: 7/6/1995 - 4110/1 md.) Herhangi bir şekilde dil ve yazı ile ifade olunan eserler ve her biçim altında ifade edilen bilgisayar programları ve bir sonraki aşamada program sonucu doğurması koşuluyla bunların hazırlık tasarımları,
2. (Değişik: 1/11/1983 - 2936/1 md.) Her nevi rakıslar, yazılı koreografi eserleri, Pandomimalar ve buna benzer sözsüz sahne eserleri
3. (Değişik: 7/6/1995 - 4110/1 md.) Bedii vasfı bulunmayan her nevi teknik ve ilmi mahiyette fotoğraf eserleriyle, her nevi haritalar, planlar, projeler, krokiler, resimler, coğrafya ve topoğrafyaya ait maket ve benzerleri, herçeşit mimarlık ve şehircilik tasarım ve projeleri, mimari maketler, endüstri, çevre ve sahne tasarım ve projeleri.
(Ek: 7/6/1995 - 4110/1 md.) Arayüzüne temel oluşturan düşünce ve ilkeleri de içine almak üzere, bir bilgisayar programının herhangi bir ögesine temel oluşturan düşünce ve ilkeler eser sayılmazlar.
II – Musiki eserleri:
Madde 3 – Musiki eserleri, her nevi sözlü ve sözsüz bestelerdir.
III – Güzel sanat eserleri:
Madde 4 – (Değişik: 7/6/1995 - 4110/2 md.)
Güzel sanat eserleri, estetik değere sahip olan;
1. Yağlı ve suluboya tablolar; her türlü resimler, desenler, pasteller, gravürler, güzel yazılar ve tezhipler, kazıma, oyma, kakma veya benzeri usullerle maden, taş, ağaç veya diğer maddelerle çizilen veya tespit edilen eserler, kaligrafi, serigrafi,
2. Heykeller, kabartmalar ve oymalar,
3. Mimarlık eserleri,
4. El işleri ve küçük sanat eserleri, minyatürler ve süsleme sanatı ürünleri ile tekstil, moda tasarımları,
5. Fotoğrafik eserler ve slaytlar,
6. Grafik eserler,
7. Karikatür eserleri,
8. Her türlü tiplemelerdir.
Krokiler, resimler, maketler, tasarımlar ve benzeri eserlerin endüstriyel model ve resim olarak kullanılması, düşünce ve sanat eserleri olmak sıfatlarını etkilemez.
IV – Sinema eserleri:
Madde 5 – (Değişik: 21/2/2001 - 4630/3 md.)
Sinema eserleri, her nevi bedii, ilmi, öğretici veya teknik mahiyette olan veya günlük olayları tespit eden filmler veya sinema filmleri gibi, tespit edildiği materyale bakılmaksızın, elektronik veya mekanik veya benzeri araçlarla gösterilebilen, sesli veya sessiz, birbiriyle ilişkili hareketli görüntüler dizisidir.
İşlenmeler ve Derlemeler (1)
****
Sizin de farkedeceğiniz üzere iki tür fotoğraftan bahis var.
İLK TANIM: Madde; 2-3. (Değişik: 7/6/1995 - 4110/1 md.) Bedii vasfı bulunmayan her nevi teknik ve ilmi mahiyette fotoğraf eserleriyle, her nevi haritalar, planlar, projeler, krokiler, resimler, coğrafya ve topoğrafyaya ait maket ve benzerleri, herçeşit mimarlık ve şehircilik tasarım ve projeleri, mimari maketler, endüstri, çevre ve sahne tasarım ve projeleri.
İKİNCİ TANIM: Madde; 4-5 Fotoğrafik eserler ve slaytlar
..........
Şimdi gelin birlikte üzerinde düşünelim..
Hepimizin ve avukatlarımızın düştüğü hatanın en büyüğü; fotoğraflarımızın tamamını "sanat eseri" olarak görmemizdir.
Halbuki tüm fotoğraflarımız sanat eseri değildir. Bazıları sanat eseri olabilir, bu yoruma muhtaçtır. Bazıları ise sanat eseri değildir.
Peki o halde nedir?
İşte yasanın burada bize bir tanım daha koymasının nedeni de budur..
Sanat eseri olamayacak fotoğraf "teknik mahiyette fotoğraf" olarak yorumlanır.
Meselenin bamteli burasıdır.
Bütün fotoğrafçı zevatı nedense burayı hiç okumuyor, yada okuyor da anlamıyor..
Artık bazı bilirkişiler - çok olmasa da - bu maddeyi işler hale getirmeye başladılar..
Fakat yanlışlık avukatlarda başlamaktadır.
Dava dilekçesi yazılırken - buraya dikkat - fotoğrafçı nesnel bir şekilde taraf olmadığından avukatlarda kolaycılığı kaçarak "sanat eseri" kavramı üzerinden davalarını kurmakta ve hemen ilk adımda mahkeme de bilirkişiye bu fotoğraf "sanat eserimidir?" diye sormaktadır.
İşini bilen bilirkişiler bu soruya "hayır efem, bu foto sanat eseri değil; ancak teknik eserdir yanıtını vermekte, fekat hakim kişi önündeki dosyada dava sanat eseri kavramı üzerinden kurulduğu için de; davayı ya reddetmekte ya da biraz vicdan sahibi ise, teknik eser kavaramı üzerine yürütmektedir...
(Sizin de bana katılacağınızı düşünerek) Burada unutulmaması gereken şudur, hukuk vicdanla değil, kurallarla yürür.
O nedenle en önemli gerekillik, davanın doğru iddialar üzerine kurulması gerekliliğidir...
Saygı ve sevgiyle,
Mustafa Turgut
(Yazanın notu: Uzmanlık alanınız olan bir konuya haddim olmayarak burnumu sokup görüş bildirdiğim için özür dilerim.
Bu işten çok canım yandığı yıllar içinde bu konunun en önemli takipçilerinden birisi oldum. Birileri "TELİF" lafını ettiğinde saçlarım diken diken oluyor...)
Konu custo tarafından (15.December.2013 Saat 11:37 ) değiştirilmiştir. Sebep: eksik okuma