Yazılı ortamlarda bu soruları çok yazmamak, çok cevaplamamak lazım...
Ancak bir şeyi ifade etmeden geçemeyeceğim...
Bir gün emekli MİT müsteşarlarımızdan birisi şöyle bir ifade kullanmıştı...
"Ne demek Irak, Türkiye'nin dış politikasına nasıl etki eder..? Türkiye'nin iç ve dış politikası Irak, Suriye gibi; daha ne zaman nasıl kurulduğu unutulmamış, üç günlük devletle ile belirlenmez.. Türkiye'nin dış politikası ancak Türkiye gibi, bölgede geçmişi olan, köklü devletler ile etkileşim halindedir; İran, Rusya gibi..."
Rahmetli babam da demişti ki: "Evladım, köklü devletlerin politikaları ve bu politikaların neticeleri 5-10 yıllık olmazlar.. Bir bölgede gerçekleşen gelişmeleri doğru anlayabilmek ve doğru yorumlayabilmek için olaya daha geniş bir zaman perspektifinden bakmamız gerekir.. 50 yıl, 100 yıl, 200yıl pencerelerinden bakmak gerekir.. O zaman kısa vadede sana dost yada düşman gözüken devletlerin gerçek niyetleri, aslında zigzaglar çizdikleri için ve bu kısa vadede "hep unutan" dimağlarımızca son harekete göre hatırlanacağı için, daha düz bir çizgi olarak görünecek ve sen de gerçekleri daha net görebileceksin.. O sebeple son 200 yıllık tarihini iyi oku ve öğren... Ancak o şekilde dost ve düşmanını ayırt edebilirsin..."
O nedenle medyanın verdiği isimler yada kısa vadeli aktörler üzerinden düşünmemek ve hareket etmemek gerekir...
Taa tazminattan bugüne, tarihimizi ayrıntılı bir şekilde okumadan bu konularda yorum yapmamak, çıkarımlarda bulunmamak gerekir.. Aksi bizi gerçeklerden ve amaçlardan uzaklaştırır...
Çok basit bir ip ucu vereyim, siz gerisini kendiniz getirin: Arz-ı Mev'ud