Her sefer fotoğrafa çıkarken; "Bu makina taşınır mı bu ne hamallık! " diyorum. Ama çekim anında ve sonrasında sonuçlara bakarken de iyi ki bu makinayla devam ediyorum diyorum. Bir de eğer çekime kendinizi kaptırdıysanız makinanın ağırlığını unutuyorsunuz bile.

Bir de bu tip büyük gövdeler belgesel tarzı çekim yapanlarınız var mı bilmiyorum ama, bildiğinizi gibi genel bir kanı vardır; "Belgesel, sokak fotoğrafçılığı ve fotoröportaj tarzlarında olabildiğince küçük ve sessiz makina kullanmak lazım" diye. Ben şu an bu tarz çekimlerde 5D ile beraber nispeten küçük olan ve odağı bana uygun olan 28mm kullanıyorum. Bir de çapraz askı marifetiyle çanta gibi yanıma asıyorum. Ve farkettim ki aslında bu tarz çekimlerde gerçekten rahatsız edici etken büyük zoom lensler. Kendi tecrübemden hareketle diyebilirim ki, 24-105 ile gövde son derece dikkat çekici ve rahatsız edici iken, 28mm ile gayet normalleşiyor. Aynasızları da araştırdığımda üzerine takılan lenslerle beraber benim 28mm setimden daha küçük olmadıklarını görüyorum. Nerede okuduğumu hatırlamıyorum ama poz vermeyen doğal yaşantısındaki bir insana objektif tutmak doğası gereği aslında tehditkar ve saldırgan bir tutum. Ve bu doğrulttuğumuz silah benzeri nesne olan objektif ne kadar büyükse tehdit de o kadar büyük ve farkedilir oluyor.

Kısacası ben Mark III 'ün keyfinden vazgeçemiyorum ve küçük bir objektifle sorunu görece çözdüm.