Peki elde edeceği gişe başarısı filmi gerçekten başarılı kılar mı?
Yoksa çok seyredildi demek ki güzel denilerek bu hataların göz ardı edilmesini, hatta tekerrür ederek daha da daha da dejenerasyona mı yol açar...Bunu düşünmek gerekiyor...
Yazdırılabilir Görünüm
Peki elde edeceği gişe başarısı filmi gerçekten başarılı kılar mı?
Yoksa çok seyredildi demek ki güzel denilerek bu hataların göz ardı edilmesini, hatta tekerrür ederek daha da daha da dejenerasyona mı yol açar...Bunu düşünmek gerekiyor...
Sevgili Serkan,
Zaten benim kızdığım bu kadar büyük bütçeli bir projede bu hataları hiç mi dikkate almamışlar...
Ben standart bir seyirciyim...
Karşımda:
Yapımcı
Yönetmen
Danışmanlar
Onlarca sponsor
Oyuncular
Var var var.......
Bir kişi de kardeşim yapıyoruz ama eşşeğin kulağı iltihaplandı demez mi...
Yok eğer demiyor ise, hiç şüphem yok; bundan sonrakiler de böyle gelir...
Ben de amma kızmışım bee...
Bir yumurta alayımda adamları bar çıkışı falan protesto edeyim....:yarıl
bu arada"çağrı" filmi yeniden çekilecek... tamamen yeni tekniklerle çekilmesi hedefleniyor...
filmin yapımcılığını Oscar Zoghbi üstlenirken, yönetmenilğini ise matrix ve lord of the rings gibi filmlerin yönetmeni Barrie M. Osborne yapacak...
bilindiği üzere anthony queen'in başrolünü oynadığı "the message" isimli filmin yönetmenliğini mustafa akad yapmıştı.
kendisi, ürdün amman'da düzenlenen terörist bir saldırıda hayatını kaybetmişti...
Mustafa Akad çağrı filminin ikincisini çekmişti.
ilk versiyonunda bilindiği üzere hz. hamza rolünü anthony queen oynamıyordu...
ikinci versiyonunu, 10 dakikalık bir demo ile kaddafi'ye götürür.
bununla beraber Ömer Muhtar isimli filmin senaryosu da hazırdır.
iki flmin sponsorluğunu da kaddafi üstlenir ve kendi malvarlığından karşılar...
kinci film büyük ses getirir...
üçüncü filmin nasıl olacağını tam kestirmek zor ama yönetmenin önceki filmlerine bakarak çok iyi bir eser çıkacağı aşikar...
fetih filminde de iyi yönetmenlerle çalışılmalıydı...
böylesi büyük bir film için büyük prodüksiyon gerekliydi...
birkaç arkadaşım figüran olarak filmde görev aldı... birkaç yardımcı yabancı yönetmen de vardı filmde...
tabii prodüksiyon yapmak zor iştir.
özellikle bu bir filmse çok daha zordur... yine de emeğe saygı anlamında düğmemi iliklerim fakat eleştirileri de br kenara atmamak gerekiyor...
erol köse bir şey söylemişti çok da hoşuma gitti açıkçası.
"testere'nin bile 7.si yapıldı!"
...
mustafa akad ile yapılan kısa bir röportajı da ekleyeyim istedim:
> Çağrı filmi fikri nasıl oluştu?
> Çocuğum olunca şöyle bir duyguya kapıldım: Çocuklarıma dinlerini öğretmeliyim dedim ve sorumluluğumu hatırladım. İşte Çağrı projesi böyle ortaya çıktı. Hem kendi çocuklarımın, hem de başka çocukların geleceği için. Ama bu hiç kolay olmadı. Çünkü Holivud´da Antony Quin´in başrolde oynadığı bir İslami film yapmak gerçekten zordu. Çünkü Holivud geleneğinde İslam´a dair her şey çirkin...´
> Peki film, nasıl bir tepkiyle karşılandı? Çağrı´nın etkisi ne oldu?
> Tepkiler olağanüstüydü... Binlerce kişi Müslüman oldu... Özellikle Amerika´da siyahlar arasında İslam hızla yayıldı.. Elhamdülillah etkisi çok büyük oldu. Şu anda bile bütün dünya televizyonları filmi yayınlıyor. Üniversiteler, video klüpleri filme büyük önem veriyor.
> Peki Çağrı, sizce neden bu kadar etkili oldu?
> Özellikle Amerikan kamuoyunu dikkate aldım. Onlara kendi mantıkları ve dilleriyle hitap ettim. Filmde Hristiyanlıkla İslam arasındaki ilişkiye, Hz. Meryem´e vurgu yaptım. Sahneleri bu mantıkla çektim...
> Ve yıllardır konuşulan bir söylenti... Filmin başrol oyuncusu ve filmde Hz. Hamza´yı canlandıran Antony Quin, Müslüman oldu mu?
´Antony Quin, İslam´dan çok etkilendi.. Çekimler bittikten sonra bana şunu söyledi: ´Ben Müslüman olmadım ama İslam dinine artık daha çok saygı duyuyorum. Çok etkilendim´...
ABD ORDUSU OPERASYON İÇİN ÇAĞRI´YI İZLEDİ
Mustafa Akkad, bu arada, yakın zamanda gerçekleşen ve gündeme gelmeyen bir olayı da anlattı.. Amerikan ordusu, Afganistan operasyonunda Çağrı´nın kasetlerini izlemiş...
´Amerikan Ordusu, Afganistan´a girmeden önce Çağrı´nın tam yüz bin video kasetini aldı. Askerler filmi, İslam hakkında bilgi almak amacıyla izledi...´
Çağrı´da filmin baş kahramanı yani Hz. Muhammed görünmüyor... Buna rağmen film baştan sona ilgiyle izleniyor... Mustafa Akkad, ´Baş kahramanın görünmediği bir filmi çekmek zor almadı mı?´ sorusunu bakın nasıl yanıtlıyor...
´Çok zor oldu... Sadece baş kahraman değil, Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali.... Hiç biri yok. Hatta Hamza, diğerleri olmadığı için var... Müslümanlar izlerken, Hz. Muhammed´in yokluğundan dolayı bir sıkıntı çekmediler... Ama yabancılar için bu bir sorundu. Bir de metnin Ezher Üniversitesi tarafından onaylanması gerekiyordu. Çok zorlandım. Ama mutluyum, mesaj yerine ulaştı...´
> Peki Hz. Muhammed ve diğer İslam büyükleri, filmde neden gösterilmedi?
> İslam alimleri, buna onay vermiyorlar. Ama verseler bile ben o yüce kişiliği göstermezdim. Bunun doğru olmadığına ben de inanıyorum. Sadece Hz. Muhammed´i değil, Hz. İsa´nın, Hz. Musa´nın da canlandırılmasını onaylamıyorum. Onları göstermek, onların yüceliklerini gölgeler. Ben yaptığımdan memnunum.´...
Yönetmen Mustafa Akkad, Çağrı´yla ilgili çok ilginç anılar da anlattı..
İşte onlardan biri...
´Hz. Hamza´yı şehid eden Vahşi rolünü, kaldığım otelde çalışan elektrik teknisyenine verdim. ´Filmde rol alır mısın?´ dedim, kabul etti.. Hz. Hamza´yı öldürecekti. Biraz eğitim verdik. Ve öldürme sahnesini çekiyoruz. Kameraları yerleştirdik, figüran oyuncular, yani askerler yerlerini aldılar. Rol gereği Vahşi, askerler arasından sıyrılacak ve Hamza´yı öldürecekti. Ama bunu bir türlü yapamadı. Askerleri oynayanlar, Vahşi´nin aralarından geçmesine izin vermiyorlardı... Filme kendilerini o kadar kaptırmışlardı ki, Hamza´yı öldürecek diye Vahşi´nin aralarından geçmesine izin vermiyorlardı. Sahneyi tam beş kez çekmek zorunda kaldık. Sonunda askerler oyuncuları zor ikna ettim...´...
Ve filmde Vahşi´yi canlandıran elektrik teknisyeninin başına gelenler...
Mustafa Akkad, çok ilginç anısını bakın nasıl anlatıyor...
´Film bitti.. Tüm dünyada gösterildi.. Aradan bir yıl geçti. Bir gün telefonum çaldı. Açtım, ´Ben Çağrı´da Vahşi´yi oynayan Salim´ dedi.. ´Ooo ne yapıyorsun´ dedim. Bana çok kızgındı. ´Allah´ından bulasın, hayatımı perişan ettin´ dedi... ´Ne oldu´ dedim. Anlattı: ´Sokakta yürürken insanlar lüzüme tükürüyor. Sokağa çıkamaz oldum. İşimden atıldım. Hamza´nın katili diye kimse iş vermiyor.´ dedi...´
> Holywood´da çekilen ve tüm dünyayı kasıp kavuran pek çok film insanlık anlayışlarını derinden etkiliyor... Bu filmlerde, İslam ve Müslümanlar, genellikle ´olumsuz´ bir imajla çıkıyor seyircinin karşısına...Nedir bu filmlerin mantığı?
´Amerikan sinemasında Müslümanlar, hep çirkin bir tipleme ile canlandırılır. İslam´ı bir terör dini gibi göstermeye çalışıyorlar. Bunda Holivud´a egemen olan Yahudi etkisinin rolü büyük..´...
> Peki o dünyada İslam için olumlu filmler çekmek nasıl mümkün olabilir?
> Bütün iş parada. Ben para buldum Çağrı´yı çektim, Ömer Muhtar´ı çektim. Finans olursa sorun kalmaz. Finans sorununu İslam dünyasının çözmesi gerekir.
> Peki Ömer Muhtar projeniz nasıl oluştu?
> Bir sinema filmi olarak Ömer Muhtar´la gurur duyuyorum. Bu filmde sinema sanatının tüm inceliklerini kullandım.
>Bu filmde en etkilendiğiniz sahneler hangileri oldu?
> Ömer Muhtar´ın tutuklanarak hapiste elleri kelepçeli olduğu bir sahne var. Bu şekilde abdest almaya çalışıyor. Arka planda ezan sesi var. Ömer Muhtar´ın yanı başında ise bir İtalyan subay nöbet tutuyor. Bu sahne bence çok etkileyici oldu..
Filmdeki etkileyici ikinci sahne ise Ömer Muhtar´ın idam sahnesinde, idam gerçekleşince kadınların zılgıt çekmesi... Bu sahneden dolayı Hizbullah Lideri Hasan Nasrallah beni kutladı. Çünkü o, şehadetin üzülecek bir şey değil sevinilecek bir şey olduğuna inanıyor. Nasrallah, oğlunu İsrail askerleri öldürdüğünde taziyeleri değil kutlamaları kabul etmiş...´
FATİH VE EYYUBİ´Yİ ÇEKMEK İSTİYORDU
> Yeni projeleriniz var mı?
> İki projem var. Selahhaddin Eyyubi filmi ve İstanbul´un fethi... İstanbul´un fethi, farklı dinlerin bir arada özgürce yaşadıkları Osmanlı´yı anlatan bir film olacak. Hangisi için para bulursam, onu önce yapacağım.
Yazı için Teşekkür ederim ..Umarım Fethi Yapar ilk önce..
bu arada eurovision şarımız da çalıntıymış...
Aylardır beklenen bu ÅŸarkı için ÅŸok bir iddia atıldı ortaya. Åarkı neredeyse Gogol Bordello ÅŸarkılarının melodilerle aynı.
Yaa Mustafa,
Çağrı / The Message filminin orjinali vardı bende.. Ancak maalesef bir arkadaş hacıladı ve bulamıyorum...
Her neyse ne zaman Mekke'ye giriş sahnesini seyretsem, oturur hüngür hüngür ağlarım..
Filmin "bonus disc" denilen ilavesinde Mustafa Akad ile bir röportaj da vardı..
O röportajda sanki iki filmi aynı anda çektik gibi bir ifade hatırlıyorum...
Çünkü ikinci versiyonda, Amerikalı ve İtalyan oyuncular çıkmış, yerine Arap kökenli oyuncular rol almıştı..
Yoksa ben mi yanlış hatırlıyorum..
Bu filmin okadar yüksek bütçeli olma sebebi sanırım binlerce figürana verilen para :) Oyuncu seçimleride bence cok basarısızdı . Padişah rolü oynayan insanda bir agırlık heybet olmalı seyirci gördügünde bu ne ya dememeli :) işin acıgı bende çok begenmedim . Nefes filmini izlerken teknik acıdan basarısını bilemem ama tüylerim diken diken olmustu o duyguyu hissetmiştim . Bu filmde birde salonun ses sistemi arızalanınad esneyip durdum ..
hayır abi yanılmıyorsun...
çağrı ve ömer muhtar filmi aynı sette çekildi..
ikisinin bütün masraflarını da kaddafi karşıladı...
ilk çağrı, suudi hükümeti tarafından yaptırılmıştı.. beğenilmedi..
amerika kökenli oyunculardan daha ziyade arap kökenli oyunculara yer verildi...
hz. hamza rolü de anhthony queen'e verildi...
(iyi ki de verildii... bildiğim en iyi performans zira)
ikinci film için kolları sıvayan akad, 10 dakikalık demo ile tekrar suudi hükümetine gitti, yenisini çekmek için
fakat vehhabi zihniyeti biliyorsun; sahabileri çok fazla övdüğü için filme destek vermedi...
sonrasında kaddafinin kapısını çaldı...
aslına bakarsan, ömür muhtar çağrı filminden çok daha büyük bir prodüksiyon...
bu arada artı bilgi olarak geçeyim:
ciddi oyuncular, işini ciddiye alan oyunculardır.
anthony queen bu filmleri çekmeden önce 1.5 sene (yanılmıyorsam) arap çöllerinde ve şehirlerinde yaşamıştır.
oradakki havayı solumak, kültürünü almak adına...
roller bu yüzden başarılı....
abi bu tip hacılama durumlarını önceden sezdiğim için,
sana kopyasını vereyim diyorum kırmadan:)
hacılayacak olanlara duyurulur:)))
Evet malesef Türk milletini içten kuşatma operasyonu devam ediyor. Hatta bir grup insana "yahu abartmayın film sonuçta" dedirtmeyi bile başardılar. Tam gaz devam ediyorlar. Her ne kadar Vefa bey gibi ince noktaların ayrımını yapabilen duyarlı insanların varlığı devam etse de gidişat hiç de iyi değil. Allah sonumuzu hayreyleye.
Yılmaz Özdil'in yazısını nedense gereksiz buldum ben. Bir yazısında İbrahim Tatlıses'in vurulması olayı üzerinden "Herkes kendi bildiği işi yapsın" demişti ama görüyorum ki sinema eleştirisi de yapmaya başlamış neyse bu bir başka konudur =)
dikkat spoiler =)
-Mesela o yazıda kol bacak kopma sahneleri hakkında bir eleştiri yapmış. Başka filmlerde de kopuyordu bu yüzden Fetih'tekiler çalıntı diye. Sizce kılıçlarla yapılan savaşlarda kol bacak kopması çok normal değil mi?
-Oklara kalkanla karşılık verilmesi sadece Troy'da var demiş. Evet var ama bir çok savaş filminde var. O zaman bu sahneyi ilk çeken dışında herkes çalmış.
-Kılıç saplama sahnesi de Troy'danmış. O sahne 300'de de var. Spartacus dizisinde de var.
dikkat spoiler =)
Sonuç olarak ben de demiyorum ki muhteşem olmuş süper olmuş ama ilk defa yapılıyor. İlk defa yapılması bir bahane değil diye düşünenler de var ama bence ilk olması şu bakımdan önemli: Bu tarz bir film için 17 milyon dolar düşük bir bütçe. Ama eğer bu film iyi bir gişe yaparsa Türkiye'deki yapımcılar da bu tarz filmlere yönelebilirler. Umarım bu film iyi bir gişe yapar da başka bir yapımcı 50 milyon dolar bütçe ile Kurtuluş Savaşı'nın bir filmini yapar..
Yıllardır "ya bu bizdeki osmanlı tarihi amerikada olsa ne filmler çıkardı şoyle büyük bir prodüksyon yapılmalı" diye hayıflanırdık lakin bence de "Fetih 1453" filmi bu boşluğu dolduramamıştır maalesef, maneviyat zayıf gösterilmekte, birkaçtanesi haricinde oyuncu kadrosu zayıf. 2 hafta önce muhteşem yüzyıl dizisindeki şehzade Mustafa'nın kılıç giyme töreni kısada olsa çok başarılıydı bu filmdeki bazı sahnelere göre, çok basit bir örnek vermek gerekirse; bizans imparatoru konstantin film boyunca takma sakal ve bıyıkla geziyor! görsel efektler iyide gerisi sınıfta kalmış bir proje. 25-30 yıl önce izlediğimiz cüneyt arkın filmlerinin modern bir versiyonu gibiydi adeta. Yinede emek verilmiş teşekkür ederiz.
yazdıklarım naçizhane fikirlerimdir, ben daha güzel bir film beklentisi ile gitmiştim açıkçası.
Cennet mekan Fatih sultan Mehmet Hanımız ve devrindeki bütün savaşçılarımızın ruhları şad olsun İnşallah, El Fatiha.
Filmi mahvetmek için Era ve Ulubatlı Hasan saçmalıkları yetmiş de artmış. Filmi izleyenler bu sahnelere çok gülmüştür;
"Baba topu iyi dökmek için kalay miktarını artıralım,ateşi çoğaltalım. -tabii kızım."
"Hayatımda yediğim en güzel balık bu. -Eh artık sen de bana top dökmeyi öğretirsin. +Top dökmek bizim işimiz Hasan!"
Lütfen bir milletle bu kadar dalga geçilemez.
Akşemseddin'i oynayan kişi sanırım aldığı alkol yüzünden normal konuşma yeteneğini unutmuş şeker bir amcamız. Noel Baba olur ama Akşemseddin?
Ya Fatih'in çadırdaki ergen triplerine ne demeli? Tesbih kırmalar depresyona girmeler... Eyyüb El Ensari'yi de Akşemseddin ile öğrenmiş oldu oh ne ala.
Ulubatlı Hasan'ın Fatih'in kılıç hocası olması?
Lağımcıların bağıra bağıra "Ya Allah" diye diye tünel kazmaları? Ki en sessiz yapılması gereken iştir,kazmaların ucuna bez bağlanır ses çıkmaması için.
Zenci çocuğu görmüş Başbakan edasıyla,kendi çocuğunu bile sıcak sevgi göstermeyen Fatih'imizin,Ayasofyadaki çocuğu kucaklayıp öpmesi. Çocuğun "Anne bu abi çok iyi bi abiye benziyor" bakışı...vs vs...
Recep İvedik'i çeken yöneten artık her neyse,böyle bir adamdan bundan fazlasını beklemezdim. Beklentimdeki gibi oldu.
Bir filmin efektleri gerçekçi olmayabilir,onu anlayışla karşılarım,ama ben Fetih çizgifilminde bile tüylerim diken diken olurken,bu film baştan sona kepazeliktir.
p.s: Eğer bu film bir günümüz yorumlaması ise, birebir tarihteki gibi olması gerekmiyorsa, o zaman adını Fetih 1453 koyma kardeşim, Kaf dağı hükümdarı diye fantastik bir şey yap,zerre gık edersem neyim. Almanlar'ın yorumlama yapıp 2.dünya savaşını kendilerinin kazandığı bir film çekmeleri kadar saçmaydı bu film.
Emir abimin tüm sözlerine katılıyorum. Ben de aynı şekilde düşünmüştüm. Üstelik de Tarih okumayan grubun bir bireyi olarak (malum sayısalcı olunca sözel' e ağırlık veremiyoruz.)
Filmi iyi ki de sinema da izlemişim diyorum yine de zira TV de izlemiş olsaydım komedi diyip geçerdim!
"Muhteşem Yüzyıl" bile bir dizi olarak hem görsel hem de oyunculuk açısından çok daha sağlam diye düşünüyorum ki biri dizi diğeri film.
Diziler gerçekliğe sadık kalmayabilirler! Ama konusu tarih ise bir filmin o tadı vermeliydi diyebilirim!
arkadaşlar olumlu olumsuz bir çok yorum var, durun ya adı üstünde ilk, eğer bundan sonra ki 2. benzer filme ilerleme olmazsa sıkıntı vardır. ülkemizde bu kadar bütçeli ve uzun hatta bu kadar figüranın oynadığı kaç film çekildi sadece konusu saçmalık küfür olan saçma sapan filmler milyon dolar kazanırken çok eleştiri almazken daha ilk filmimiz dediğimiz filme bence bu kadar olumsuzluk ağır oluyor, filmin eksiği yok mu mutlaka var ama şu anda geldiğimiz en son nokta bu. bundan sonra inanıyorum daha iyileri olacak ama olana kadar iyisi bu bence.
türk sinemasının deneme-yanılma için bir 17 milyon dolar daha vermesini pek mantıklı bulmayanlardanım.
Bu filmde beni en rahatsız eden şey (taa ilk çekim haberini duyduğumdan beri)
Ses - Özel Efekt ve Müzik işinin yerli olmamasıydı... Ki bu tip bir aksiyon filmlerinde daha doğrusu böyle senaryo değil, ses ve görsel efektlere dayanan bir filmde
bu işlerin yerli olmaması rahatsız edici. Bu işleri yapabilecek sayısız adam var bu ülkede, özgüvensizliğimiz sağolsun iş ciddi yabancı ajansa gidelim mantığı bitmiyor.
Şu listeye bir bakın lütfen;
Sound Department Ruben Aguirre Barba .... sound effects editor Sirma Dogan .... supervising dialogue & adr editor Mustafa Durma .... sound designer Eilam Hoffman .... sound effects editor Miodrag Jakovljevic .... foley artist Andy Kennedy .... sound designer Andrea Kurpjel .... sound facility manager Srdjan Kurpjel .... sound re-recording mixer Srdjan Kurpjel .... supervising sound editor Jon Olive .... sound designer Milos Stojanovic .... sound effects editor
Visual Effects by Francisco Aguilar .... visual effects artist Camacho Alberto .... roto artist Francisco Andrade Campos .... visual effects producer Jimmy Barragán .... digital compositor Hector Carreon Pinera .... assistant producer Paco Castillo .... digital compositor: Epics FX Studios Enrique Sandoval Castro .... digital artist: Epics FX Studios Alejandro Davalos .... digital compositor Miguel De Hoyos .... visual effects artist Carlos García .... roto artist Eduardo García .... visual effects artist Marlen Gil .... digital compositor Héctor González .... digital artist Miguel González .... roto artist Mariana Gorbea .... digital artist Luis Gómez .... lead sequence compositor Josue Hernández .... cgi supervisor Gregorio Jaimes .... roto artist Eduardo Lopez .... lead matte painter Fermín Maldonado .... digital compositor Delta Manzano .... digital compositor René Meillón .... digital compositor José Narváez .... digital compositor Pascal Nowak .... digital colorist Johan Olguin .... digital compositor Ivonne Orobio .... digital compositor Saurabh Pande .... visual effects artist Francisco Miguel Robles González .... visual effects artist Jerónimo Torres .... visual effects artist Ángel Torres .... digital compositor Iván Williams .... visual effects artist Serkan Zelzele .... visual effects supervisor
Stunts Dusan Hyska .... stunt coordinator Igor Kristof .... fight choreographer Roman Spacil .... fight choreographer Martin Turecek .... stunts Fatih Ugurlu .... stunt coordinator Liste IMDB'den...
3 yıl uğraşılmış tonca para verilmiş diyip güzel birşey umudu ile ilk günden gidip izledim ama umduğum kaliteyi bulamadım bende
Kara Murat + aftereffects...
Sonuç: Olmamış