Şimdi bazı noktaları doğru bazı noktaları yanlış kabul ederim.
Fotoğraf konusunda anlaşamadık kimseyle. Örnek bir fotoğraf şu an için gösteremesem de şöyle anlatayım. Semboller, renkler, işaretler, yazılar, sayılar vs
her biri bir anlam taşır. Ama örneğin senin 12 sayısından algıladığın 12 saat ya da 12 ay ya da 12 hayvanlı türk takvimi olabilir. Üç tane sayydım şimdiden. ama ben 12 deyince 12+1 havari aklıma gelir, 12. Gezegen kitabı(zecharia Sitchin) gelir, Yer altı Tanrısı Hadesi'in 12 görevi gelir vs.
Altı üstü bir sayı lan diyenler vardır. Ben fotoğrafta 12 görünce sayıların mitolojisi ya da sayıların anlamı aklıma gelir. 12= 1+2 =3 İsis, Horus, Osiris, Ya da Baba oğul kursal ruh ya da Allah'ın hakkı üçtür deyişi gelir aklıma.
Bak hala altı üstü bir sayı 12 Lan işte diyenleri duyabiliyorum. Bunu biraz daha okuyup dallandırabilirim. Kimilerine saçma gelmiştir bu tarz topla çıkar. Özellikle bir siyasetçinin 40. yıl kutlaması gibi saçma değil ama. Bunlar bir nevi sayı bilimi, mitolojisi, tarihi diyeyim.
İşin özü ufacık bir sayı bile onlarca farklı görüşü destekleyebilir ki siz varın düşünün bir fotoğraf kaç tane düşünceye tabii.
Ben manzara fotoğrafından da sayılar vs farklı görüşler savunabilirim. Bunun sonu yok ama.
Gelelim abi senin sözüne.
"Yada yine senin zaman zaman Halil İbrahim Duran'ın her mesajına ters yazı yazma huyun gibi otomatiğe bağlamış bir grup davranışı da var."
Şimdi burada bir imla hatası var. Ben yapmıyor değilim ama anlamı değiştirdi.
Bu benim bir grup davranışım mı yoksa benimle birlikte böyle bir grubun davranışı mı? Çözemedim.
Evet benim bir takım davranışım var. Ama her defasında bunu soru sorarak karşımdaki kişiye anlatmaya çalışıyorum. Hiçbir düşüncemi, dinimi dilimi ırkımı empoze etmeye çalışmıyorum. Doğru ile gerçek birbirinden ayrıdır. Ben bir bardağı alıp yere döktüğümü söylesem siz de bunun görseniz suyun yere dökülmesi gerçek bir olay olur ama doğru değildir. Çünkü halı ıslanır.
Bir de kime göre neye göre doğru sorularını soruyorum genelde dikkat ettiysen. Eğitimcisin bilirsin. Buluş yoluyla öğretme metodu. karşındaki öğrenciye sorular sorarsın ve sorduğun sorular ile doğru yolu buldurursun. Ama dikkat ediyorum da herkes burada sunuş yoluyla öğretme metodunu kullanıyor. Aynı konferans gibi. Biri anlatır diğeri dinler.
Ama Forum bambaşka bir şeydir. İçinde sorular ve cevapların dışında eleştiri ve tartışma da olabilir.
Kendimi beğenmesem de ben de bir eğitimciyim abi unutma ya da bunu duyanlar artık unutmasın. Her eğitimcinin farklı görüşüne sagı duyarım ama katılmak ya da bunu açıkça FORUM ortamında zikretmesini izlemek zorunda değilim. Sosyal medya denen şey var. Bahsettiğin kişi orada da kendinden bahsedebilir; ama burayı tercih etme sebebi nedir?
Bu konuşmaların sonu yok. Belirli kurallar bir kişinin kafasına estiği gibi koyulmuyor bunu sen de biliyorsun abi. Bunu bile bile beğenmediğiniz söylemek doğru yanlış bilemem ama bizde şu var. Teşvik ve eleştiri hep kötü yönlü. Yani yapmazsan sana çikolata almam demekle aynı bir çocuğa. Halbu ki ödevlerini yaparsan sana çikolata alırım demek de var ki çocuğun anladığı zaten ben yapmazsam bana kimse çikolata almayacak olur.
Bak bu tarr davranış derslerini elbetteki eğitimci olarak almışındır. Gelişim öğrenme derseleri eğtim fakültesi 1-2. sınıf dersleri. Koşullanma oalrak da geçebilir konu başlığı.
iyi yönde teşviğe eyvallah ama bir çözüm önerisi sunmadan yapılan eleştiri ve yakınma bir nevi hiç kimseye yararı olmayan davranıştır bana göre. Bu kuralı şöyle değiştirsek nasıl olur diye bir küçük 1dk lık sunum yapsan bir mesajında ya da özel mesajında hiçbir sorun çıkmaz ve değerlendirilir zaman bulundukça.
Yukarıda eklediğim cümleni de hiç tasvip etmedim ayrıca abi. Ben kimse ile bir kişi, şahıs , insan hakkında ulu orta laf söylemem. Bu = dedikodu demektir. İnandığım şeyler çercevesinde doğru olmyan davranıştır. Neler olduğunu bir şekil anlatırım. ne tarafları yanlış gördüğümü benim de nerelerde yanlış yaptığımı söylerim. Forum ortamında yeri değil burası sosyal medya değil. Burası fotoğraf forumu orası her şeyin söylenebildiği bazen abzürt bazen gerekli bir mecra.
Bu arada söyledim de. Onu da belirteyim.
Bazı şeylerde de taraftar olmak ile fanatikliği karıştıran insanlardan haz etmem.
Bana tribünlerden atılan bir şişe ile laf çarpmak aynı anlamı ifade ediyor. Birisi ruhunu birisi bedenini zedeliyor. O yüzden taraf tutarım ama fanatiklik boyutuna çevirmem. Ta ki iş bana yapılmasını istemediğim şeyler bana yapılana kadar. Gerekirse karşımdakinin seviyesine şöyle bir bakar lafı ona göre çarpar sonra da geri çekilmesini bilirim.