Sayın Acemy,
"Bom Boş" yorumumun altını doldurayım o halde..
Bahsi geçen Canon EF 8-15mm f/4.0 L lensin imaj karakteristiği yarım küresel bir imajın, küre orta kesitine izdüşümüdür..
Dolayısıyla FF gövdelerde 8mm den itibaren 15mm'ye kadar bu izdüşüm sensör üzerinde kadrajı dolduracak şekilde genişler.. Ancak küresel distortionda* bir değişiklik olmaz yani hep küresel bir bozulma vardır..
Balık gözü lensler de 4 kategoride incelenirler:
- equidistance
- equisolid açılı
- stereographic
- orthogonal
İlk iki versiyon daha sıklıkla kullanılan tiplerdir. (Bu matematiksel ifadeler akademik dilde de çoğunlukla aynı şekilde kullanılmaktadırlar)
Bahsi geçen Sigma Balık-Gözü lensler "Equisolid Açılı" lenslerdir.. Arzu edilir ise bu matematiksel ifadeler ve optik karşılıkları hakkında da bilgi verebilirim..
Ancak bahsi geçen 8-16mm ve 12-24mm Sigma lensler bambaşka bir imaj karakteristiğine sahiptirler..
Bu lensler küresel değil, rectilinear** imaj taklidi yapmaya çalışan lenslerdir..
Yani 0 distortion hedefli lenslerdir.. Daha anlaşılır bir ifade ile pin-hole kameraların imaj oluşumu mantığı ile çalışan lenslerdir..
Rectilinear lensler 100 derece üzeri görüş açılarının üzerine pek çıkamazlar..
Sigma 8-16 ve 12-24 lensler de piyasadaki en geniş açılı rectilinear lenslerdir..
Dolayısıyla lenslerin odak uzaklıkları ile konuşmak yanlıştır..
Öncelikle lensin sınıfı bir ayrımdır...
Kaldı ki ayni odak uzaklığına sahip rectilinear lensler de aynı görüş açısını vermek zorunda değillerdir..
Örneğin; Sigma 8-16mm lens 8mm'de 121.2 derece diagonal*** görüş açısı verirken, 12-24mm lens 12mm'de 122 derece diagonal görüş açısı verir...
Dolayısıyla mimariyi ölçekleseniz de ışığın kontrolü o kadar basit değildir..
Örneğin; Canon EF 50mm serisi (f/1.4-1.8-2.5) diagonal olarak 46 derece görüş açısı verirken bu değer Sigma 50mm lenslerde 46.8 derecedir...
Dolayısıyla tercihler ile ilgili odak uzaklıkları, görüş açıları tek başlarına karar kriterleri değildir...
Genç heyecanınızı takdir ediyor ve Canon EF 8-15mm f/4.0 L lensinizi başarı ile kullanmanızı temenni ediyorum..
Ancak mesleğinizi, çalıştığınız firmayı ve aldığınız eğitimi de dikkate alarak ifadelerinizde, hele ki yazılı ifadelerinizde, çok daha dikkatli kelimeler kullanmanızı tavsiye ederim...
Malum yazılı iletişim bazen çok acımasız neticeler doğurabilir...
Türkçeleri ile İngilizce karşılıklarının kelime anlam yoğunluğu açısından tam örtüşmediğini düşünüp, o sebeple İngilizce orijinallerini kullandığım kelimeler..
* distortion: çarpılma, bozulma
** rectilinear: düz çizgili
*** diagonal: köşeden köşeye