CanonTURK Foruma Hoş Geldiniz.
Toplam 14 adet sonuctan sayfa basi 1 ile 14 arasi kadar sonuc gösteriliyor
Like Tree26Likes
  • 2 Post By tunapala
  • 1 Post By evirgen2008
  • 4 Post By evirgen2008
  • 2 Post By evirgen2008
  • 5 Post By tunapala
  • 2 Post By ermanatasoy

Konu: Oguz Cengizhanoglu | OLUMSUZ

Konulanmış Görüntüleme

  1. #1
    evirgen2008 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    CanonTURK Üyesi

    Status
    Offline
    İsim
    Ömer Alp Evirgen
    Makina:
    5D Mark II+
    Üyelik tarihi
    15.November.2010
    Nereden
    Ankara-Kırıkkale-İstanbul
    Yaş
    34
    Mesajlar
    3,872

    Standart Oguz Cengizhanoglu | OLUMSUZ

    Hiç düşündünüz mü fotoğrafın aşk olup olmadığını?

    Ben düşündüm. Ama cevabı yazının sonunda vereceğim... Siz de bu arada tahmin yürütün ve olayları kendi açınızdan ve LÜTFEN AMA LÜTFEN EMPATİ YAPARAK DEĞERLENDİRİN.


    Makro maceralarımı bilmeyen kalmadı zannediyorum. Makro tamamiyle bir aşk benim için...Bundan eminim. Belki de başıma gelen her şey bu aşkı aldatmak istememden ötürüydü. Kİm bilir?


    Dedim ki ben portre de çekerim(?). Çekerim abi niye çekemeyim? Teknik olarak az-çok brşeyler biliyoruz e ekipman da var. Model de bulunur illaki... Tamam dedim kendi kendime. Biraz da portrede geliştireyim kendimi... Gittim flaş falan aldım Oğuz Cengizhanoğlu(oguzceng)'ndan. Sağolsun ucuz verdi. Ya da her zamanki gibi aceleci tavrım yüzünden bana öyle geldi. Sebep ne olursa olsun durumdan memnundum ve önemli olan buydu benim için. Sonra reflektörler eklendi tutacak adam bulma derdi vardı bu sefer anında vazgeçtim. Murat(Samhain) bilir, ne aradım ebayda, ne videolar izledim Youtube'da reflektörler için. Hatta beraber sipariş verecektik de ben vazgeçtim sonraları... En büyük problem çünkü ışıktı portrede makroda da olduğu gibi. Ama lokal bir alan aydınlatması olan makronun aksine daha genel bir ışık lazımdı bana. Bunu da flaşla çözmüştüm. Ya da öyle sanmıştım...

    Uzun bir süre flaşlı çekimler yaptım. Portre iyi gidiyordu gayet. En azından artık daha mantıklı ve makul fotoğraflar çekiyorum portre adına. Ama hala çok büyük ışık sorunum vardı. Bunu da aşmak için tek çarem kalmıştı geriye: Paraflaş. Youtube'dan sıklıkla takip ettiğim bir fotoğrafçı vardı o zamanlar. Adam paraflaşla öyle şeyler yapıyordu ki kime göstersem videoyu ağzı bir karış açık, "vay anasını" diyordu. Beni de gaza getiren adam kendisidir. Günde 5-10kez izlemeye başladım artık her bir videosunu. Kendi kendimi gaza getirip durdum paraflaş almak için. Ve süreç başladı:

    Beni tanıyanlar bilir. Eskiden durumum iyiydi. ODTÜ etiketi ile yaklaşık 600-700lira bursum vardı aylık. Sonra, gonul derdine dustum. Takdir edersiniz ki İstanbul-ANkara arasını her hafta git-gel yapmak insanı her yönden yoruyor. Haliyle derslerdeki düşüşler burslara yansıdı ve geçen sene tam anlamıyla sıfır noktasına indim. Bütün burslarım jiletle keser gibi kesildi.Okulun da uzaması cabası... Ama bu yazıyı okuyorsan eğer bilki canın sağolsun. Neyse konumuza dönelim. Durum bundan ibaret iken ekonomik olarak, paraflaş benim için ciddi bir masraftı hem de çok ciddi. Çünkü ben bunları içerde değil, zor olanı seçip dışarda kullanmak üzere alacaktım. Bu demekti ki bir de akü lazımdı bana. Neyse, Allah kerim dedim ve başladım para bulmaya...

    Ekonomik olarak gelir ve gideriniz belli ise, yapacak iki şey vardır para biriktermek için. Ya giderleri kısarsınız ya da gider çalışırsınız. Ben ikisini de yaptım. Dersten çıktıktan sonra ufak tefek işlerde 50-100-150 lira paralar kazanarak ve "lan aç değilim aslında bi sigara yaksam keser beni" diyerek fedakarlıklarımla yaklaşık olarak 2000 lira biriktirdim.Peki ne için? Bir aşk uğruna mı?

    Paraflaşlardan çok fazla anlamadığımı az-çok bilirsiniz... Zaten her zaman demişimdir yine diyorum: Bir fotoğrafçı sadece bir dalda uzmanlaşabilir. Ki bu bende makroydu aşikar bir şekilde. O yolda ilerliyordum. Yine de uslu durmadım. Kendi kurallarımı yıkmak istedim. Başladım paraflaş aramaya aküsüyle beraber. Geçmişi şöyle bir kurcalarsanız forumda paraflaş aradığıma dair bir çok yazı bulacağınızdan eminim.Neyse, bu işlerden etrafımda en çok anlayan Oğuz Cengizhanoğlu'dur. Her türlü malzemenin nerde ucuz nerden tedarik edilir bilir. Akü de ayarlar bana dedim. Ki fazla geçmeden Facebook üzerinden mesaj attı. Aramız bu kadar iyi iken "abi abi abi" diye ben onu yere göğe sığdıramazken, insanlar birşey alacağı zaman "Oğuz abiye sor o blir" derken, asıl maceranın burda başladığını kim bilebilirdi ki?

    BU NOKTADAN SONRASINI LÜTFEN EKTE OLAN NOT DEFTERİNDEN OKUYUN. OLAYLARI YANLIŞ ANLATMAK YA DA EKSİK ANLATMAK GİBİ BİR ENDİŞEM OLMASINDAN ÖTÜRÜ FACEBOOK KONUŞMALARININ TAMAMINI KOPYALA/YAPIŞTIR YAPTIM.

    EKTE GöREMEYENLEr İÇİN İNDİRME LİNKİ:

    Dosyayı indirmek için buraya tıklayın - 117.8 Kb


    Okuduysanız şimdi burdan devam edelim...
    Şimdi artık konuya hakimsiniz ve doğrudan konuya giriyorum:

    Önce cevaplanması gereken sorularım var:
    -150$lık bir paraflaşı siz 550liraya satıyorsanız bundan zarar etme imkanınız yoktur. Dileyen konuşmadaki paraflaşı google'a yazıp fiyatlarını görebilir zaten...

    Artık hepimiz ebay nedir biliyoruz. Ve burdan bir mal getirmeye kalktığımız zaman 75$ı geçirmemeye dikkat ediyoruz. Eğer bir satıcı bu malı sizin adınıza getirip üzerine kendi karını da koyarak size satıyorsa, bu durumda her hangi bir gümrük işleminden sorumlu tutulabilir mi? Yani diyelim ki mallar gümrüğe takıldı. Bunun cezasını ve faturasını alan mı ödemek zorundadır? Biz de biliyoruz ebaydan sipariş vermesini. Ben senin karını koyarak bu malı bana satmanı istiyorsam bu riski göze alamamdan ötürüdür ve gümrükle ilgili bir sıkıntı olduğunda karışmak istememden ötürüdür. Yoksa yanlışım mı var ey CanonTürk ailesi(hakkaten bir aile olduğumuzu düşünen kaldı mı benden başka? Yoksa lafta hala aile ortamı mı mevcut? )

    Bu sorunun cevabını istiyorum evvela.

    Daha sonra ise şunu sormak istiyorum; "Ben üçün beşin lafını yapmam bilirsin." "Softboxunu aldım içinden." ve gördüğünüz üzere "Kargo benden" denmesine rağmen şaka değil bu mebla tam olarak 120lira kargo parasını ödetip,üstelik aynı kargoyu tekrar 37 liraya göndermem ve ücretini tekrar benim ödemem, daha sonra "Ben sana softbox vereyim" demekle benim malımı bana tekrar vermekle yani, "Bunlar için tutanağın var mı deyip işin içinden kurtula da bilirim...." diyerek ve artık mallar geri döndükten sonra satalım dediğimde "Abi tetikleyiciler de vardı. Onları da 50 liradan verebiliriz" cümleme "Onlar hesap dışıydı" diye kestirip atılmasındaki iyi niyeti arıyorum.... Lütfen bulmama yardım edin.

    Yazının tamamını okudu iseniz yurttan atılmamı da görmüşsünüzdür. Akünün patlamasını da... TÜm bunlardan sonra "1-2 hafta sonra öderim geri kalanını da " demesi ve bugün hala paramın (toplam ödediğim mebla 1750liradır.Bu sırada İTÜ yıllık çekimlerden kaybettiğim mebla yaklaşık olarak 1000lira olup bu işi tüm bu karmaşadan ötürü ERKAL KAŞIKÇI'ya devrettim.) 750 lirasını göndermemesi bunu geçtim, bahsettği 1100lüğü dahi hala göremem beni şu sonuca götürüyor: Bunca şeyden sonra sen eğer hala güvenebiliyorsan karşı tarafa, tam bir gerizekalısın. Evet dostar (?), sizce ben gerçekten gerizekalı mıyım?

    Son olarak şunu sormak istiyorum size. Siz benim yerimde olsanız ne yapardınız? Bir daha düşünün şimdi, toplu olarak vermiş olduğunuz 1750liranın size ödenmesinin 100lük 200lük ödendiğini düşünün. Atalar demişki, birlikten kuvvet doğar! Toplu paranız ile yapabileceğiniz onca yatırım, kapatabileceğiniz onca borcunuz duruken o paranın taksit taksit gelmesini düşünün. Ve şu soruya cevap verin: Bu paranın değeri ile o paranın değeri bir midir?



    Yukarda bahsi geçen şahıs ile bütün irtibatımı kesmiş bulunmaktayım şu an. Göndermemiş olduğu paramın 1 lirası helal olmasın. Nasiplenmek kısmet olmasın. Hakkımda ne derseniz deyin arkamdan, ben ortada bana karşı yapılmış çok büyük bir ayıbın olduğu düşüncesindeyim.

    Son olarak, size benden tavsiyeler;
    -Hayatta asla ama asla kimseye güvenmeyin. Özellikle de internetten tanıştıp samimi olduklarınıza.
    -Kim olursa olsun, ortada bir çıkarı yokken dostunuz olduğunu, 1 lira için sizi ne durumlara düşürebileceğini asla ama asla unutmayın.
    -Erkeklere özellikle tavsiyem, hiç bir kıza haddinden fazla değer vermeyin... Yarış atı zanneder falan diye bir laf vardı ama hatırlayamadım şu an ama anladınız siz beni...

    -Yaptığınız her işte empati yapmayı unutmayın. Karşı tarafı mağdur edecekseniz eğer, size yapıldığında ne hissedeceğinizi bir daha düşünüp öyle bu işe kalkışın...Yaptığınız zaman da şunu unutmayın: Sizden çıkmasa, çoluğunuzdan çocuğunuzdan çıkar diye bir söz var.

    -Asla ama asla aldatmayın! Bütün bunlar makroyu aldatmamdan ötürü oldu biliyorum. Ben aşkıma sadık kalamadım. Siz kalın.


    Ve geldik esas sorumuzun cevabına;

    Evet fotoğraf benim için bir aşk. Sonu gelmeyen, bitmek bilmeyen, kaprisli, elimi avcumu yiyen bir aşk...

    Ama ben bile diyorum ki artık, başlarım böyle aşkın ızdırabına!

    NOT: Konu altında, Facebook üzerinden, Özel mesaj yoluyla veahuyt herhangi bir iletişim şekliyle bu konu hakkında yorum yapmayacağınızı bilmenizi isterim. Bundan sonrası artık herkesin kendi vicdanıdır...











    Konu tunapala tarafından (17.May.2012 Saat 22:45 ) değiştirilmiştir.
    Gerekirse kefen başa sarılır.

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •