evrendemir Nickli Üyeden Alıntı
Emeğinize sağlık mutlaka daha iyileri gelecektır,
aşağıdaki yazı doğrumudur bilmem ama, yapılan röportajınızda yer alan simitcinin ileride nerede olacağı belli olmaz.
Alıntıdır (yazı aynen verilmiştir)
------------
basketbolcu Hidayet eşiyle birlikte, Eminönü'nde geziyordu. Once akvaryumculari dolastilar, Kapalicarsi, Nuriosmaniye,Yerebatan Sarnici, Ayasofya, Sultanahmet, Topkapi Sarayi, Gulhane Parki, Yeni Caminin onune kadar geldiler. Orada bagira bagira simit satan bir cocuk vardi. Basketbolcu birden durakladi...
Sonra simitciye yaklasti:
- Simit'in kaca koc ?
- 300 bin abi.Citir citir....
- Tezgahta kac simit var ?
- 70-80 tane var herhalde...
- Hepsini alsam ne tutar ?
- Seksen desek 24 milyon.
- Al sana 30 milyon... Farzet ki hepsini aldim...
-Sagol abi... sagol...
Basketbolcu uc onluk cikartip simitcinin onune birakti. Esi saskindi.
Uc bes adim yurumuslerdi ki esine yaklasip fisildadi.
- Hidayet sen deli misin ?
- Yooo
- Peki yemedigimiz simitlerin parasini niye verdin ?
- Bosver sorma.
- Diyelim ki soruyorum. Hem de israrla soruyorum.
- Oyleyse soyleyeyim.
- Lutfedersiniz beyefendi.
- Tablanin kenari dikkatini cektimi ?
- Hayir.
- Baksan gorecektin. Tahtaya bir isim kazinmisti.
- Nasil bir isim ?
- Hidayet !
- Yoksa ?
- Evet o tezgah, eskiden benimdi.
Bu hikayeyi hidayet tv8 de katildigi bir programda kendisi anlatmistir..