Ankara,
Uzun zamandır şehrin içinde dolaşmamıştım, arkadaşımla beraber, içimizde gece çekimi yapma isteği doğunca akşam 10:30'dan sabah 03:30'a kadar dolaştık. Ankara'nın (görsel ve her açıdan) ne kadar yavan, vasat ve hatta beş para etmez bir yer olduğunu unutmuşum, bu gece tekrar hatırlamış oldum.
Ne umduk:
Güzel görüntüler, bol ışık, hoş mekanla, renkli insanlar vs.
Neler bulduk:
Her güzel şeyin önünde kocaman direkler, tabelalar, ağaçlar.
Saat 12 den sonra gidin yatın artık ne işiniz var buralarda diye söndürülmüş aydınlatmalar.
Durduğumuz her yerde «bu salaklar ne yapıyo burada» diye bakınan polisler (mübalağa değil, 5 küçük otobüs dolusu polisi, hazır olarak gecenin 3'ünde bir arada hiçbir yerde göremezsiniz, Ankara hariç),
Sınır tanımayan askerler (biz opera kö
prüsü üstündeyiz ve 500 metre ileride resim-heykel müzesinin önünden el feneri ile bize gidin buradan diye işaret veriyo)
Meraklı güvenlik görevlileri. (ufacık bir binadan 8-10 tane güvenlik görevlisi çıktı, onlar bize bizde onlara inanamadık. Not: merkez bankası değildi
)
Alkol duvarını duble aşımış insanlar ve tabiiki memleket gerçeği tinerci kardeşlerimiz.
Bu yazıyı kendime hatırlatma olarak yazıyorum, tekrar dolaşma isteği gelirse , okuyup vazgeçmek için.
Bekle beni İstanbullllllllllllllllllll....................... ..