Konu: Portre de bakış boşluğu ve altın oran olayı

Tacik Nickli Üyeden Alıntı

Merhaba,
Portre de bakış boşluğu diye bir olay var bildiğiniz gibi. Her fotoğrafta eğer bi obje, model ortalanmışsa veya altın oran yoksa sadece ve sadece "bakış boşluğu bırakılsaydı iyi olurdu" "sağa veya sola konumlandırsanız iyi olurdu" diye ezberlenmiş biçimde yorum yapılıp geçiliyor. Bence bunun artık geride bırakılması gerekiyor çünkü gerçekten bi çok fotoğrafta bu söyleniyor.

Ayrıca şahsen bakış boşluğunun "bazen" bırakılmamasını seviyorum. Benim hoşuma gidiyor ki şöyle bir örnek vereyim :


Bu 1. fotoğrafta bakış boşluğunun bırakılması bence hiç bir etki bırakmazdı. Sıradan bir fotoğraf olurdu ve boşluk bırakınca "merak" ettirecek bir şey kalmazdı çünkü belli, ilerisinde boşluk var. Ama böyle biraz sıkıştırıldığında asıl merak o zaman uyanıyor bence. Benim daha çok hoşuma gitti bu şekilde. Renk ve tonlar da güzel. 2. fotoğrafta bi patlama var ancak böyle de etkili bir fotoğraf olmuş kanımca.

Diğer konu da portre de altın oran.
Her fotoğrafta model illa ki sağ veya sol tarafa konumlandırınca estetik olmuyor. Bazen ortalanmış bir model fotoğrafı çok daha çarpıcı olabiliyor ya da daha güzel olabiliyor. Şöyle ki :


Ezberci bi şekilde hep altın orana göre çekilmiş olsaydı fotoğrafın nasıl olacağını tahmin edebiliyor musunuz ? Bence çok kötü olurdu. Her fotoğrafta obje veya modeli facebookta kapak fotoğrafına oturtmak için sağa veya sola konumlandırılmamalı bence. Böyle örnekleyebildim. Ayrıca bayan modelin ortalandığı fotoğrafa yapılan yorum da aynen şuydu "model fotoğrafın ortasında değil de sağında veya solunda olsaymış daha etkili bi kare olabilirmiş. . yine de başarılı bi kare tebrikler . ."

Fotoğrafın paylaşıldığı yerde de dedim, düşüncemi burada da paylaşayım. "İlla altın oran diye tutturup her fotoğrafta modeli sağa sola atmamak gerekir bence."

size katiliyorum kesinlikle. Tabiki belli basli bazi durumlara dikkat etmek gerekir fakat kaliplastirmamali standartlar yaratmamali bencede. Aslinda birazda su kastedilmistir yapilan yorumlarda ; ornegin o kizi saga yada sola koydugunda olusacak boslugun croplanarak yok edilmesi... Fakat belki bazi durumlarda portredeki kisi disindaki manzara zemin v.b gibi diger goruntulerin de detay olarak genis goruntulenmesi istenebilir. Bu durumda olay sadece fotografcinin fotografa bakis acisindaki yorum farkini olusturur. Yani asil onemli olan imajin kalitesi, portre veren modelin bakis yuz ifadesi v.b isik kosullari netlik ve kompozisyonlar acisindan degerlendirilip yorumlanmali. Tabiki cok goze batan kusurlu bir kadraj mevcutsa buda belirtilmeli fikir olarak elestirel olarak.Ama hersey yerinde guzel kaliteli hos bir fotograf ise ortasi sagi soluna cok takilmamak gerek.

GT-S5660 cihazımdan Tapatalk 2 ile gönderildi

Genelde ışığıyla, kurgusuyla, imaj kalitesiyle 10 numara olan bir fotoğrafa olumsuz eleştiri yapacak bir konu kalmadığı zaman eğer model ortada veya bakış boşluğu yok ise illa oraya o olumsuzluğu yazıyorlar. Geri kalan her şeyin güzelliğini değil, kadrajın sağa sola kaydırılmasını tartışıyor. İlla bi kusurunu arıyorlar yani

Ayrıca evet mesela sıradan bir kulübeyi düşünelim. Issız bir orman, bir kulübe. Kulübeyi ortalayarak çekilmiş bir fotoğraf her şeyi altüst edebilir. Ama altın oranla çok daha estetik durabilir. İyice belirtiyim de altın orana falan karşı çıktığım zannedilmesin

Sevgili Berk, bu başlıkta yazmış ve yazacak arkadaşlarım; Portre konusunda tanım, öneri, yorum yapan hiç bir akademisyen ya da profesyonel, altın oran ya da bakış boşluğu gibi betimlemeler kullanmaz!

1/3 kuralı mı der ? ne der ?

bana göre fotoğrafın belli teknik, taktik, kalıpları olabilir ama kuralları olamaz. herkes kendine özgü teknik, fikir, akım, yaratabilir. fotoğraf yaratıcılığa dayalı bir daldır vede yaratıcılık kişiden kişiye değişir, belli kalıplara dökülerek şekillendirilemez öyle olsaydı tek konu üzerinden gitmek zorunda kalınırdı.

Tacik Nickli Üyeden Alıntı

1/3 kuralı mı der ? ne der ?

Sevgili Berk, anlamsız ve gereksiz betimlemeler yapmazlar demek istedim. Konu başlığı, ancak portre konusunda bilgi sahibi olmayan, fotoğraf üzerine yğzeysel bilgi sahiplerinin değerlendirmelerini hedef alıyor.

Anladım. Hedef almasını istediğim kitle de o zaten. Fotoğrafın geneline bakmalarını istiyorum. Modelin sağ veya sol yanda olup olmaması, baktığı yönde boşluğun olup olmamasına değil geneline baksınlar istiyorum. Ayrıca böyle yorumlar yapanlar zaten profesyönel olamaz farkındayım

Fotoğrafın kurallara, matematiğe sığdırılması bana hep bir takım elemanların element uydurması gelir.
Sen benim çektiğim karenin o ankı hissiyatını, mekanı, durumu, benim imkanımı, şartları, havayı, suyu nerden biliyorsunda altın oran olsa daha iyi olurdu diyorsun?

Fotoğrafta sanat, ya içten gelir yada başkalarının fotoğrafını taklit ederek olur başka türlüsü yok bunun.

Zaten bu gibi şeylere genelde takılan insanlar facebuk gibi ortamlarda kendini .... photography ci diye tanıtanlar.

Bende doğrum günü fotoğrafı çektim, bende sünnet fotoğrafı, düğün fotoğrafı ıvırzıvır çektim. Bende mi photography ci oldum?
Pehhh...

Boş insnalar.

Sebastian Nickli Üyeden Alıntı

Fotoğrafın kurallara, matematiğe sığdırılması bana hep bir takım elemanların element uydurması gelir.
Sen benim çektiğim karenin o ankı hissiyatını, mekanı, durumu, benim imkanımı, şartları, havayı, suyu nerden biliyorsunda altın oran olsa daha iyi olurdu diyorsun?

Fotoğrafta sanat, ya içten gelir yada başkalarının fotoğrafını taklit ederek olur başka türlüsü yok bunun.

Zaten bu gibi şeylere genelde takılan insanlar facebuk gibi ortamlarda kendini .... photography ci diye tanıtanlar.

Bende doğrum günü fotoğrafı çektim, bende sünnet fotoğrafı, düğün fotoğrafı ıvırzıvır çektim. Bende mi photography ci oldum?
Pehhh...

Boş insnalar.

Sevgili Gökhan,

Ben de tam olarak (özellikle de Portre de) senin çektiğin karenin o ankı hissiyatını, mekanı, durumu, senim imkanını, şartları, havayı, suyu görmek, anlamak, hissetmek istiyorum.

Yetenek, ancak çalışarak kazanılan bir ayrıcalıktır yoksa kişinin içinde olan içinde kalır! Fotoğraf sanatı, görsel sanatların diğer alanlarında olduğu gibi sanatçının birikiminin bir dışa vurumudur. Değerlendirmelerin objektif olmasını sağlayan da bu disipline ait, sanatçıyı daha verimli, daha başarılı kılmaya yönelik deneyimlerden kazanılan birikimdir.

Ben de tıpkı senin gibi imzalara takmış idim. Hak edilmemiş payeleri simgeliyorlar zannediyordum. Samimiyetine güvendiğim arkadaşlarım, türkçe kullanılmayan web sayfalarında paylaşmak üzere bu şekilde imzaladıklarını söylediler. Hem ikna oldum, hem de çok ciddiye almamayı öğrendim.

Son söylediğin aslında konumumuzun tamamen dışında olsa da kurallar açısından en önemli ve güzel örnek. Diyelim bir düğün, doğum günü, ya da sünnet için fotoğrafçıyla anlaştın, hatta salon kontratı gereği anlaşmak zorunda kaldın. Afdam sana asla bir daha bakmak istemeyeceğin fotoğraflar getirdi ve bir tomar para istiyor! Neye göre hakkını arayacaksın?

Sevgili Gökhan, son olarak, az deneyimli, çok deneyimli, az birikimi olan, derya bilgisi olan gördüm ama fotoğraf camiasında pek "boş insan" görmedim. Böyle bir camiada olmak, daha dün fotoğrafla tanışan bir arkadaşımdan bir şeyler öğrenmek, onun gelişimini izlemek bana hep keyif verdi.

Fotoğrafı tanıdıkça seveceksin, fotoğrafçıyı da.

promete Nickli Üyeden Alıntı

Sevgili Gökhan,

Ben de tam olarak (özellikle de Portre de) senin çektiğin karenin o ankı hissiyatını, mekanı, durumu, senim imkanını, şartları, havayı, suyu görmek, anlamak, hissetmek istiyorum.

Yetenek, ancak çalışarak kazanılan bir ayrıcalıktır yoksa kişinin içinde olan içinde kalır! Fotoğraf sanatı, görsel sanatların diğer alanlarında olduğu gibi sanatçının birikiminin bir dışa vurumudur. Değerlendirmelerin objektif olmasını sağlayan da bu disipline ait, sanatçıyı daha verimli, daha başarılı kılmaya yönelik deneyimlerden kazanılan birikimdir.

Ben de tıpkı senin gibi imzalara takmış idim. Hak edilmemiş payeleri simgeliyorlar zannediyordum. Samimiyetine güvendiğim arkadaşlarım, türkçe kullanılmayan web sayfalarında paylaşmak üzere bu şekilde imzaladıklarını söylediler. Hem ikna oldum, hem de çok ciddiye almamayı öğrendim.

Son söylediğin aslında konumumuzun tamamen dışında olsa da kurallar açısından en önemli ve güzel örnek. Diyelim bir düğün, doğum günü, ya da sünnet için fotoğrafçıyla anlaştın, hatta salon kontratı gereği anlaşmak zorunda kaldın. Afdam sana asla bir daha bakmak istemeyeceğin fotoğraflar getirdi ve bir tomar para istiyor! Neye göre hakkını arayacaksın?

Sevgili Gökhan, son olarak, az deneyimli, çok deneyimli, az birikimi olan, derya bilgisi olan gördüm ama fotoğraf camiasında pek "boş insan" görmedim. Böyle bir camiada olmak, daha dün fotoğrafla tanışan bir arkadaşımdan bir şeyler öğrenmek, onun gelişimini izlemek bana hep keyif verdi.

Fotoğrafı tanıdıkça seveceksin, fotoğrafçıyı da.

Düşünce şeklimiz tamamı ile zıt.
Ben fotoğrafın bir sanat olduğunu bile düşünmüyorum.

Bomboş bir arazide 1 tane ağaç dikiliyor. Ben onu kadrajın 3/2sinin karakökünü alıp onu pi ile çarpıp biraz soluna yanaştırıyorum ve çekiyorum.
Oldu sana sanat.
Bende sanatçıyım artık.

Siz muhtemelen kendi tecrübelerinize, çevrenize dayanarak farklı düşünüyorsunuz.
Bende gördüğüm photographycilere.

Benim bu konuda görüşlerim nettir zamanla değişecek şeyler değil tam aksine zamanla oluşan düşüncelerdir.

Fotoğraf sanat değildir.
Size göre sanattır, saygı duyarım.
Bana göre zaman yolcuğu imkansızdır.
Size göre mümkün olabilir, saygı duyarım.
Ben uzaylıların varlığına inanırım.
Size göre olmayabilirler, saygı duyarım.

Tabi siz derken sadece şahsınıza demiyorum, genel konuşuyorum.
O yüzden sabaha 3 gün aralıksız tartışsak düşüncelerim değişmeyecektir.

Burada yazılanlara tamaiyle katılıyorum. Zaten fotograf da gerçeği yansıtmaz, kuralı kaidesi yoktur. Sadece yeni fotograf çekmeye başlayanlar için göze hoş gelmesi garanti belli başlı kalıpları vardır ki bunlar kesinlikle kural değildir( altın oran vs gibi)
Ama maalesef bir fotokritik fotografçılığı almış başını gidiyor yurdumda... Altın oranlar, dizi dizi misket fotografları... Bıktım ben bu basma kalıplardan hiçbir portre fotografımda da inadına sağa sola yaslamıyorum...
Bu arada en son fotografı çok beğendim.

bence fotograf tamamen matematiksel bir olaydır. o altın oran felan dedikleride herhalde boş uydurma olamaz. insan gözü genelde sağ yada sola ağırlıklı odaklanır. mesela benimki hep sağa odaklanır sürekli ekrana baktığımda sağ köşeyi hep arar. biz reklamcılık okurken bunu öğrendik. fotoğrafın içindeki o şahsı yada objeyi karenin ortasına sıkıştırmak iyi birşey değil bence. hem bu altın oran vb. terimleri çıkaran insanların fotografları yıllardır ilham kaynağı olmus fotografcılara. siz burda amatörce konuşuyorsunuz bence. bu yüzden ülkemizde dünya çapında sesw getiren bir sanatçı yok zaten. herşeyin en iyisini biz biliriz ama yabancı ülkedeki fotografcılar yapıyor nasıl oluyorsa... belki bizde forumlarda boş boş dolaşmayı kesip bu işe dört elle sarılsak daha iyi olur..

Kurallar çiğnenmek içindir, unutmayın ki kurallara uymayanlar hep farklı ve başarılı olmuş kişilerdir.