Bugün dün bugün bir çok arkadaşım ile görüştüğümde bahsi geçen kışlanın eski hali ile ilgili ve bahsi geçen projenin beklenen sonucu hakkında görsel bilgi sahibi olmadıklarını gördüm.
Bende tarihe ve konuya vesika teşkil etmesi açısından böle hk. kısa bir bilgi ve imaj desteğinin faydalı olacağını düşündüm...
Sanat tarihi uzmanı, İstanbul üzerine çalışmalarıyla tanınan ve 100 bine yakın fotoğraf arşivi bulunan, Süleyman Faruk Güncüoğlu'nun ağızından, Star Gazetesi'nde yayınlanan röportajda, Topçu Kışlası;
Sultan Abdülmecid döneminde yapılan, 1860-1908 yılları arasında 1. Topçu Alayı Kışlası olarak bilfiil kullanılan ve 1938'de yıkımına karar verilen Topçu Kışlası hakkında bir bukle bilgi...
İstanbulluların gitmeye korktuğu Taksim bölgesi, 1920'den itibaren çekim merkezi oluyor, dönemin gökdelenleri denilebilecek 6 katlı apartmanlar inşa edilmeye başlanıyor ve kentin elit kesimi yaşamaya başlıyor. Bu çekim alanı karşısında Topçu Kışlası'nın vaziyeti ve etrafındaki eklentiler, ciddi bir sıkıntı doğuruyor. Kışla ayrıca eroin ticareti ve afyon işlenmesi için kullanılmış. Burası, 1933'e kadar devletin gözetiminde ve devlete gelir sağlayacak bir unsur olarak, hem Türkiye'de yetiştirilen afyonun işlendiği hem de İran üzerinden Afganistan'dan gelen eroin ve afyonun Kasımpaşa'dan gemilere yüklenerek Avrupa'ya ve Amerika'ya yönlendirildiği yer.
Eroin işlenmesi, Milletler Cemiyeti'nin notaları ve baskıları sonucunda 1933'te yasaklanmış ama 1937'ye kadar gayri resmi devam etmiş. Kışlada, 2.Abdülhamid'i tahttan indirmek için 24-25 Nisan 1908'de yaşanan ve tarihe Tarihe 31 Mart Vakası olarak geçen olaylarda birçok masum asker katledilmiş. Kışla, İstanbul'un işgali yıllarında da işgal kuvvetleri tarafından kullanılmış. Kışla, Anadolu'da bağımsızlık savaşı veren ordumuza ve halkımıza yardımcı olanların tutuklanıp getirildiği ve işkence görüldüğü bir yer. Bu nedenle eski İstanbullular buraya pek iyi gözle bakmazlardı. Hatta yaşlı insanlar o dönemde önünden geçerken şehit edilenler için bir Fatiha, üç İhlas suresi okurdu.
Bunların hiç birinin hatırlanmaması için 1938 yılında Topçu Kışlası'nın yıkılmasına karar verilmiş ve 1939'dan itibaren buna başlanmıştır. Yerine de Paris'teki örnekleri gibi Gezi Parkı yapılmasının kararlaştırılmıştır. Yanında birçok basket sahasının olacağı, birçok spor tesisleri, dağcılık kulüplerinin yer aldığı büyük bir parkın uzandığı Gezi Parkı, bugünkü ile sınırlı değildir. Gezi Parkı, bugünkü Ceylan ve Hilton otellerinin olduğu alanlarda dahil olmak üzere Harbiye'deki park alanına ve Dolmabahçe'nin sırtlarındaki alana kadar uzanan bir bütün olarak tasavvur edilmişti. Burası İstanbullular için önemli bir teras alanıydı. Yapılan güzellikleri dejenere etme noktasında gerçekten bir numarayız, o güzelim parkı bugün güdük ve anlamsız bir Taksim Meydanı ve parkı haline dönüştürmüş haldeyiz.
Topçu Kışlası'nın iç avlusunun, o dönemde bir spor dergisi yayımlayan Çelebizade Said Tevfik Bey'in önerisi üzerine 1920'den itibaren stadyum haline getirildiğini belirten Göncüoğlu, şunları kaydetti:'Taksim Stadyumu, 18 yıl İstanbul sporuna hizmet etmiştir. Türk Milli Futbol Takımı ilk maçını 26 Ekim 1923'te Romanya'ya karşı bu stadyumda oynamıştır. Maç 2-2 berabere sonuçlanmıştır. Güreşte ilk milli karşılaşma olan Balkan Güreş Şampiyonası, atletizmde ilk milli karşılaşma Balkan Atletizm Şampiyonası, bisiklette ilk milli karşılaşma Türkiye-Bulgaristan müsabakası ve binicilikte ilk milli müsabaka Türk-Bulgar milli konkurhipikleri burada yapılmıştır. 1923 ile 1936 yılları arasında Türkiye Milli Futbol Takımı'nın 9 maçına ev sahipliği yapan eski kışla binası, futbolun dışında güreş, atletizm ve bisiklet yarışlarının da düzenlendiği yer olmuştur. Taksim Stadyumu, yaklaşık 8 bin kişi alabiliyordu.
Türk futbol tarihinde ilk gece maçı 9 Eylül 1933'te saat 21.00'de burada oynanmıştı. Fenerbahçe-Beyoğluspor arasındaki karşılaşmayı, saha kenarına dikilen direkler arasında sallandırılan donanma ampulleri aydınlatıyordu. Fenerbahçe'nin 4-2 kazandığı maçta ilk golü Fenerbahçeli sağ açık Küçük Fikret (Kırcan) atmıştır. En keskin gözlerin bile zor gördüğü bu gece maçının ilginç yanlarından birisi de Fenerbahçe takımında hayli miyop olduğu halde gözlüksüz oynayan üç futbolcunun bulunmasıydı. Bu futbolcular Şevket Soley, Fikret Arıcan ve Orhan Menemencioğlu'ydu.
Kışlanın bugün yerinde olan parkın durumu ise:
Hükümet tarafından kabul gören Taksim yayalaştırma projesinin Taksim Gezi Parkı ayağı ile ilgili görseller ise:
Bölge hakkında Radikal Gazetesinde, Ayşe HÜR tarafından kaleme alınan, "Bölge Hk. 10 soru 10 cevap" başlığında faydalı bir yazının da dökümü şu şekildedir:
1) Topçu Kışlası’nın bulunduğu Taksim, hangi padişah zamanında, hangi amaçla kuruldu?
Taksim Meydanı, 1730-1754 yılları arasında padişah olan I. Mahmut tarafından yaptırıldı. Yapımı, 1732 yılından 1739 yılına kadar sürdü. Adı Taksim Maskemi’nden (su dağıtma sarnıcı) geliyor. Amaç, kentin kuzeyindeki ormanlardan gelen suyun çeşitli bölgelere dağıtmaktı.
2) Topçu Kışlası meydanın neresine inşa edildi?
Bugün Taksim Parkı ya da Gezisi denilen bölgede eskiden geniş bir çayırlık içerisinde Ermeni mezarlığı ile Ayaspaşa’da Müslüman mezarlığı vardı. Kışla buradaki geniş alana, 1803-1806 yılları arasında inşa edildi.
3) Kışlanın mimarı kimdi?
Kirkor Balyan olduğu sanılıyor.
4) Mimari özellikleri neydi?
Hint ve Rus mimarisinden esintiler taşıyordu. Ana gövdesi iki katlı, soğan kubbeli ve kule görünümlü, köşeleri ise üç katlıydı.
5) Kışlanın inşasından sonra bölgede ne tür bir yapılanma görüldü?
1839-1861 yılları arasında padişahlık yapmış olan Abdülmecid döneminde bugün İTÜ’nün Taşkışla Binası olarak bildiğimiz Mecidiye Kışlası ve bu kışladaki topçu subayları için Gümüşsuyu Askeri Hastanesi inşa edildi. 1861-1876 yılları arasında padişahlık yapmış olan Abdülaziz zamanında ise Gümüşsuyu Kışlası yapıldı, askerlerin talimi için Talimhane kuruldu.
6) Yapıların tümünün askeri amaçlı olduğu görünüyor. Bu durum bölgenin yapısını nasıl etkiledi?
Evet. Ortaya çıkan tablo, bölgenin sosyolojik dokusuna hiç uymuyordu. Bugün Galata – Beyoğlu dediğimiz Pera bölgesinde ve bugün Kurtuluş dediğimiz Tatavla’da gayrimüslimler, levantenler yaşıyordu. Bu kesimler, askeri değil, sivil bir grubun temsilcileriydiler.
7) İki taraf arasında nasıl bir denge kuruldu?
1870 yılında Ermeni mezarlığı Şişli’ye taşındı ve açılan bu alanda bu kesimlerin eğlence ihtiyacını karşılamak için askeri yapıların arasında bazı eğlence mekanları sıkıştırılmaya çalışıldı. 1913 yılında elektrikli tramvayla Beyoğlu’nun Şişli’ye bağlanması Taksim’in önemini biraz daha artırdı ama burası hala geniş ve tanımsız bir alandı.
8) Kurtuluş Savaşı’ndan hemen sonra düşman işgalinin ortadan kalktığı İstanbul’da Topçu Kışlası’nın durumu neydi?
1921’de kışlanın içine bir futbol stadyumu inşa edildi. Cumhuriyet’in ilk yıllarında mimari hamlelere devam edildi. Milli Takım’ın ilk maçı 1923 yılında burada oynandı. Aynı tarihlerde, Ayaspaşa Müslüman Mezarlığı kaldırıldı ve yerine apartmanlar dikildi.
9) Cumhuriyet döneminde Taksim Meydanı nasıl değişikliklere uğradı?
Taksim Meydanı için İtalyan Heykeltraş Pietro Canonica’ya bir ‘Cumhuriyet Abidesi’ sipariş edildi. Anıt, 8 Ağustos 1928’de TBMM Başkanı Kazım (Özalp) Paşa tarafından açıldı. Bundan böyle Taksim Meydanı, Osmanlı döneminde devlet ricalinin ve halkın karşılaştığı en önemli kamusal alanlar olan Sultanahmet ve Beyazıt meydanlarının işlevini yüklenecekti.
10) Topçu Kışlası kim tarafından nasıl yıkıldı?
1936’da İstanbul’u yeniden tasarlamak üzere davet edilen Fransız mimar Henri Prost, iyi yıl içerisinde Beyoğlu yakasının nazım planını hazırlamıştı. 1940 yılında vali, Belediye Başkanı ve aynı zamanda CHP İl Başkanı olan Lütfü Kırdar, Prost’un kentsel tasarım projesi çerçevesinde Taksim’de radikal değişiklikler yaptı. Ve öncelikle 31 Mart Olayları sırasında bazı bölümleri tahrip olan Taksim, diğer adıyla Topçu Kışlası yıkıldı.