promete Nickli Üyeden Alıntı
Sevgili Gökhan,
Ben de tam olarak (özellikle de Portre de) senin çektiğin karenin o ankı hissiyatını, mekanı, durumu, senim imkanını, şartları, havayı, suyu görmek, anlamak, hissetmek istiyorum.
Yetenek, ancak çalışarak kazanılan bir ayrıcalıktır yoksa kişinin içinde olan içinde kalır! Fotoğraf sanatı, görsel sanatların diğer alanlarında olduğu gibi sanatçının birikiminin bir dışa vurumudur. Değerlendirmelerin objektif olmasını sağlayan da bu disipline ait, sanatçıyı daha verimli, daha başarılı kılmaya yönelik deneyimlerden kazanılan birikimdir.
Ben de tıpkı senin gibi imzalara takmış idim. Hak edilmemiş payeleri simgeliyorlar zannediyordum. Samimiyetine güvendiğim arkadaşlarım, türkçe kullanılmayan web sayfalarında paylaşmak üzere bu şekilde imzaladıklarını söylediler. Hem ikna oldum, hem de çok ciddiye almamayı öğrendim.
Son söylediğin aslında konumumuzun tamamen dışında olsa da kurallar açısından en önemli ve güzel örnek. Diyelim bir düğün, doğum günü, ya da sünnet için fotoğrafçıyla anlaştın, hatta salon kontratı gereği anlaşmak zorunda kaldın. Afdam sana asla bir daha bakmak istemeyeceğin fotoğraflar getirdi ve bir tomar para istiyor! Neye göre hakkını arayacaksın?
Sevgili Gökhan, son olarak, az deneyimli, çok deneyimli, az birikimi olan, derya bilgisi olan gördüm ama fotoğraf camiasında pek "boş insan" görmedim. Böyle bir camiada olmak, daha dün fotoğrafla tanışan bir arkadaşımdan bir şeyler öğrenmek, onun gelişimini izlemek bana hep keyif verdi.
Fotoğrafı tanıdıkça seveceksin, fotoğrafçıyı da.